https://www.donanimhaber.com/ekran-karti/haberleri/Project-Quantum-gerceklesmeyebilir.htm
AMD oyun bilimcisi Richard Huddy, yaptığı açıklamada Project Quantum'un bir konsept bilgisayar olduğunu ve konsept olarak kalması gerektiğini, konseptin doğrudan pazara sunulmasının bir anlam ifade etmediğini dile getirdi.
AMD'nin konseptin hayata geçmesi için OEM'lerle görüşmeler yapması gerektiğini ancak kendisinin böyle bir görüşme yapıldığına dair bilgisinin olmadığını sözlerine ekledi. Diğer taraftan Huddy konsept hayata geçse bile sınırlı bir ürün olabileceği tahminini yaptı.
Samsung DRAM üretimini kısıyor, fiyatlar artabilir
Yılın ikinci yarısında Galaxy Note 5 ve Galaxy S6 Edge Plus modelleri başta olmak üzere Apple iPhone 6S serisi, Nexus modelleri, LG G 4 Pro, Sony Xperia Z5, yeni bir HTC üst seviye akıllı telefonu gibi pek çok cihaz piyasada boy gösterecek. Bu bakımdan çok büyük bir LPDDR talebinin olması bekleniyor.
Samsung tedarikte herhangi bir sıkıntı yaşamamak adına LPDDR belleklerin üretimine ağırlık verecek ve bu süreçte DRAM üretiminde yaklaşık yüzde 30 kısıntıya gidecek. Bu bakımdan daralan segment nedeniyle Ağustos veya Eylül aylarında DRAM fiyatlarının artması bekleniyor.
Uzun süredir bilgisayar pazarındaki durgunluk nedeniyle piyasada talep fazlası DRAM stoğu oluşmuş ve fiyatlar da düşmüştü. Yeniden fiyatların artışa geçmesi en çok düşük fiyatlardan olumsuz etkilenen SK Hynix ve Micron gibi firmaları sevindirecek. Şimdilik fiyat seviyesinin ne kadar yükseleceği belirsiz ancak ay sonuna doğru şekilleneceği tahmin ediliyor.
Windows 95 Başlat menüsünde şempanze izleri
Başlat menüsünün asıl tasarımcısı Danny Oran adındaki eski bir Microsoft mühendisi ve Windows 95’deki hem Başlat menüsü hem de görev çubuğu tasarımının patentleri kendisine ait. Bu iki tasarımı ortaya çıkarmak için Oran ilginç bir yöntem kullanmış.
Acer'dan uygun fiyatlı Windows 10 dizüstü bilgisayar: Aspire One Cloudbook
Acer, uygun fiyatlı Windows 10 dizüstü bilgisayarı Aspire One Cloudbook'u görücüye çıkarttı.
11-inç ve 14-inç ekran boyutlarına sahip iki versiyon halinde hazırlanan Acer Aspire One Cloudbook, yukarıda da değindiğimiz üzere Windows 10 işletim sistemi üzerine kurulmuş durumda. 169$ ile 199$'lık Amerika fiyat etiketleriyle uygun fiyatlı bir seçim oluşturan dizüstü bilgisayar, teknik olarak 1.6GHz hızında çalışan Intel Celeron, 2GB RAM, 16GB depolama (14-inç modelde 32GB ve 64GB tercih edilebiliyor) ve USB, HDMI, SD Kart okuyucu gibi detaylar taşıyor.
Uygun fiyatın olumsuz yanlarından birisi olarak batarya ömürlerinin 6 ila 7 saat arasında değiştiği belirtilen Acer Aspire One Cloudbook serisi, aynı zamanda 480p web kamera taşıyor ve beraberinde 1 yıllık Microsoft Office 365 aboneliği ile 1TB OneDrive bulut depolama alanı getiriyor. Ürünlerden 11-inç model Ağustos, 14-inç model ise Eylül ayında satışa çıkıyor.
