Sade bir kutusu var derken artık sadece tasarım değil buna içeriği de adaptörü de dahil oldu, Apple adaptörü kutudan çıkardı, yine herkes bu trendi benimsedi. İçinden telefonun kendisi ve bir Tip C kablosu çıkıyor. Bir de alışılageldik dökümanlar var tabii, mesele çevrecilikse bu dökümanları da azaltmak gerekiyor, S20 ailesinde nasıl bilmiyorum ama S10+’ımın kutusundakinden daha az döküman çıktı mesela.
Tasarım. 6.8 inçlik devasa ekranın kasaya oranı %89.8 olabilir güzel ama bu 8.9mm kalınlığında ve 228 gram ağırlığında olduğu gerçeğini değiştirmiyor, ben tek elimle kullanmakta çok zorlanıyorum, kesinlikle ikinci eli istiyor ve şöyle düşünün, bu daha kılıf takılmamış hali. Önü Corning Gorilla Glass Victus ile korunmuş, artık 3-4-5 diye sayılarla anlatmıyorlar sağlamlıklarını lakin özeti şudur, ekranları kavisli diye jelatin tutmayan Samsung telefonlarım 1 senenin sonunda çiziksiz, tertemiz kalırken kullandığım iPhone’ların ekranları 1-2 ayda kılcal çizikler içinde kalıyor, üstüne bir şey söylemeye gerek yok sanırım.
Samsung tarafında karşılaşmadığım bir şeyle de karşılaştım bu telefonda, ahizenin filtresi 1 ay gibi bir sürede görünür bir şekilde kirlendi ve en şaşırdığım şey, kameraya yansıyor mu bilmiyorum ama üstteki kısımda sanki parlaklığı veren sır çizilmiş gibi bir görüntü oluştu. Böyle ışık tutmadığınız sürece belli olmuyor ama fiyatı segmentinde kabul edebileceğim bir şey değil.
Arkası da önüyle aynı malzemeden ve standartta, S21+’da da öyle, S21’de ise cam hissiyatlı plastikten. Cam denilmesine rağmen o soğukluk ve hissiyat yok, mat renkli bir metal gibi hissettiriyor, sağlam ve dolu. Kamera çıkıntısı bana bu telefon sanki CNC’de işlenirken biri “Bu telefonu biraz daha inceltmek lazım” deyince ortaya çıkmış gibi geliyor. Güzel mi görünüyor, kötü mü görünüyor ben karar veremedim açıkçası ama 3. parti bir doku veyahut kaplama uygulansa gayet güzel görünür gibi. Elimdeki Phantom Black olanı, bunun bir de Silver yani gümüş olanı var, siyah her zamanki gibi daha oturaklı, gümüş de her zamanki gibi daha albenili duruyor, en azından benim için.
Sağında güç ve ses ayarı butonları ki ses ayarlarına ulaşmak pek kolay değil, üstünde iki mikrofon, özellikle ses yakınlaştırmada işe yarıyor bunlar, altında stereo hoparlörlerden biri, hat girişi ve Tip C girişi var.
Tip C girişi Power Delivery 3.0 destekli, Samsung’dan orijinal 25W’lık adaptör de alınabilir ama bu standarttaki Anker ve Spigen ürünlere de bakabilirsiniz, tabii ki bu markalar şart değil ama ararken PD 3.0 olarak aratın ve güvenilir bir marka olmasına özen gösterin. Kutudan adaptörü çıkarma konusunda bence müşterinin tavrı açık, Xiaomi Mi 11’de bir adaptörlü bir adaptörsüz ürün sundu, %90’ından fazlası adaptörlü olanı aldı, iki kutunun da fiyatlarının aynı olması da bunda etkili olmuş olabilir ama ben tüketicinin işin yeşilciliğinde olduğunu sanmıyorum lakin üreticilerin bu konuda aksiyon almalarını destekliyorum.
Peki ya arttırılabilir hafıza? Artık Micro SD kart yuvası yok ama bundan sonra da olmayacak diye bir şey yok çünkü Samsung Galaxy S6 ailesinde de “sığdıramadık” şeklinde bir özetle işin içinden çıkmışlardı. S21 ailesinde bu boyuttaki ve kalınlıktaki bir telefona sığdıramamaları mümkün değil, yani bilinçli bir kararın sonucu bu. Benim Android tarafındaki özgürlüğüme ters bir şey ama hepten şikayet edebileceğim bir konu da değil zira 128GB ve 256GB arasındaki fiyat farkı yanlış görmüyorsam eğer oldukça az.
