İsmine aldanmayın, aslında Arctis 1’den hayli farklı bir kulaklık Arctis 1 Wireless, hatta belki de bunun adı tamamen farklı bir şey olmalıydı. Dikkatimi çeken şeylerden ilki bu kulaklıkta Arctis 7’nin sürücülerinin kullanılmış olması oldu ve dakika bir gol bir, Tip C arabirimini kullanan bir alıcıya sahip.
Turuncu-beyaz, gayet detaylı, kulaklığı size baya baya anlatan bir kutusu var. Steelseries her zamanki gibi diğer kulaklıklarla aldıkları ödülleri dizmiş sağ tarafa. İçerisinden kulaklığın kendisi, tak çıkar yapabileceğiniz mikrofon ve alıcıyı Tip A’ya dönüştüren kablo çıkıyor, mesela masaüstü sistemimde Tip C yok, PS4’ümde de yok, bu kabloyu kullanıyorsunuz.
3.5mm üzerinden kablolu da bağlanıyor, kablosu kutusundan çıkıyor, bir tane de şarj için Micro USB kablosu var. Kabloların tümü silikonlu, esnek kablolar, sağa sola çekiştiren sert kablolar gibi değiller, kolay kolay kırılacak bir his de vermiyorlar açıkçası, Steelseries’in kablo tarafındaki tutumunu beğeniyorum ben.
Tasarım ve malzeme kalitesi. Sert plastik malzemeden üretilmiş, elde yeterince sağlam, yeterince diri bir hissiyat veriyor, öyle içi boş bir hissiyat değil kesinlikle. Gövde olarak aslına bakarsanız Arctis 1 ile aynı. Bu kulaklığın adı tamamen farklı olsaydı dememin sebebi burada değil, ses tarafında.
Haznelerin üzeri ellerim nemliyken kirlenir gibi yapıyor ama tutmuyor izleri. Kulaklık yeterince sağlam olduğunu söylüyor aslında, Arctis 1’den bir önemli farkı da bant ayarı kısmı artık metal, bu kısım aslında her kulaklığın kırılmaya en müsait yerlerinden biri, o yüzden metal malzemeyi görmek sevindirdi ama bir de rehber çizgileri olsaymış tam olurmuş.
Kafa bandının suni deri kaplamalı yastığı öyle pek dolgulu veyahut kalın değil ama ağırlığın büyük bir kısmını aslında yastıklar taşıdığı için yeterli geldi bana. Hazneler içeri dönebiliyorlar, yorulunca döndürüp boynunuzda taşıyabiliyorsunuz ama döndürmeseniz bile boğucu değil. İçeri dışarı bir miktar açılanabiliyorlar ki bu da kulağı saracak açıyı sağlıyor, kulağı alttan üstten iyice içerisine alıyor, inat etmediğiniz sürece, ani hareketlerde kafanızdan düşmez.
Sol haznede güç butonu var, yanında da bir LED’i var, şarj olurken buradan takip edebiliyorsunuz. Sağ tarafında mikrofon kapatıp açma, ses ayarı ki bilgisayarın ses ayarını kontrol etmiyor, bilgisayardakini de buradakini de ayarlamanız gerek, neyse ki bir hamlede 0’dan 100’e çıkıyor. 3.5mm jack üzerinden kablolu olarak kullanmak isterseniz evet jack burada. Şarj için Micro USB girişi var, sadece şarj için, ses aktarımı yapmıyor bu port, yani hem şarj edeyim hem de kulaklığı kullanmaya devam edeyim, olmuyor, rakiplerinde de durum böyle zaten, şarjı bittiğinde jacklı olarak kullanın, Son olarak mikrofon girişi.
Yastıkları mikrofiber malzemeden, üzerlerinde petekli bir tasarım var. Yeterince yumuşaklar, kendi formlarını devam ettirmeye biraz müsaitler ama rahatsız edecek bir baskı oluşturmuyorlar. Yukarıdan aşağı 6.5CM, sağdan sola 5CM, çapları itibarıyla kulağıma alttan üstten değip rahatsız etmediler ama herkesin kulağı farklı, kulakları ölçmekte fayda var. Konforlarına değineceğiz.
İçlerinde 40mm’lik sürücüler var, 32ohm’luk sürücüler 20Hz-20KHz dinamik aralığa ve 98dB hassasiyate sahipler. Sürücüler Arctis 7’nin sürücüleri ama Arctis 7’deki gibi DTS destekli değil, çevresel ses için Windows Sonic’i kullanabilirsiniz, yazılımsal ekstra hiçbir çevresel ses motorunu kullanmam ben şahsen, var olan ham ses performansına zarar verdiklerini düşünüyorum ama sevenler kullanabilirler. Mikrofon 100Hz-6.5KHz aralığa sahip, yön verebileceğiniz yapıda, gürültü engellemeli, Steelseries’in Clearcast adını verdiği, donanımsal olarak özelleştirilmiş bir mikrofon.
CS:GO ile başladım testlerime ve hemen söyleyeyim, tam CS:GO kulaklığı olmuş bu. Bulunduğunuz çevrenin gerçekten içindeymiş gibi hissettirme anlamında gayet başarılı buldum. Nerede ne olup bitiyor, kim nereden ateş ediyor, tahminen ne kadar uzaklıktadır, bunları söylüyor size kulaklık. Arctis 1’de mesela AWP’nin sesini yeterince tok bulmamıştım ama Arctis 1 Wireless’de güzel bir doygunluk yakalanmış. Tok sesler ne çok ağır, ne de tiz sesler yorucu, yorulmadan saatlerce oynayabilirim.