Dünyanın en gelişmiş MOBA/MMO oyuncu faresi: Corsair SCIMITAR RGB
Kısa süre önce oyuncu tarafı için yelken tasarım logosuna geri dönen Corsair, dünyanın en gelişmiş MOBA/MMO oyuncu faresi olarak lanse ettiği SCIMITAR RGB'yi görücüye çıkarttı.
Çok fazla kombinasyonuna ihtiyaç duyan MOBA/MMO oyunları için 12 adet programlanabilir mekanik tuş ile hazırlanan SCIMITAR RGB, sağ elini kullanan oyunculara hitap ediyor ve sade ancak şık tasarımıyla dikkatleri üzeri çekiyor. Sol tarafına yerleştirilen tuşların ileri ve geriye doğru 8mm hareket edebiliyor olmasıyla yüksek ergonomik konfor sunan oyuncu faresi, RGB takısıyla çok renkli bölgesel aydınlatma sağlıyor ve 12,000 DPI çözünürlük seviyesine çıkış yapabiliyor. Farenin en büyük rakipleri arasında ise Logitech G600 MMO ile Razer Naga modelleri bulunuyor. 135 Gram
Bütün ayarlamaları CUE yazılımı üzerinden gerçekleştirebilen Corsair SCIMITAR RGB, 80$ fiyat etiketiyle önümüzdeki ay raflardaki yerini alabiliyor.
Oyuncular için yeni Corsair VOID kulaklık ailesi
https://www.donanimhaber.com/kulaklik/haberleri/Oyuncular-icin-yeni-Corsair-VOiD-kulaklik-ailesi.htm
VOID Wireless dikkatleri üzerine çekiyor. 7.1 Dolby çevresel ses desteğini bünyesinde barındıran oyuncu kulaklığı, 12 metre içerisinde kullanılabiliyor ve tam 16 saat batarya ömrü ortaya koyuyor.
USB kablosu üzerinden bağlantı sunan VOID USB ile benzer olarak çok renkli RGB aydınlatma sistemine, 50mm neodymium sürücülere, gürültü engelleme özelliğine sahip mikrofona ve modern bir tasarıma sahip olan VOID Wireless, oyunları durdurmaya gerek bırakmayan "CUE Control" butonuyla da rahat bir kullanım yapısı sunuyor.
Corsair'in ses odaklı yeni çözümlerinden VOID Wireless 130$, VOID USB 100$, VOID Analog ise 80$ fiyat etiketleriyle Ağustos ayı sonunda satışa çıkıyor.
Corsair ve Cherry'den sessiz mekanik klavye anahtarı
Donanım dünyasının yakında tanıdığı isimlerden Corsair ve Cherry, mekanik klavyelerin en büyük sorunlarından birisini azaltmak için birleşti ve yeni "sessiz" Cherry MX Red mekanik klavye anahtarını görücüye çıkarttı.
%30 daha sessiz çalışma gösterebiliyor. Bu mimariyle Corsair'in RGB aydınlatma sistemine de engel olmayan anahtar, kendisine şuan için ilk olarak Corsair tarafından kısa süre önce Gamescom 2015 fuarında duyurulan STRAFE RGB Silent oyuncu klavyesi içerisinde yer buluyor.
Corsair'in beğeni toplayan yeni oyuncu klavyesi STRAFE RGB Silent 160$ fiyat etiketiyle, standart versiyon ise 150$ fiyat etiketiyle Ekim ayında raflardaki yerini alıyor.
Asus'dan ROG ailesine yeni üye: GX860 Buzzard
https://www.donanimhaber.com/asus/NewsDetail.aspx?id=77243
ROG yani Republic of Gamers serisi ürünleriyle oyuncuların ihtiyaçlarını karşılayan Asus, yeni geliştirdiği faresi GX860 Buzzard'ı resmi olarak duyurdu.
Siyah renk üzerine konumlandırılan kırmızı LED aydınlatma sistemiyle dikkatleri üzerine çeken Asus GX860 Buzzard, ergonomik gövdesiyle hem sağ hem de sol el ile kullanılabilecek bir çözüm oluşturuyor. Yüksek kaliteli Omron anahtarlar (5 milyon tıklama ömrü) ve Laser Avago 9800 lazer sensör ile donatılan oyuncu faresi, dört kademede 50-8200 DPI arası çözünürlük sunuyor ve bu değerler arasında üzerinde yer alan buton yardımıyla hızlı geçiş yapabiliyor.