6.8 inçlik 20:9 formatında, Dinamik AMOLED 2X, 3200x1440 çözünürlüğünde 120Hz tazeleme hızına sahip ekran. HDR10+ destekli özellikle Netflix’te HDR içerik tüketmesi en zevkli ekranlardan biri, renkler harika, ton başarımı hayli iyi, siyahlar panel itibarıyla kömür karası. 1500 nit pik parlaklığa sahip, amiral gemisi telefonlarda güneşin altındaki performanslarını sormaya, bunu cevaplamaya bile gerek yok artık arkadaşlar, cam gibi görünüyor, kenardaki kavisleri de hemen hemen sıfırladıkları için beyaz bir hüzme de görmüyorsunuz, gerçi ben görüntü telefonun arkasından başlıyormuş gibi bir ilüzyon oluşturan kavisleri seviyordum.
Önceki nesillerde 120Hz için FHD+ çözünürlüğü kullanmak gerekiyordu, şimdi doğal çözünürlüğünde 120Hz alabiliyorsunuz. Sebebi şu, artık panel 10Hz ila 120Hz arasında adaptif olarak tazeleme hızını değiştirebiliyor, sabit sahnelerde 10Hz, böylece tasarruf ediyor, hareket başlayınca 120Hz’e kadar çıkabiliyor, görüntü akıyor ve tazeleme hızındaki geçişi hiçbir şekilde hissetmiyorsunuz. Yeni bir telefon alacaksanız, deneyiminiz değişsin istiyorsanız marka model fark etmez, en az 90Hz ekranlı bir telefon alın, her şey yağ gibi akıyor, şimdi yeni bir telefon aldım dedirtiyor bu ekranlar.
Telefona 5nm mimarili Exynos 2100 güç veriyor, baştan söyleyeyim bu Samsung’un AMD ile beraber geliştirdiği yonga değil, S22 ailesinde göreceğiz o yongayı. 1 Cortex X1 ki 2.9GHz’de çalışıyor, tek çekirdek başarımı için enerji tüketimi gözetmeksizin çalışıyor, 3 Cortex A78 çekirdeği yine performans odaklı ama daha ılımlı 2.8GHz’de çalışıyor, 4 tane de enerji tasarrufu odaklı Cortex A55 çekirdeği. GPU tarafında 14 birimli Mali G78 var.
Global versiyonda Snapdragon 888 var ve aradaki fark ne kadar? Elimde Snapdragon versiyonu yok, temin etmemin de bir yolu yok gibi görünüyor, o yüzden MrWhoistheboss gibi global kanallara bakılabilir, izleyin derim videosunu ama özeti şu, performans farkı %3 ila %7 arasında değişiyor, sürdürülebilir performansta Exynos belirgin şekilde geride, beni en çok rahatsız eden enerji tüketimi, batarya başarımı konusu ise düzeltilmiş, kafa kafayalar. Önceki nesillerde de şahsen telefonda oyun oynayan biri olmadığım için performans farkına takılmamıştım ama batarya tarafı beni ciddi rahatsız etmişti, en azından benim ilgilendiğim taraf kurtarılmış.
Bu telefonları sadece oyun oynamak için alanlar, sadece yonga performansına odaklananlar var, sizleri de unutmadık. Numara bir, 120Hz’i her oyun desteklemiyor, her oyuna o umutla girmeyin. Mesela ben Deemo adlı bir müzik ritim oyunu oynuyorum, en önemli olayı hızlı tepki verebilmek, ritim tutturabilmek, 60Hz’den 120Hz’e geçebilsem mesela deneyimim toptan değişirdi. PUBG, oyun 90Hz destekli ama 60Hz’de çalıştı, belki bir güncellemeyle çözülür. Mesela Galaxy Tab S7+’da ki Snapdragon 865 var içinde, HDR grafik ayarları ve aşırı kare/saniye ayarıyla sorunsuz 90Hz/90FPS alabiliyorsunuz. Saatlerce oyun oynayan biri değilim, 2-3 el attım, telefon ısınıyor, kamera bölgesinin sağında canlı bir şekilde ısıyı hissediyorsunuz, hatta oyunu geçtim günlük kullanımda dahi olması gerekenden fazla ılığınını gördüm ama performansını sekteye uğratacak donma, takılma, kare/düşmesi yaşamadım.
