AMD sessizliğini bozdu ve şimdiye kadar geliştirmiş olduğu en güçlü grafik işlem birimi olan Fiji XT ile donattığı Radeon Fury X ekran kartını duyurdu. Peki AMD, yeni ekran kartı ile neler vaad ediyor, rakibi Nvidia'dan liderlik bayrağını alabiliyor mu ? Merak edilen tüm detaylar, test sonuçları, oyun tecrübeleri ve detaylı teknik analiz bu videomuzda, iyi seyirler.
Editörün Notları:
- AMD'nin yeni Fiji GPU'su, mimari seviyede GCN tasarımına bazı önemli yenilikler getirirken, tamamiyle yepyeni bir tasarım değil. Şirketin bir önceki en büyük GPU tasarımı olan Hawaii ile kıyasladığımızda, Radeon R9 285'deki delta tabanlı renk sıkıştırma teknolojisi, GPU'nun en büyük yenilikleri arasında.Hiç şüphe yok ki bu sayede GPU, daha az bellek bantgenişliğine ve kapasitesine ihtiyaç duyuyor. Bantgenişliği, HBM sayesinde sorun değil lakin, kapasite kullanımı en yüksek çözünürlük ve kalite ayarlarında, ne kadar verimli kullanılırsa, 4GB'lık büyüklük için o kadar verimli olur.
- Fiji XT GPU'su, 598mm2 zar büyüklüğü ile aynı üretim teknolojisindeki Nvidia GM200 GPU'suna 601mm2 (GeForce GTX 980 Ti / GeForce Titan X) az daha küçük. 438mm2 olan Hawaii GPU'suna göreyse %36'lık bir artış var. Ancak önemli olan AMD'nin artan zar alanını verimli kullanabilmesi. %36'lık hacimsel artışın bir karşılı olarak transistör sayısının %43, paralel işlem birimleri (Radeon çekirdekleri) sayısının %45 ve doku ünitesi sayısının da %45 arttığını görmekteyiz. Yani GPU'nun fiziksel büyüklüğündeki artıştan daha fazla kas gücü artışı daha düşük güç tüketimiyle (tipi kart güç tüketiminde Hawaii ile kıyasladığımızda %5) sağlanabilmiş, üstelik üretim geometresi değişmeden. Açıkçası benzer bir adımı Carrizo kodlu APU'larda da görmüştük. AMD'nin hem CPU hem de GPU ekibi, görünen o ki ya verimlilik konusuna artık daha fazla eğiliyor ya da daha önce gereği kadar çok eğil(e)mediler.
- AMD'nin Fiji GPU tasarımı, şematik olarak şu ana kadar gördüğümüz diğer tüm GPU tasarımların ayrılan MCM dediğimiz çok çipli bir modül formatından geliştirildi. Bu profilin merkezinde Fiji GPU'sunun kendi zarı geliyor. AMD'nin geliştirdiği bu zar, TSMC'nin üretim bantlarından 28nm geometrisiyle çıkıyor. İkinci unsur ise SK Hynix tarafından 20nm üretim geometrisi ile hazırlanan 4 adet 1GB HBM bellek yığını. Üçüncü ve son parça ise Fiji'nin genel resminde hayati öneme sahip olan Interposer. Elektriksel zemini oluşturan ve UMC tarafından 65nm ile üretilen bu 1011mm2 büyüklüğündeki bu özel pasif (üzerinde transistör yok) silikon, GPU - ve ileride belki CPU ile APU'nun da - doğrudan HBM bellek yığınlarıyla iletişim kurmasını sağlayan arayüzü oluşturuyor. İşte tüm bu karmaşık düzeninin oluşturulabilmesi için, konusunda uzman firmalar ile işbirliğine giden AMD, Hynix ile birlikte UMC, Amkor ve ASE gibi firmalardan teknik danışmanlık alarak, mevcut tasarımı mükkemel bir hale getirmiş. Geleneksel GPU tasarımlarıyla kıyasla çok süreçli, çok karmaşık ve üretimi zor bir GPU tasarımı Fiji XT.
