UE4 - Substance Designer
koooolalala
https://www.youtube.com/watch?v=_nLGoqqDc0w
Real Time Engine Tech Demo - "HAPPY FOREST"
https://www.youtube.com/watch?v=gQpEWDmcXhM
Unreal Engine 4 [4.8] Super Mario / Nvidia Flex Techdemo + Download link
https://www.youtube.com/watch?t=60&v=WavKbGsIHGA
Sapphire Tri-X Radeon R9 Fury grafik kartı ufukta göründü
Sapphire Tri-X Radeon R9 Fury daha önce de internete sızdırıldığı gibi 3584 Stream çekirdeği kullanıyor. Kartın bir versiyonu 1000MHz saat frekansında diğer versiyonu ise 1040MHz saat frekansında çalışıyor.
Bunun dışında 4GB 4096-bitlik 500MHz standart-1000MHz efektif saat hızında HBM bellek, 3 adet DisplayPort 1.2 bağlantısı, bir adet HDMI 1.4a bağlantısı şeklinde özellikler kartlarda ortak olarak geliyor. Kartlar 14 Temmuz 2015 tarihinde 550$ başlangıç fiyatı ile piyasaya sürülecek.
AMD Radeon R9 Fury X kartındaki rahatsız edici pompa gürültüsü gideriliyor
AMD'nin ilk parti Radeon R9 Fury X ekran kartı oyuncuların bilgisayarlarını süslemeye başlarken, kart ile ilgili gündeme gelen bir problem kullanıcıları tedirgin etmişti. Pompadan gelen rahatsız edici ses ile ilgili AMD gerekli adımları atıyor.
AMD yaptığı açıklamada gürültünün ilk üretim örneklerinde pompadan kaynaklandığını ve üretici ortaklarla birlikte pompanın akustik profilini iyileştirmek için çalıştıklarını duyurdu. AMD yeni üretim kartlarda bileşelere bir yama uyguladıklarını ve sorunu ortadan kaldırdıklarını sözlerine ekledi.
Bazı kullanıcılar Newegg üzerinden satın aldıkları Sapphire Radeon R9 Fury X kartının değiştirildiğini ve yeni kartta pompa tasarımının biraz değişmiş olduğunu rapor ediyor. Ön paneli çıkararak görülebilen bu tasarımda krom CoolerMaster logosu biraz daha büyütülmüş.
Yeni tasarımda pompa gürültüsünün giderildiği belirtiliyor ancak eski tasarımla satılan her eski kart yenisi ile değiştirilecek mi veya ilk üretim kartların sahipleri nasıl bir yol izleyecek önümüzdeki dönemde netleşmesi bekleniyor.
AMD Releases Catalyst 15.7 WHQL Drivers: Crossfire Freesync, Win10 Support, & More
-
Performance improvements for older cards
-
Frame Rate Target Control for older cards
-
Virtual Super Resolution has been extended to the 7000 series and AMD APUs
-
Crossfire Freesync is now supported
-
Preliminary “technical preview” Windows 10 support (WDDM 2.0)
Microsoft 7800 kişiyi işten çıkarıyor
https://www.donanimhaber.com/cep-telefonu-diger/haberleri/Microsoft-7800-kisiyi-isten-cikariyor.htm
Gelen bilgilere göre Microsoft toplamda 7800 çalışanını işten çıkarmaya hazırlanıyor. Bunların büyük kısmı akıllı telefon donanımı departmanında çalışıyor. Bu bakımdan firmanın mobil bölüme cerrahi bir müdahale yaptığı net bir şekilde anlaşılmış oldu.
İşten çıkarma yanında Microsoft mali tablolara 7.6 milyar dolar zarar yazdırdı. Nokia'nın mobil cihazlar bölümünü satın aldıktan sonra firmanın bu işlemden hiçbir şekilde fayda göremediği ve kazanç elde edemediği basına yansımıştı. Uzmanlara göre Nokia mobil cihazlar için ödenen 7.2 milyar doların tamamı boşa gitmiş oldu.
Bazı kaynaklar Microsoft'un ağırlıklarından kurtulduğunu ve mobil pazarda daha hızlı manevra yapabilme imkanını elde ettiğini savunuyor. Bu yeniden yapılanmanın firmayı nasıl etkilediği ise Windows 10 mobil sürümün çıkışı ile anlaşılacak.
Microsoft geçen yıl da 18 000 çalışanı işten çıkarmıştı. Nokia mobil cihazlar bölümünün satın alınması ile alakalı bir durum olan işten çıkarmalar Satya Nadella'nın ilk işten çıkarma operasyonu olmuştu.
Dalga jeneratörü ilk kez ABD şebekeleri için elektrik sağlıyor
Prototip kendi başına 20 kilowatt gibi düşük sayılabilecek güçte bir enerji üretiyor. Ancak ABD Enerji bakanlığı benzer şekilde birden fazla yapı kurularak elde edilecek temiz enerjinin kıyı şehirlerde elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini belirtiyor.
Deniz Kuvvetleri tarafından destek verilen proje Northwest Energy Innovations adında bir şirket ile ortaklaşa yürütülüyor. Kurulan prototip yaklaşık 30 metre derinliğe kadar uzanırken, 45 tonluk kuvvete kadar hem kabarma (yukarı/aşağı) hem de dalgalanma (ileri/geri) hareketlerini elektrik enerjisine dönüştürebiliyor. Kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürme işlemini üzerinde bulunan bir jeneratör yardımıyla yapan Azura daha sonra denizin altından bağlanan bir kablo ile ürettiği elektriği şebekeye iletiyor.