98 gram ağırlık, 118.2 x 68.4 x 40mm boyut ve 1.8 metre kablo uzunluğu gibi diğer detayları bulunan Asus GX860 Buzzard oyuncu faresi, kişileştirilebilir butonlarıyla da öne çıkıyor. Farenin resmi satış fiyatı ve tarihi hakkında ise henüz açıklanmış bir bilgi bulunmuyor.
Lexus'un Hoverboard'unu bir de uçarken görün
https://www.donanimhaber.com/zamazingo/haberleri/Lexusun-Hoverboardunu-bir-de-ucarken-gorun.htm
Dünyaca ünlü otomobil üreticisinin Almayan merkezli araştırmacılar ile ortaklaşa ürettiği Hoverboard, beklentilerin aksine istenilen her yerde çalışmıyor. Manyetik kaldırma kuvvetini temel alan ve aşağıda yer alan video kapsamında da özel hazırlanan bir park bünyesinde kullanılan ürün, profesyonel kaykaycı Ross McGouran'ın elinde oldukça zorlu hareketleri aktif olarak gerçekleştirebiliyor ve hatta bir aracın üzerinden dahi atlayabiliyor.
Hoverboard, maalesef "Amazing in Motion" reklam kampanyası kapsamında tanıtılıyor ve satışa çıkıp çıkmayacağı hakkında herhangi bir bilgi yer almıyor.
Dünyanın en büyük uçağının test uçuşları 2016 yılında başlayacak
Microsoft'un kurucularından Paul Allen 2011 yılında dünyanın en büyük uçağını üretmek için bir proje başlattı. Allen'in şirketi Stratolaunch Systems'in başlattığı projeye Elon Musk gibi ünlü isimlerin yanı sıra uçağın üretiminin yapıldığı Mojave Air ve Space Port gibi şirketlerden de destek geldi.
Devasa büyüklükteki uçağa Pers mitolojisinde yer alan yırtıcı büyük kuş Roc'un adı verilmiş. Önümüzdeki yıl test uçuşlarına başlayacak uçağın sıradışı görünümü ve büyüklüğü de hayret verici. Yolcuların taşındığı iki ayrı gövdeye sahip olacak uçak ayrıca Boeing 747 uçaklarda kullanılan 6 adet jet motoru, iniş/kalkış takımında 28 lastik ve 117 metrelik devasa kanat açıklığına da sahip. Büyüklüğünün anlaşılması için ise uçağın normal bir futbol sahasının ortasına koyulması halinde kanatlarının kale çizgisini beşer metre aşacağı örneği verilmiş.
Geliştirme süreci oldukça zor olan uçağın havalanması için de 3.65 kilometrelik uzun bir pist gerekiyor. Günümüzde sık kullanılan uçaklarla karşılayacak olursak bu rakam standart uçaklarda 2.1 kilometre ve büyük gövdeli uçaklarda 2.5 km. Bu nedenle dünyadaki ortalama pist uzunluğu 3km seviyesinde tutulurken devasa uçak her pistten kalkış ve iniş yapamayacak. Yaklaşık 544 ton ton ağırlığa sahip ve 850 km/saat hıza ulaşabiliyor.
6 ton uydu alçak irtifa uydusu
Geçtiğimiz günlerde bulunan uçak parçasının kayıp uçak MH3770'e ait olduğu doğrulandı
Bir hafta önce bu bağlantıda Réunion adası yakınlarında bulunan uçak parçasının MH370'e ait olabileceğinden bahsetmiştik. Parçanın bulunmasının ardından yapılan araştırmalar da iddiaları doğruladı. İlk olarak Boeing parçanın bir 777 modeline ait olduğunu, ve Güney yarım kürede düşen tek Boeing 777 uçağının MH370 olduğunu açıkladı. Bu açıklamanın ardından kısa bir süre sonra Malezya Havayolları'da yaptığı açıklamada parçanın MH370'e ait olduğunu net bir şekilde belirtti.