- GPU'nun kendi içindeki performansa yönelik teknik karakteristiğin, Hawaii GPU'su ile benzerlik gösterdiği noktalar da var. Örneğn Fiji GPU'su da dört adet shader motoru içerisinde konfigüre ediyor paralel işlem birimlerini ancak her bir Shader motoru için 11'den 16'ya çıkan işlem ünitesi, her shader motoru için 1024 olmak üzere 4096 adet paralel işlem birimini sağlayan temel kazanç. Yine aynı üniteler için 16'şar olmak üzere toplamda 64 adet ROP birimi bulunuyor. Yani çözünürlük orantılı grafik hesaplamalarında önem arz eden ROP tarafında Hawaii ile aynı sayıda alt eleman bulunuyor. Ancak çalışma hızı ve verimliliğinde geliştirmeleri göz ardı edemeyiz. Rekabet açısından değerlendirecek olursak eğer, Nvidia'nın Maxwell 2 tabanlı GM200 GPU'sunda 96 adet ROP birimi bulunuyor. Ultra HD için duruma bakacak olursak eğer, ROP sayısının yanı sıra GPU'nun kendi bellek büyüklüğü de önem arz ediyor. GM200'un 3MB bellek büyüklüğüne AMD, Hawaii'nin 1MB olan kapasitesini Fiji de 2MB'a yükselterek yanıt veriyor. Tabi ki bu bellek birimleri tek blok halinde kullanılamıyor ama yüksek detay ve kalite seviyesinde yüksek çözünürlük için, GPU alt birimlerine avantaj kazandırıyor.
- Video içerisinde Mesut ile sohbetimiz esnasında HBM bellek teknolojisini detaylı bir şekilde anlattım lakin teknik seviyede bazı önemli figürleri burada hatırlamakta fayda olduğunu düşünüyorum. Öncelikle kapasite ile başlayalım. Kartın 4GB olması, AMD'nin maliyet hesabı yaparak düşündüğü bir unsur değil. Şu an ideal verimlilik koşullarının yakalanabildiği en yüksek kapasite limiti bu. Dediğim gibi, ana mantık çipi üzerine bir binanın katları gibi dikey olarak dizilen HBM bellek yığınlarının 20nm üretim geometresindeki verimliliği kadar, bunların derlenerek GPU ile aynı paket içerisindeki üretim karmaşıklığı ve derlenme sürecinin de sorunsuz aşılması gerekiyor. En azından çok yakın gelecek için, çift GPU'lu AMD Fiji X2 dışında 8GB bellek kapasitesine sahip olan bir kart görmemiz pek olası görünmüyor.
- GDDR5 bellek teknolojisinin artık ölçeklenememesi, hem kendisinin aşırı güç tüketmesi hem de kullanıldığı ekran kartının daha büyük dolayısıyla aynı zamanda daha pahalı regülatör unsurları ile donatılma ihtiyacı, HBM'i ekran kartı dünyasının yeni zorunluluğu ve aynı zamanda yıldızı haline getirdi. Temel gaye bellek yongalarını GPU ile olabildiğinde yakın konuşlandırıp, bu yakınlık ile ultra geniş bantgenişliği elde etmek ki GDDR5'de DRAM yongası için 32-bit'lik genişlik, HBM tarafında bir yığın için 1024-bit düzeyine çıkıyor, yine yakınlık sayesinde daha düşük hızda, daha düşük güç tüketimi ile daha yüksek bantgenişliğine çıkabilmek mümkün oluyor ki bu enerji tasarrufu sağlıyor. Sonuç olarak baktığımızda ise daha fazla bantgenişliği, daha yüksek performans ve daha iyi watt başına kazanım sunuluyor. Burada sadece erişim süreleri yani latency seviyesinde agresif olunamama durumu yaşanabilir ancak SK Hynix bunu çözmüş gibi görünüyor.