Kamera. Arkada 108MP F/1.8 diyaframlı 1/1.33 inçlik sensörlü, lazer odaklamalı ana kamera var. S20 Ultra’da özellikle de yakın objelere odaklama büyük bir sorundu, lazer odaklamanın dönmesi bir düzeltme, bir iyileştirme oldu, anlatacağım o konuyu. 12MP F/2.2 geniş açı kamerası var ki Dual Pixel odaklamalı ve ana kameradan çok daha hızlı ve stabil odaklıyor. 10MP f/4.9 240mm periskop telefoto kamerada da Dual Pixel var, OIS var, 10x optik yakınlaştırma yapabiliyor. Diğer 10MP f/2.4 70mm telefoto kamera Dual Pixel ve OIS’e sahip, bunda 3x optik yakınlaştırma var.
Özçekim kamerası 40MP f/2.2 diyaframlı, odaklama yapabiliyor ki hızlı da yapıyor. Arka kamera 8K 24FPS video çekebiliyor, oldukça crop’lu tabii, canlı canlı görürüz, 4K 60FPS var, 1080P 240FPS ve 720P 960FPS, ön kamera da 4K 60FPS’ye kadar destekli.
Kamera arayüzü pek değişmemiş ama Samsung’un üzerinde durduğu yeni bir mod var, o da yönetmen bakışı modu. Bu modda 1080P çekiyor lakin aynı anda hem ön hem de arka kameralardan ki aralarında geçiş yapabiliyorsunuz çekim alabiliyorsunuz. Resim içinde resim ve bölünmüş gibi kurulumlarla çekim alabiliyorsunuz. Sürekli kullanacağınız bir şey olduğunu sanmıyorum ama bir süreliğine eğlenceli ve açıkçası yeni bir şey değil bu, 3 yıl önce incelediğim Nokia 8’de de vardı bu özellik, Google Play’deki uygulamalarla da yapılabiliyordu.
12MP ve 108MP farkından bahsedeyim hemen, arada kesinlikle çözünürlük farkı var, bu aşikar ama bir kontrast farkı da var, 108MP’de renkler biraz daha canlı. “108MP daha iyi çekiyor” ilüzyonu için kasıtlı yapılmış bir şey mi yoksa işleme sürecindeki bir farklılıktan mı kaynaklanıyor bilemiyorum ama Instagram’da 108MP daha albenili görünüyor. Çözünürlük farkı Instagram’da hiçbir işe yaramıyor, diğer tüm Android telefonlarda da olduğu gibi sıkıştırmaya bağlı kayıp iPhone’lara göre çok daha yüksek.
Sosyal medyaya atmadan karşılaştırınca rakibi iPhone 12 ailesinden daha detaylı ve net sonuçlar veriyor aslında. Tek çekim modu, bu modda çekim yaptığınızda sizi bir süre bekletiyor ama farklı açılarla, efektlerle fotoğraf çekiyor, video olarak çekiyor o sürede, ağır çekim alıyor, biraz hızlandırılmış video, biraz boomerang, toplamda 11 sonuç ortaya koyuyor, en iyi olduğunu düşündüğünü de bu şekilde taçlandırıyor.
Test süresince 500’den fazla fotoğraf çektim ve önceki nesil kardeşleriyle de karşılaştırdım. S10+ ile karşılaştırmamda gördüğüm şey şu, S21 Ultra’nın noise ile mücadelesi pek iyi değil. 108MP sensör ve Pixel binning yani 3x3 kurulumundaki pixel grubunun görüntü bilgisini, detayını tek pikselde toplama tekniği görünürde hoşunuza gitse de sensörün daha fazla piksele bölündüğü ve ışık ihtiyacının arttığı gerçeğini değiştirmiyor, 108MP de çekseniz 12MP de çekseniz sonucu pek değiştirmiyor, noise belli oluyor.
Bir yandan da bu karanlıkta güzel fotoğraflar çekemeyeceğiniz anlamında gelmiyor kesinlikle, Pro modunda ISO’yu mümkün olduğunca aşağı çekip paylaşırken içinize sinebilecek fotoğraflar çekebilirsiniz, RAW fotoğraflar çekip misal veriyorum Photoshop Express’de çok daha esnek bir şekilde fotoğrafınızla oynayabilirsiniz.
Bu sensörün eski nesil kardeşlerine detayıyla, doku kalitesiyle, ton ayrımıyla, netliğiyle fark attığı sahneler yapay ya da doğal bol ışıklı sahneler, gayet tatminkar, editör olarak istediğim kalitede fotoğraflar alabildim bu şartlarda. Hele ki portre modu, şu ana denediğim amiral gemilerileri ölçüsünde şunu söyleyebilirim, obje ayrımında günümüz itibarıyla en iyi kamera S21 Ultra 5G’nin kamerası.