Parçanın bulunduğu ada arama bölgesinin yaklaşık 3700 kilometre uzağında bulunuyordu. Akıntıların uçağın parçalarını sürüklemiş olabileceği düşünülürken, Malezya hükumeti uçaktaki tüm insanların öldüğünü varsaydıklarını ve buna rağmen arama çalışmalarının parçanın bulunduğu bölgede devam edeceğini belirtti. Bölgede benzer parçaların bulunmasıyla birlikte havacılık tarihinin en gizemli olaylarından birisi açığa kavuşturulabilir.
Snowden : ECHELON gerçek!
https://www.donanimhaber.com/cep-telefonlari/haberleri/Snowden--ECHELON-gercek.htm
Snowden'in son açıklamaları ise başka bir efsaneyi gerçeğe dönüştürüyor ki o da ECHELON. Adına onlarca kitap yazılan ECHELON'un çanak antenlerin biraraya gelerek oluşturduğu devasa bir yapı olarak hayal ederdik. Ancak ECHELON hiçbir zaman doğrulanmadı ve ABD'nin gizli bir silahı olarak kaldı.
Snowden'in sızdırdığı dökümanlara göre ECHELON sistemi hali hazırda kullanılan bir sistem ve ABD ve İngiltere ortaklığı ile 1966 yılında hayata geçirildi. İlk iletişim uydusunun fırlatılışından bir yıl sonrasına denk gelen bu tarih ile birlikte Rusya ve Avrupa üzerinde sıkı bir gözlem başladı.
ECHELON'un ilk adı FROSTING idi. Bu sistemde iki alt kategori bulunuyordu. TRANSIENT kategorisi Rusya'nın yani o dönem SSCB'nin iletişim uydularını takip ederken, ECHELON ise Avrupa'nın iletişimini kaydetmekteydi. Tüm bu bilgiler FORNSAT adında bir programda toplanıyordu.
ECHELON adını dünyaya ilk kez İngiliz gazeteci Duncan Campbell duyurmuştu. Campbell 1988 yılında ECHELON ile ilgili yazılar yazmaya başladı ve 27 yıldır yazmaya devam ediyor.
Çin polisi artık her yerde
https://www.donanimhaber.com/web-siteleri/haberleri/Cin-polisi-artik-heryerde.htm
Alınan karar gereği Çin Güvenlik Bakanlığı'na bağlı olarak çalışacak ağ güvenlik ofisleri kuruluyor. Bu ofisler ülkenin en büyük internet firmalarında bulunacak ve güvenlik görevlileri yanlış gördüğü konulara doğrudan müdahale edecek.
Thunderstrike 2, OS X platformunun bilinen ilk solucanı oldu
Thunderstrike 2 solucan yazılımı EFI açılış yazılımını değiştirerek onaylı güncellemeleri almasının veya Thunderbolt cihazları ile şifreli olarak imza karşılaştırması yapmasının önüne geçebiliyor. İsterse bu güncellemeleri serbest de bırakabiliyor.
Thunderstrike yazılımı sadece Thunderbolt üzerinden diğer cihazlara bulaşıyordu. Thunderbolt 2 ise RAID kontrolcüleri, Thunderbolt adaptörleri, harici SSD sürücüleri gibi pek çok bağlantıyı kullanarak kendisini kopyalayabiliyor. Bir web sitesi üzerinden bulaşabilen yazılım, sonrasında bu çevrebirimi ürünlerine yerleşerek takıldığı diğer Mac cihazlarına da geçebiliyor.
Bulaşan bu yazılımı kaldırabilmek donanım seviyesinde olduğu için oldukça riskli görülüyor. Ekip Apple ile irtibata geçerek sorunu iletmiş ve açığın kapatılmasını bekliyor. Solucan yazılımı laboratuvar ortamında olduğu için şimdilik zararsız ancak hackerların böyle bir açıktan yararlanarak kendi çözümlerini geliştirmeleri de olası.