- HBM bellek teknolojisinin bir başka çok önemli özelliği, bağlantı için kablolamaya ihtiyaç duymaması. Bu AMD'nin geliştirdiği ya da ilk defa Radeon Fury'deki HBM bellekler için düşünülen bir teknoloji değil. Özellikle Hynix'in çok uzun süredir üzerinde çalıştığı TSV (Through Silicon via) isimli bu yeni bağlantı teknolojisi, bellek yongasının aynı substrat üzerinde ilgili bileşenin diğer unsurları ile bağlantı için ultra minik kablolar kullanıyordu. (https://goo.gl/587pTA) İşte burada dikey yığın tasarımının bir avantajı olarak, üst üste gelen katmanlar arasında haberleşme, kablolama yerine ufak kanallar ya da bir başka ifade ile yollar açarak bağlantı noktaları oluşturmak. Bu aynı zamanda kablo bağlantısına kıyasla haberleşme için daha az alana ihtiyaç duyulması ve aynı zamanda bant genişliğinin de ciddi şekilde artmasını sağlıyor.
- Yeni bellek teknolojisiyle ilgili eklemek istediğim şimdilik son notum ise kontrol üzerine olacak. HBM'yi sürebilmek için AMD, Fiji GPU tasarımında yeni bir kontrolcü kullanmak zorunda kaldı. Bu iyi yönde bir zorunluluk zira GDDR5 bellek teknolojisinde güç tüketim handikapı yaratan x+y faktörünün baş aktörü kontrolcü. Kaldı ki GDDR5 kontrolcüsü aynı zamanda GPU tasarımında genelde ~%25 civarı bir zar alanına ihtiyaç duyuyor ki örneğin Radeon R9 290X'in kullandığı kontrolcü yaklaşık 110mm2 bir alanı işgal ediyor. HBM için gerekli olan kontrol birimi ise toplam zar alanının sadece %10'una ihtiyaç duyuyor. Üstelik daha az karmaşık bir yapıda, daha yüksek bantgenişliği sunmasına karşın.
- Bir de OpenCL senaryosundaki duruma bakmak gerekiyor. AMD Radeon Fury X, tek hassasiyetli işlemlerde, 8.6 TeraFLOP seviyesinde hesaplama gücü sunuyor. Nvidia GeForce Titan X ile kıyasladığımızda işlem gücü farkı AMD lehine %40. Ancak buradaki ironik durum, özellikle bilimsel hesaplamalar için uygun olan bu kriterde, AMD'nin rakibi Nvidia kadar aksiyon alamaması. Nvidia dünya genelinde pek çok üniversite ile CUDA ortamı ve kendi GPU'larını kullanmaları kaydıyla ücretsiz donanım ve danışmanlık verebilirken, AMD'nin henüz bu ölçekte bir politikası yok ya da en azından yok denecek kadar az. Böylesi bir işlem gücü avantajının değerlendirilebilmesi için, bu tür yeteneğe ihtiyaç duyan kullanım senaryoları ve ar-ge laboratuvarlarında AMD'nin daha fazla varlık göstermesi gerekiyor.
- AMD Radeon Fury X'in kullanım noktasındaki artı ve eksiklerine gelecek olursak eğer, sevindirici olan nokta AMD'nin en hızlı GPU yarışına tekrar dahil olması. Üstelik oyun için güç tüketim değerlerinde, rakibiyle başa başa mücadele edip, testine ya da oyununa göre, kendisinden %80-90 daha pahalı olan Titan X'e de yer yer kafa tutabiliyor. Asıl rakibi olan GeForce GTX 980 Ti ile değerlendirdiğimizde ise kimi koşulda, bazen az bazense belirgin şekilde Nvidia'nın biraz daha hızlı, oyun deneyimi özelinde ise daha rahat ve akıcı bir deneyim sunduğu net bir şekilde görülebiliyor. Yepyeni bir teknoloji ile gelen Radeon Fury X'in sürücü optimizasyonu ile daha güçlü bir performans vereceği aşikar, üstelik DirectX 12'den de daha fazla kazanım elde edecek lakin bugünün koşullarında aynı sınıfta yer alan GTX 980 Ti ile mücadelesinde az farkla geride kalıyor. GeForce Titan X ve GTX 980 Ti'ı kendi içlerinde kıyasladığımızda ise, şunu hatırda tutmak gerekiyor; Titan X daha pahalı ve hem az daha fazla çekirdek hem de iki kat daha fazla bellek barındırıyor ama performans söz konusu olduğunda Titan X ve GTX 980 Ti'ı küçük farklar ayırıyor.