Bir insan ya da bir obje, vücut hatlarında çoğu telefon şaşırmıyor zaten ama saçlarda muazzam çalışıyor, cansız öğelerde de aynı şekilde. Yakından odaklama konusunda ana kameranın odaklama mesafesi fazla, S20’de de böyleydi, artık odak geliştiriciyi açarsanız çok yakından çekim yaparken otomatik olarak geçiş açı kamerasına geçip odak alabiliyor, geniş açı kamerasıyla çekiyor.
Gece modu, çok uzatmaya gerek yok bence, güzel çalışıyor, istediğim gibi çalışıyor yani geceyi gündüze çevirmektense karanlıkta kaybolabilecek detayları koruyor, suluboya efektinin oluşmasını engelliyor. Karanlık çekimlerde 108MP sensör 12MP selefleriyle benzer veya geride sonuç verebiliyor ama ön kamerada ciddi yol katedilmiş, S20 yok bende ama S10+’a göre durum böyle, bir tarafta detay yok, bir tarafta bol bol detay var.
Geniş açı lensi başarılı, ana kamerayla arasındaki renk farkı oldukça az ama keskinlik farkı hissediliyor, geniş açı kamerası kötü olduğundan değil, ana kamera oldukça keskin. Ana Kameranın dinamik aralığı çok başarılı, herhangi bir şey karanlıkta kalmıyor, şiddetli ışık kaynakları fotoğrafın genel ışık dengesini bozmuyor. S10+’da mesela yaşadığım bir pastel renk sorunu vardı, özellikle de ön kamerada, makyaj yapılmış gibi çıkıyordum fotoğraflarda, yüzümdeki detaylar kayboluyordu şimdi kamera uygulamasını ilk açtığınızda Doğal ve Parlak şeklinde renk profilini seçmenizi sağlıyor, Samsung her şeyde değil ama bazı konularda kullanıcıların yorumlarını değerlendiriyor belli ki.
Video tarafına geldiğimizde, 8K 24 kare/saniye çekim kapalı ortamlara uygun değil çünkü çok fazla crop yapıyor, çektiğiniz şeyden hayli uzaklaşmanız gerekiyor. Dolayısıyla ben 4K 30/60 kare/saniye çekimler yaptım. Videoları neredeyse her şeyiyle beğendiğimi söylemem gerek, keskinliği, netliği, doku başarımı, dinamik aralığı, odaklaması yeterince iyi sadece kamera geçişleri iPhone’lardaki gibi pürüzsüz değil, benim pek dert ettiğim bir konu değil ama önem verenler var, üzerinde durulabilecek bir konu.
OIS çok iyi çalışıyor, hem ön kamerada hem de arka kamerada, merdivenlerden indiğinizi izleyen fark etmiyor bile, bunu açıyı çok daraltmadan, telefonu uzakta tutmanızı gerektirmeden yapabiliyor, OIS konusunda da eline su dökebilecek bir rakibi yok. Portre video var, videoda anlık olarak efekt uyguluyor, arka planınızı bokeh efektli yapabiliyor, siyah beyaz yapabiliyor, renklerle bozabiliyor, 1080P’de yapıyor bunu ama obje ayrımını hiç kaçırmıyor desem yeridir, oldukça eğlenceli şeyler çıkıyor ortaya. Ağır çekim tarafında kullanılabilir sonuçlar alıyor kesinlikle, 960FPS biraz uğraşırsanız eğlenceli şeyler ortaya çıkarmanızı sağlayabilir ama ben genelde 1080P 240FPS ile daha az croplu, daha kullanılabilir çözünürlükte çekimler aldım.
Geldik sosyal medyada paylaşıma, bu konu benim telefonu alıp almama kararımı etkiliyor, benim için sosyal medya Instagram’dan ibaret genelde, bir de Whatsapp’da fotoğraf video paylaşma konusu var. Şunu artık biliyorsunuz, hangi segmentte olursa olsun hiçbir Android telefon, segmenti rakibi bir iPhone gibi fotoğraflarda o kadar değil ama videoda Instagram’da başarım gösteremiyor, fotoğraflar çok bozulmuyor ama videolar piksel piksel, blok blok hale geliyor, canlı yayınlarda da ön kamera çok fazla crop yapıyor.
Whatsapp’da da fotoğrafı çektiği an ve HDR için farklı pozlama yaptığı an farklı olduğu için geç çekiyor, kalite kaybı aynı şekilde fotoğrafta çok değil ama videoda fazla. S21 Ultra 5G’nin Instagram başarımını görmek için profilimdeki sabit story’lere bakabilirsiniz ama işin özeti şu, önceliğiniz Instagram ve Whatsapp’da medya paylaşmak ise iPhone 12 ailesi, bunun dışındaki her şeyde kafa kafaya olup Android’in özgürlüğünü üstüne eklemek istiyorsanız S21 ailesinden bir telefon alabilirsiniz.