Creative, yeni harici ses kartı Sound BlasterX G5'i duyurdu
Bilgisayarlar ile USB portu üzerinden haberleşen Creative Sound BlasterX G5, kırmızı aydınlatmaların kullanıldığı şık gövdesiyle oyuncuların dikkatini çekmeyi başarıyor. Bünyesinde kulaklıklar için 2.2 ohm ile 600 ohm arası çıkış empedansı verebilen amplifikatör yer alan ürün, özel ayrılmış SB-Axx1 ses işlemcisiyle geliyor ve 24-bit / 192kHz oynatma için 120dB DAC gibi teknik detaylar taşıyor.
Ultra gerçekçi çevresel ses için gerçek 7.1 desteğini taşıyan Creative Sound BlasterX G5, ses ve diğer ayarlar için ufak fiziksel butonlar taşıyor ve beraberinde gelen BlasterX Acoustic Engine yazılımıyla çok ciddi ayarlamalara imkan tanıyor. Ses kartı ayrıca bünyesinde yer alan harici USB portuyla klavye ya da fare gibi ürünler için de bağlantı aracılığı yapabiliyor.
Creative'nin yeni harici ses kartı Sound BlasterX G5, Kasım ayında 150$ fiyat etiketiyle satışa çıkıyor
Creative'den üç yeni oyuncu kulaklığı
https://www.donanimhaber.com/kulaklik/haberleri/Creativeden-uc-yeni-oyuncu-kulakligi.htm
Creative, Sound BlasterX H7, Sound BlasterX H5 ve Sound BlasterX P5 isimli oyunculara özel kulaklık modellerini duyurdu.
Sound BlasterX P5, kulak içi formunda karşımıza çıkıyor. Özel ayarlanmış 7mm'lik FullSpectrum sürücüleri bulunan ürün, şık tasarım gövdesiyle dikkatleri üzerine çekiyor ve beraberinde gelen 3 adet silikon kafa ile farklı kulak yapılarına rahatlıka uyum sağlayabiliyor. Taşıma çantası unutulmayan Creative Sound BlasterX P5, dahili mikrofonuyla oyun içi görüşmeler yanında telefon görüşmelerine de izin veriyor ve belirtildiği kadarıyla üst seviye gürültü engelleme gerçekleştirebiliyor.
Creative'nin Sound BlasterX H7 model isimli kulaklığı ise kafa üstü formunda karşımıza çıkıyor. Oldukça sade bir tasarımı bulunan kulaklık, USB bağlantı üzerinden 24-bit/96kHz 7.1 çevresel ses sunabiliyor ve bünyesinde 50mm'lik FullSpectrum sürücüler yer alıyor. Oldukça hafif olmasıyla uzun kullanımlarda dahi ağrı yapmayan H7, çıkartılabilir mikrofonuyla dikkat çekerken, dolanmayan kablosuyla de büyük bir kullanım kolaylığı veriyor. Firmanın Sound BlasterX H5 modeli H7 ile aynı altyapıda USB bağlantı ile arka aydınlatmalı "X" logosu taşımıyor.
Creativ'in yeni kulaklıklarından Sound BlasterX H7 "160$", Sound BlasterX H5 "130$" ve Sound BlasterX P5 ise "70$" fiyat etiketleriyle Eyül ve Ekim aylarında satışa çıkıyo
Samsung kansere yakalanan işçilerine para ödemeyi kabul etti
Yaklaşık 10 yıldır devam eden bir tazminat davasını sonlandırmak için önemli bir adım atan Güney Koreli teknoloji devi Samsung, fabrikalarında çalışırken kansere yakalanan işçilerine ve ailelerine yardım etmek için 100 milyar won, yani 85.8 milyon dolarlık yardım fonu oluşturacağını duyurdu. Konuyla ilgili bir açıklama yayınlayan Samsung, bu yardım fonunun hem fabrikalarında çalışırken kansere yakalanan işçilere ve ailelerine ödeme yapmak hem de iş güvenliğini arttırmak adına çeşitli geliştirmeler yapmak için kullanılacağını ifade etti.