Overwatch ciddi mesai harcadığım oyunlardan biri, rekabetçi olarak sıralamalara oynadığım bir oyun. Birçok karakter ve birçok ses var oyunda, atmosferi çok daha canlı dolayısıyla çok gürültüde çok sesi ayırabiliyor olmanız gerek ki bu konuda Arctis 1 Wireless’ı ben yine gayet başarılı buldum.
Çoğu kulaklıkta iyi kötü çevresel ses deneyimi vaadediliyor ama bu kulaklıkta tam profesyonel bir oyuncunun isteyeceği kıvamda, ne sesleri yapay bir çevresellikle, sahte bir şekilde aa sağdan soldan ses geliyor kıvamına getiriyor ne de uzak tutuyor, kim neredeyse, nerede ne oluyorsa, size mesafeleri neyse o.
Mikrofon benim gibi takımıyla oyun oynayanlar için çok çok önemli, şimdi mikrofonundan kaydettiğim sesi beraber dinleyelim. (Testi videodan dinleyebilirsiniz)
PS4’te de kullandım kulaklığı, PS4’te zaten ha konsola bağlı olsun ha kontrolcüye, kablolu kulaklık çekilmiyor açıkçası. Bilgisayar tarafındaki gibi başarım gösterdi, taktığınızda direkt görmeyebiliyor, sadece sohbet odasının sesini veriyor, tüm sesleri kulaklığa yönlendirecek şekilde ayarlamanız gerek sadece.
Bir Nintendo Switch’im yok maalesef ama telefonda kullandım, evet alıcı 2.4GHz bandı üzerinden kayıpsız aktarım yapabilen bir alıcı ama biraz büyük, dolayısıyla telefonda ele mani olabiliyor. Dizüstünde, masaüstünde veya yine Switch’e ele yakın olmayacağı için rahatsız etmez.
Yastıkları için mikro fiber malzeme dedik ama aslında rakiplerindeki yastıkların çoğundan daha kapalı bir yapıda, bu yapı çoğu mikro fiber yastıklı rakibine göre daha iyi ses izolasyonu sağlamış, etraftaki tok sesli gürültüyü güzel kesiyor ama biraz sıcak tutuyor kulakları, suni deri gibi de terletmiyor, sadece biraz sıcak. Ben burada da güzel bir dengenin yakalandığı düşüncesindeyim. Genel olarak uzun maratonlara uygun bir kulaklık.
Maksimum sesi yüksek bir kulaklık, distorsiyon oluşmadı. Tizleri, basları öne çıkan bir kulaklık değil ama dengeli, baslar veya tizler birbirlerine baskınlık kurmuyorlar, birbirlerini perdelemiyorlar, genel olarak düz bir ses profili var. Dinamik aralığı orta kıvamda, detay ayrımı da öyle. Rap ve Trap dinlerken baslar varlar, ben bas ses tutkunu biri olarak şunları söyleyebilirim, baslar yeterince vurucu, kafayı titreten baslar değiller bunlar ama ton derinlikleri çoğu dinleyiciyi memnun edecektir diye düşünüyorum. Rock parçalarda detay ayrımı yeterli geliyor, enstrüman ayırma konusunda güçlük çekmiyor kulaklık.
Steelseries Engine 3 yazılımı üzerinden ekolayzır ayarı yapabiliyorsunuz, 6 bant ekolayzır elbette yeterli değil ama en azından varlar, ekolayzıra tepki veriyor mu, kulaklığın genel sesi pek değişmiyor. Ben fark etmemiştim, güç butonuyla müziği durdurup devam ettirme, müzi değiştirme, telefona bağlıysanız mesela arama cevaplama gibi fonksiyonları var.
Kullanım süresi işin 20 saat denmiş gayet iddialı, ben sürekli %100 ses ile kullandım ve 15 saat civarı bir kullanım süresi elde ettim, oyuncu kulaklıkları arasında üst segmente oynuyor kullanım süresi net.
Steelseries Arctis 1 Wireless. Umarım kimse “Kablolu Arctis 1’in kablosuzu işte bu” demez çünkü malzeme kalitesi anlamında tamam ama ses anlamında, özellikle oyunkardaki çevresellik konusunda aralarında ciddi fark var. Bu kulaklık bir müzik kulaklığı olarak değil, onu söyleyeyim ama bir oyuncu kulaklığı olarak rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir kulaklık, ses profili, çevresel ses deneyimi, yön tayini rekabetçi bir oyuncu için gayet tatminkar.
Bu kulaklığın rakibi Corsair HS-70. HS-70’in müzikteki başarımı daha iyi, baslarıyla, tizleriyle müzik severleri memnun eder, müzik için de önerebileceğim bir kulaklık ama Arctis 1 Wireless’ın mikrofonu ezici bir şekilde daha iyi, ses dengesi ve çevresel ses deneyimi de daha başarılı. Dolayısıyla, Arctis 1 Wireless oyun odaklı olarak alınabilecek, burası önemli, fiyatı segmentindeki en başarılı kulaklıklardan biri olmuş.