Arayüz. Android 11 üzerine kurulu One UI 3.1 arayüzüyle geliyor. One UI arayüzü aslında akıcı, çok nadiren anlık beklettiği şeyler olabiliyor ama Android, Android özgür bir platform ve hemen Nova Launcher yükledim, KWGT ile istediğim Widget’ları oluşturdum, Philips ve Xiaomi aydınlatmalarım için Widget’lar oluşturdum, iPhone 11’den iOS’tan bu telefona geçince derin bir nefes aldım diyebilirim. Edge paneli, istisnasız her telefonda arıyorum, bir kısayol penceresi aslında, önceki nesil daha kavisli kardeşlerinde çok daha keyifliydi bu pencereyi kullanmak ama yine de benim elim ayağım bu. Sürekli kullandığım uygulamalar, favori kişiler ve hava durumu burada. Güç tuşuna da çift basarak hemen kamerayı açabilir veyahut bir uygulamayı açabilirsiniz, ben Spotify’ı ayarladım, basılı tutunca da Bixby açılıyordu, ben kapatma menüsünü seçtim.
Always on Display var, Saat, bildirim, müzik bilgisi ve parmakizi okuyucusunun yerini gösteriyor, bu çok önemli çünkü böyle büyük bir telefonda bir süre sonra yerine alışılabilir belki ama ben sensörü arıyorum, böyle görününce şak diye okutuyorum ki baya hızlı çalışıyor, ultrasonik parmakizi okuyucusu böyle oldukça kullanışlı. Yüz tarayıcı var, uyandırmak için telefonu kaldır seçeneğini aktifleştirdim, kilit açılınca kilit arayüzünde kalmayacak şekilde ayarladım. Eliniz ıslanmış, buruşmuşsa eğer parmakizi okuyucu çalışmıyor, yüz tarama kullanıyorsunuz, güzel de çalışıyor aslında, bir Face ID olduğunu düşünmüyorum ama yüzüstü bıraktığı da olmadı, sadece açısı o kadar geniş değil, bazen yüzünüzü biraz daha göstermenizi istiyor. Windows’a bağlanabilme, PC, TV ve monitörde DeX yani masaüstü deneyimi, odak modu ki bu da dikkatinizi dağıtacak şeylerin bildirimlerini kapatıyor.
Batarya. 8.8mm kalınlık ve 5000mAh batarya, telefonun ölçüleri de düşünüldüğünde olması gereken kapasite. Otomatik ekran ışığı, hücresel veri ve GPS’in sürekli açık olduğu bir senaryoda günlük kullanım yaptım, Whatsapp’da ve alışveriş uygulamalarında bol bol vakit geçirdim, Instagram’ı gün boyu kullanıyorum, müzik dinliyorum TWS kulaklığımla, çok fotoğraf çekerim, testler için video kayıt da aldım baya, yarım saat kadar telefon görüşmesi yaptım ve 7 saat ila 9 saat arası ekran süresi aldım görmüş olduğunuz üzere, günü çıkarmak gayet iyi. Şarj etmek için Anker Powerport Speed 5 çoklu adaptörü kullandım, 1.5 saat civarında tam şarjını yapabiliyor. 15W kablosuz şarj var, 4.5W ters kablosuz şarj var, Qi standardı destekli, misal veriyorum saatinizi şarj edebilirsiniz.
802.11ax, daha bilinen adıyla Wi-Fi 6 destekli, menzili stabilitesi sorunsuz, ben testlerimi yine Wi-Fi 6 destekli Asus RT-AX82U ile gerçekleştirdim. Bluetooth 5.0 destekli, Sony WH-1000XM4 kulaklığımı LDAC aktifleştirerek kullandım, sorunsuz kullandım, bir yandan da Galaxy Watch saatim sürekli bağlıydı.
Samsung Galaxy S21 Ultra 5G. Bu videonun çekildiği tarih itibarıyla 256GB olanı 16 bin TL civarı. Aslında söylenebilecek çok bir şey yok, ülkemiz piyasasında iki cephe, iki amiral gemisi var, Apple iPhone serisi ve Samsung Galaxy S serisi, Huawei telefonlar tarafında Google hizmetleri, Google Play yok, donanımsal açıdan dolu dolu olsalar da benim için henüz bir anlam ifade etmiyor Huawei. Amiral gemisi alabilecek bütçeye sahipseniz, tercihinizi Android tarafından yana kullanacaksanız Samsung Galaxy S21 Ultra alabileceğiniz en dolu, en iyi Android telefon.