Samsung cephesinden gelen bu önemli açıklama, firmanın ekran ve mikroçip üretim fabrikalarında çalışırken radyasyon ve zararlı kimyasallara maruz kalan ve bunun sonucu olan kansere yakalanan işçilerle firma arasında yıllardır devam eden pazarlıkların sonucu olarak geldi. İşçilerinin sağlığını korumak ve ölümlerin önüne geçmek için yeterli önlemleri almadığını kabul eden Samsung'un geçtiğimiz yıl bir özür açıklaması yayınlaması, firmanın bu konuda önemli adımlar atmaya hazırlandığını göstermişti.
Samsung fabrikalarında çalışırken kansere yakalanan işçilerin verdiği mücadelede önemli bir rol oynayan Güney Koreli aktivist grup Sharps, dün yayınladığı açıklamayla Samsung fabrikalarında çalıştıktan sonra kansere yakalanan 200 işçi tespit ettiklerini ve bunlardan 70'inin hayatını kaybettiğini belirtmişti. Grubun Samsung'un fon oluşturma kararından sonra nasıl bir yol izleyeceği şimdilik belirsizliğini koruyor.
Kim Dotcom kullanıcıları Mega'ya karşı uyardı
https://www.donanimhaber.com/web-siteleri/haberleri/Kim-Dotcom-kullanicilari-Megaya-karsi-uyardi.htm
Mega'nın kurucusu olan ve korsan içerikten milyonlarca dolar kazanan Kim Dotcom, geçtiğimiz günlerde Slashdot'a verdiği röportaj sırasında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Megaupload'un kapatılmasının ardından kurduğu Mega hakkında konuşan Dotcom, Mega'nın kontrolünü kaybettiğini ve servisin artık güvenilir olmadığını açıkladı.
Dosyaları sunucuya yüklemeden önce şifrelemesiyle kullanıcılara güvenli bir depolama hizmeti sanan Mega'yı 2013 yılında kuran Dotcom, Yeni Zelanda hükümetinin firmanın kontrolünü ele geçirdiğini ve kullanıcıların artık Mega'ya güvenmemesi gerektiğini söyledi.
Mega'ya rakip olacak yeni bir veri depolama servisi üzerinde çalışmakta olduğunu açıklayan Kim Dotcom, açık kaynaklı bu yeni servisin Wikipedia'ya benzer bir model izleyeceğini ve kâr amacı gütmeyeceğini belirtti. Kullanıcılara ücretsiz, sınırsız ve şifrelenmiş bir bulut depolama servisi sunmak istediğini söyleyen internet girişimcisi, bu amaç doğrultusunda kullanıcılardan gelen bağışlara bel bağlayacağını açıkladı.
Dotcom'un bu açıklamalarının ardından konuyla ilgili bir basın açıklaması yayınlayan Mega, Kim Dotcom'un iddialarının aksine kimsenin yönetimi zorla devralmadığını ve Dotcom'un yeni işlerinin reklamını yapmak için Mega'yı kullandığını belirtti.
General Motors'un kullandığı araç içi sistemde yeni bir hack skandalı ortaya çıktı
Samy Kamkar adındaki bir hacker General Motors'a ait araçlarda kullanılan OnStar araç içi sistemin kontrolünü ele geçirecek bir aparat geliştirdi. OwnStar adı verilen bu kutu bir kablosuz ağ merkezi gibi davranıyor. Sonrasında ise sürücünün OnStar RemoteLink uygulamasına gönderdiği komutları yakalayarak yetkisiz bir kullanıcının araç içi sistemi kontrol etmesinin önünü açıyor. Bu ele geçirmenin gerçekleşmesi için sürücünün Onstar aracına otomatik olarak bağlanması ve belirli bir uzaklıkta bulunması gerekiyor.