Prototipin denemelerine yaklaşık bir ay önce başladığı belirtilirken performansın sürekli olması jeneratörün test aşamasından çıkarılıp düzenli olarak üretime katılmasının önünü açmış durumda. Deniz Kuvvetleri ve Northwest Energy Innovations ikinci bir kurulum için benzer ancak çok daha büyük (60-80 metre) bir sistem hazırlayarak 1 MegaWatt elektrik üretmeyi amaçlıyor. Bu sistemin 2017 yılının başlarında tamamlanması planlanırken bu süre içerisinde de Azura'dan elde edilen deneyimler yeni projeye aktarılacak.
Karşınızda yeni Logitech!
https://www.donanimhaber.com/logitech/NewsDetail.aspx?id=76411
Bu değişim doğrultusunda ilk olarak şirketin uzun yıllardır kullandığı logosu değiştirildi. Çok daha modern ve sade hale getirilen logo yanında şirket "Logi" adını verdiğini yeni bir marka daha ortaya çıkarttı. Yeni Logitech logosundan "tech" ibaresinin atılmasıyla elde edilen Logi, firmanın söylediği kadarıyla yeni bir ürün kategorisini temsil ediyor ve özellikle belirtildiği üzere bu kategoride (Büyük sürprizler gelebilir) yer alan ürünler yakın zaman içerisinde kullanıcıların beğenisine sunuluyor.
Logitech ayrıca tarihinde ilk defa tasarımdan sorumlu baş yönetici pozisyonu oluşturdu ve bu pozisyonun başına eski Nokia tasarım şefi Alastair Curtis'i getirdi. Logitech'in konu hakkında hazırladığı oldukça renkli tanıtım videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.
Uzaydaki çöpleri temizlemek için özel bir uydu geliştiriliyor
Zaman zaman 24 000 km/s hıza kadar ulaşan bu çöpler diğer uzay araçlarını veya astronotları da oldukça ciddi bir şekilde tehdit ediyor.
Yeni geliştirilen bir uydu ise özellikle küçük boyuttaki uyduları toplayarak bu çöplüğü biraz da olsa azaltmayı amaçlıyor. Bu yöntem için ise "Pac-man"a benzetilen bir sistem tercih edilmiş durumda. Yalnızca ufak uyduların bulması operasyonu zorlaştırırken bu uyduların sürekli spin atmasıyla yaydıkları yansımalar da yanıltıcı olabiliyor. Ancak yeni geliştirilecek uydu özel olarak geliştirilen dinamik aralıklı fotoğraf ile görüntülenecek ve bu yansımalar tespit edilebilecek.
İlk prototipi ortaya çıkaran bilim adamları uydunun yakaladığı çöpleri yakacağını da belirtiyor. Prototipin tamamlanması ve uçuşlara hazır olması için ise 2018 yılı hedef gösteriliyor.
İlk milli elektrikli lokomotif test sürüşlerine başladı
Son dönemde önemli projelere imza atan TÜBİTAK, bu yılın ortalarına doğru milli elektrikli lokomotif için de önemli adımlar atmıştı. Milli elektrikli lokomotif test sürüşlerine başladı. Haberi bizzat Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık sosyal ağ hesabından paylaştı.
TÜBİTAK ve Ulaştırma Bakanlığı ortaklığında geliştirilen milli elektrikli lokomotif 1 megawatt gücünde ve bir set tren yaklaşık 40 milyon Avroya mal olacak. 3 yıldır geliştirilen projenin Kasım ayında sona ermesi ve ardından da lokomotif üretimine başlanması bekleniyor.
Milli lokomotif projesinde ihracat da hedefleniyor. Böylelikle sektörde hem dışa bağımlılık hem de cari açık azalacak. 2023 yılına kadar 70 adet manevra lokomotifi ve 110 adet yüksek hızlı trenin hizmete alınması planlanıyor.
Hacking Team siber saldırıya uğradı, ülkemizle birlikte pek çok ülkeye ait önemli bilgiler ortaya saçıldı
Hacking Team daha çok kurumlara yönelik hizmetler sunduğu için asıl burada film kopuyor. Zira dosyalarda FBI da dahil pek çok devlet kurumunun bu tür hackleme yazılımlarına ilgi gösterdiği ve satın aldığı görülüyor. Bunlardan birisi de kendi polisimiz. Kasım 2014 tarihli listeye göre polisimiz Hacking Team firmasının aktif bir müşterisi konumunda.
Peki Da Vinci ne işe yarıyor? Uzaktan şifreleri kırabiliyor, resmi verilere erişebiliyor, mail, Skype gibi yazılı ve sesli iletişim kanallarını izleyebiliyor, hedefin konumunu saptayabiliyor, uzaktan mikrofon ve web kameralara erişebiliyor. Yani sizi adım adım takip ediyor.
Ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden faktörlerin interneti ve bilgisayar türevi cihazları etkin olarak kullanması devletlerin bu alana yoğunlaşmasını tetikliyor. Örneğin bir odada kimsenin bir başkasının ekranını görmeden dizüstü cihazlarında bir takım işlemler yaptıklarını düşünelim. Bir kişinin diğer bir kişinin ne yaptığını izleyebilmesi için mutlaka ekranını görmesi veya dosyalarına erişebilmesi gerekir.
İşte devletlerin de buna benzer bir mantığı bulunuyor. Şüphelendikleri kişilerin normal yollarla ne yaptığını bulamayacağını bilen kurumlar bir takım gözetleme yazılımları ile kişileri takip etmeye ve delil elde etmeye çalışıyor. Teknoloji gündeminde NSA'nın internet trafiğini sürekli izlediği ve PRISM programı ile sosyal ağ sunucularının istihbarat birimlerince izinsiz olarak kurcalanabildiği haberleri bir dönem bomba etkisi yaratmıştı. Anlaşılan kurumların vatandaşını sürekli gözetleyebilme sevdası hiç bitmeyecek gibi görünüyor.