- Kartın diğer özelliklerine geçecek olursak eğer, sıvı soğutma sistemi ile geliyor olması büyük avantaj. Yoğun gük altında genel olarak 55-60 derece bandında hareket ediyor ve üstelik çok sessiz çalışıyor Fury X. Üstelik radyatör fan hızını manuel kontrol ile arttırdığınızda bu değerler daha da düşüyor. Soğutucunun hız aşırtma başarımına olan etksinine baktığımızda ise, kısa süreli denemelerimizde standart olarak 1050MHz'de çalışan GPU'yu %10 ekstra güç kullanım toleransı ile 1125MHz'de çalıştırarak aldığımız stabil test sonucunda, frekanstaki %7'lik artışın 3DMark Fire Strike Ultra'daki performans kazanımı ise %5 civarında oldu. Benzer kazanımlar, oyunlar için de konuşulabilir. HBM'den dolayı, ekran kartının kapalı olan bellek frekansı ile oynayamadık lakin GPU ile kıyaslandığında zaten bellek üzerinden hız aşırtma ile daha yüksek performans kazanımları elde etmek çok mümkün değil, ciddi bir artış genelde minik bir avantaj sağlıyor.
- Radeon Fury X'in AMD adına sevindiğim en büyük kazanımlarından bir diğeri ise yüksek malzeme kalitesi. Özelleştirilmiş kartlara izin vermeyen AMD, zaten buna da ihtiyaç bırakmamış. Kart güzel, güzel göründüğü kadar da kaliteli. AMD'nin tercih ettiği sıvı soğutma sistemi, Cooler Master imzası taşıyor. Radyatörde kullanılan 120mm çapındaki fan ise Nidec firmasından geliyor. AMD'nin açıklamasına göre sıvı soğutma sistemi, 500 Watt'a kadar etkin performans gösterebiliyor. Yaptığımız ölçümler de bunu doğrular nitelikte. AMD Radeon Fury X, pek çok koşulda hem çok serin hem de çok sessiz çalışıyor. Ancak sıvı soğutmayı hız aşırtma yani overclock için kullanacaklar için bir başka ironik durum ortaya çıkıyor. Kartın özel versiyonları olmayacağı için, bir Asus Matrix ya da MSI Lightning veya Gigabyte WindForce serisi gibi özelleştirilmiş komponent kullanan serilerdekine benzer, yapısal kalite ve buna bağlı hız aşırtma farkı olmayacak.
Diğer kartların da hız aşırtma ile daha yüksek hızlara ulaşabildiğini unutmamak gerekiyor!
FijiXT'de %7 frekans artışı, %5 performans artışı getirdi.
- AMD Radoen Fury X'in günlük hayatı etkileyebilecek bir önemli eksiği ise bağlantı özelliklerinde karşımıza çıkıyor. HDMI 2.0 desteği olmadığı için özellikle 4K için 60Hz yeteneğini DisplayPort arayüzüne devreden kart, sistemini 4K televizyon ile kullanmak isteyenleri zorlayacak gibi görünüyor. Eğer böyle bir niyetiniz varsa, AMD'ye göre bu yaz döneminde çıkacak DisplayPort 1.2a'yı HDMI 2.0'a dönüştürecek bir aktif adaptör kullanabilirsiniz ancak açıkçası bu çok ucuz bir adaptör olmayacaktır. Ayrıca kart üzerinde DVI konnektörünün olmaması da belli koşullarda sıkıntı yaratabilir zira dönüştürücü kullanılsa bile, tek link bağlantı olacağından Full HD için özellikle 60Hz üstü mümkün olmuyor. Özellikle öncül nitelikteki 144Hz monitörlerin pek çoğunda DisplayPort olmadığı için, bu eksiklik, orada daha fazla öne çıkıyor.