Olayın korkutucu yanı ise adresi,kişisel bilgileri, kredi kartının son haneleri ve geçerlilik tarihi gibi bilgilerin ele geçirilebilmesi. Bunların yanında tabi ki uygulamanın izin verdiği ölçülerde aracın kontrolü de sağlanabiliyor. General Motors olayın hemen bir güvenlik güncellemesi yayınlasa da Kamkar bu güncellemenin güvenliği sağlamak için yeterli olmadığını ve açığın devam ettiğini belirtiyor. Olayın ardından General Motors'un hacker ile iletişim kurarak yardım istediği ve bu şekilde sorunun kısa bir süre içinde yayınlanacak yeni güncelleme ile çözüleceği belirtiliyor. OnStar sisteminin Chevrolet, GMC ve Cadillac modellerinde kullanıldığını hatırlatalım.
Hololens geliştirici sürümü önümüzdeki yıldan itibaren dağıtılmaya başlanacak
Şirketin CEO'su Satya Nadella kısa bir süre önce BBC ile yaptığı ropörtajda yeni teknolojinin önümüzdeki yılın başından itibaren geliştiricilere ulaşacağını söyledi.
Ayrıca CEO bunun dışında ürünün piyasaya çıkması için ise 5 yıllık bir plandan bahsetti. 2020'ye kadar devam edecek bu süreçte hem geliştiriciler içerik üretecek hem de teknolojinin geliştirilmesi devam edecek. Şirket daha önce de Disney, NASA, Autodesk ve Sketchfab gibi firmalarla ileriye dönük ortaklık çalışmaları olduğunu da açıklamıştı. Bu bağlamda Hololens'in geliştirilmesi uzun bir süre alacak gibi görünse teknolojiye ait içeriklerin de hazırlanması oldukça önemli.
Microsoft'un dışında sanal gerçeklik konusuna en büyük yatırım yapan şirketlerden birisi ise Facebook. Oculus Rift'i bünyesine katan şirket ise sanal gerçeklik cihazını bir süredir geliştirerek son haline yaklaştırmış durumda. Bu nedenle Oculust Rift'in son kullanıcıya daha erken ulaşması pazarda üstünlüğü ele almasını da sağlayabilir.
Dronelar bu kez tıbbi taşımalara yardımcı oluyor
Johns Hopkins ve Makerere Üniversitelerindeki öğrenci ve öğretmenlerden oluşan bir grup droneları kan örneklerini taşımak için kullanmaya başladı. Bilim adamları 56 yetişkin insanın her birinden alınan altışar adet kan örneğinin yarısını özel geliştirilmiş bir drone ile taşıdı. Taşıma işlemi 38 dakika sürerken hava sıcaklığının 21 derece olduğu ve insansız hava aracının 100 metre yüksekliği aşmadığı belirtildi. Testlerin tamamlanmasının ardından ise kan örnekleri tekrar geriye getirilirken bu kez kalan örnekler için ikinci sefer düzenlendi.
Doktor Amukele bir insansız hava aracının 100 km yolu 40 dakikada gittiğini hatırlatarak bu teknolojinin motorsikletlerden daha ucuz olduğunu, trafiğe takılma şansının olmadığını belirtiyor. Ayrıca bu araçlardaki GPS sistemi ile birlikte hastaların evinden numune almak da mümkün olacak. Sistemin Afrika genelinde yaygınlaşması umut ediliyor.
Doğadan ilham alan robot, su üzerinde zıplayabiliyor
Seoul National ile Harvard üniversiteleri tarafından geliştirilen "Robotic Water Strider" ise, hem boyut hem de ağırlık noktasında gelinen son noktayı gözler önüne seriyor.
Su üzerinde durabiliyor olmasıyla dikkat çeken "Water Strider" isimli böcekten ilham alınan robot, böceğin doğal yapısını birebir taklit ederek su üzerindeki momentum transferini maksimize ediyor (Su yüzeyici bozmadan vücut ağırlığının 16 katı kuvvet uygulayarak) ve böylece su üzerinde ilginç bir şekilde zıplayabiliyor. İnce bacaklarıyla su üzerinden yürüme işlemini de aktif olarak gerçekleştirebilen Robotic Water Strider, benzer yapıda daha önce geliştirilenlerden de çok daha küçük bir gövdeyle karşımıza çıkıyor.
