Ne kadar başarılı olursa olsunlar özellikle komünizm ile yönetilen kapalı ülkelerden çıkan teknolojilere şüphe ile yaklaşılıyor. Zaman zaman teknolojilerde kendi istihbarat birimlerine bilgi aktaran açıklar olduğu için soruşturma da açılmıştı. Güvenlik devi Kaspersky, yasaklarla karşı karşıya.
Kaçınılmaz son
Trump yönetimi Çarşamba günü bir talimat yayınlayarak federal kurumların derhal Kaspersky Lab ürünlerini bırakmalarını istemişti. Gerekçe ise Rusya hükümetinin anti virüs yazılımındaki muhtemel açıkları kullanarak ABD kurumlarına sızma ihtimali idi.
ABD İç Güvenlik sekreteri Elaine Duke, bu talimata binaen tüm federal kurum ve kuruluşların Kaspersky ürünlerini kaldırmaları için çağrıda bulundu. Talimat gereğince kurumlara ağlarında herhangi bir Kaspersky ürünü olup olmadığını anlamak için 30 gün süre tanındı. Eğer Kaspersky ürünü varsa takip eden 60 gün içerisinde de bunun kaldırılması gerekiyor.
Firmanın patronu Eugene Kaspersky, AP ajansına yaptığı açıklamada Ruslar için çalışan bir Truva atı olmadığını ispat etmek için kaynak kodlarını ABD hükümetinin incelemesine açabileceğini duyurmuştu. Hatta Kaspersky, Kongre önünde sorguya çekilmeye de hazır olduğunu bildirmişti.
Ne var ki bu açıklamalar ABD hükümetini tatmin etmişe benzemiyor. Özellikle 2016 yılındaki başkanlık seçimlerinde Rus kaynakların etkisi ve hükümet kurumlarının ardı ardına hacklenmesi kaygıları da yükseltti. Bahar aylarında Senatör Jeanne Shaheen, Kaspersky ürünlerinin Savunma Bakanlığı’nda yasaklanması için bir kanun teklifi de vermişti.
ABD hükümetinin bu kararı şüphesiz Kaspersky için büyük bir darbe olacak. Yıllardır devlet kurumlarından önemli ihaleler alan firma artık kamu kurumları tarafında neredeyse etkisiz hale geldi. Önümüzdeki yıllarda da ihale alması çok zor görünüyor. Ayrıca devlet tarafında oluşan bu hareketlilik şüphesiz ABD’li son kullanıcıları da etkileyecektir.
Kaspersky Lab’ın ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nın 17-01 numaralı Bağlayıcı Operasyonel Direktifi’ne istinaden açıklaması:
"Kaspersky Lab'ın herhangi bir hükümetle uygunsuz ilişkileri bulunmadığından, şirket, ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın (DHS) kararı ile hayal kırıklığına uğramıştır, ancak iddiaların tamamen asılsız olduğunu doğrulamak üzere söz konusu kuruma ek bilgi sunma fırsatı yakaladığı için ayrıca memnuniyet duymaktadır. Suçlamalar, Rus mevzuatının ve politikalarının şirketi etkiliyor olduğu ile ilgili iddialar da dâhil olmak üzere, yanlış iddialara ve asılsız varsayımlara dayandığı için, hiç kimse veya herhangi bir kuruluş tarafından kamuya açık hiçbir güvenilir kanıt sunulamamıştır.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.