NASA, yeni simülatörü ile Curiosity'nin kontrolünü bize bırakıyor
NASA'nın standart internet tarayıcılardan deneyimlenebilen yeni servisiyle Mars Bilim Laboratuvarı misyonunun bir parçası olarak Mars Gale kraterinde keşifte bulunan otomobil büyüklüğündeki kâşif robotu Curiosity'nin kontrolü bize geçiyor. Klavye ve fare ikilisiyle kullanılabilen araç, birden fazla kamera açısıyla Kızıl Gezegen üzerinde benzersiz bir gezinme deneyimi ortaya koyuyor ve grafiksel olarak oldukça güzel görünüyor.
Etkileşimi yüksek simülatör ile Curiosity hakkında ayrıntılı bilgiler edinilebiliyor ve araç üzerindeki robotik kol birimi dahi aktif olarak kontrol edilebiliyor. Hazırlanan "Experience Curiosity" isimli sayfayaburadan ulaşabilirsiniz.
DJI, yeni drone modeli Phantom 3 Standard'ı duyurdu
DJI, ürün gamına yeni geliştirdiği Phantom 3 Standard modelini de dahil etti.
Daha gelişmiş özellikler sunan 1000$'lık Phantom 3 Advanced ve 1,250$'lık Phantom 3 Professional altına konumlandırılan 800$'lık Phantom 3 Standard, tasarımsal olarak serinin geneline uyuyor ancak bazı önemli özellikleri bünyesine barındırmıyor. Bunların başında aşağıya dönebilen kameranın olmaması, LightBridge kablosuz görüntü aktarma teknolojisini taşımaması (Sadece 720p canlı görüntü aktarabiliyor) ve hepsinden önemlisi GLONASS konum tanımlama sistemine destek vermemesi geliyor.
Bu teknik detaylarından yoksun olmasına rağmen 699$'lık DJI Vision 2+'den daha iyi kameraya, daha geniş çalışma mesafesine ve daha yüksek batarya ömrüne sahip olan yeni Phantom 3 Standard, geliştirilmiş kontrolcüsüyle rahat bir uçuş sunuyor ve 3 eksenli görüntü sabitleme sağlayan Gimbal birimiyle 12MP çözünürlüğünde fotoğraf, 2.7K çözünürlükte ise kaliteli video çekimleri gerçekleştirebiliyor. Bağlantı için kendi WiFi ağını oluşturabilen drone, akıllı telefonlarla bağlantı kurabiliyor ve 25 dakika boyunca havada kalabiliyor.
Tesla'dan "yılansı" otomatik şarj robotu
2014 yılının son akşamında Tesla Motors kurucusu Elon Musk otomatik bir şarj robotu üzerinde çalıştıklarını Twitter üzerinden takipçileriyle paylaşmıştı.
Dün akşam yayınlanan video ise prototipin son aşamalarına geldiğini gösterdi. Yılansı ve füturistik görünüme sahip robot yakınında duran Model S aracın güç girişini bularak kendini bu girişe yerleştiriyor. Yaklaşık 30 saniye gibi bir sürede şarja başlayan robotun hareketleri ise ilginç seviyede ürkütücü.
Daha önce bu teknoloji ile kıyaslayabileceğimiz bazı kablosuz şarj teknolojileri ortaya çıkmıştı. Ancak kablosuz şarj teknolojisinde arabayı park etmek için ayrı bir özen göstermek gerekiyor. Bu durum özellikle yeni sürücülerin otomobilden inip şarjı manuel takması belkide daha az uğraş gerektirebilir. Ancak Tesla'nın robotu bu teknolojiler kadar ince ayar gerektirmeyerek daha kolay bir kullanıma sahip gibi görünüyor. Henüz prototip aşamasında olan teknolojinin ne zaman kullanılacağı hakkında şimdilik bir bilgi bulunmuyor.