Anlık Bildirim
Sıradaki Video

Bu klavye sektörü değiştirir "Steelseries Apex Pro incelemesi"

Bu videoda Steelseries Apex Pro'yu inceliyoruz. Malzeme kalitesi ve yapısını ele alıyor, OLED ekranının yeteneklerine değiniyor, derinliği ayarlanabilir Omnipoint anahtarlarını oyunlarla sınıyoruz.
Apex 7 ve Apex 7 Pro aslına bakarsanız anahtarları haricinde aynı klavyeler, bunu baştan belirtelim ama anahtar, anahtar bir klavyedeki deneyimin en önemli parçası. Pro’da adının hakkını verir niteliklere sahip, daha önce en azından ülkemizde görmediğimiz, markaların anahtar savaşını bir ölçüde bitirebilecek bir özelliğe sahip Omnipoint mekanik anahtarlar var, detaylarına ineceğiz.

Turuncu-beyaz ağırlıklı bir kutusunun üzerinde temel özellikleri ve bazı ince detaylar var. İçinden klavyenin kendisi, bilekliği ve alışılageldik dökümantasyonlar çıkıyor, ürün iki yıl garantili.

104 tuşlu bir klavye, elimizdeki Türkçe karakterlere sahip değil ama Türkçe olanı da gelecek. Bir oyuncu olarak pek dert etmeyebilirsiniz, doğrudur ama hassasiyet göstermek lazım, klavye tercihi yaparken Türkçe olmasına dikkat etmek lazım ki markalar da buna göre hareket etsin.

5000 serisi, magnezyum alaşımlı alüminyum malzemeden üretilmiş bir gövdesi var. Bu alaşım korozyona karşı ciddi mukavemet sağlayan bir alaşım, dolayısıyla havacılıkta da, denizcilikte de kullanılıyor. Klavyelerdeki amacı terden dolayı oluşan bozulmaları engellemek. Benzer kaliteye sahip üst segment diğer klavyelerde, uzun kullanımlar ardından en azından ben bir korozyonla karşılaşmadım, Apex Pro’yu da bu konu dahilinde uzun süre denemek lazım tabii.

En nihayetinde hafif kumlu yüzeyinin soğuk metal hissi fena olmayan, arkadaki nispeten dolu hissiyat veren plastik kaplamasıyla gayet bütün hissettiren, benim sağlam ve diri bulduğum bir klavye oldu.

Bilekliğinin üstü kauçuk, tutucu bir malzeme, bastırırsanız çok az bir derinliği var. Toz ve kir tutmaya müsait ama bileği de olduğu yerde tutuyor, terleseniz de sorun değil yani. Klavyeye mıknatıslarla bağlanıyor, çıkar tak yapması tırnaklılara çok daha kolay ve güveni. Mesela ben yemek yerken masada yer açılsın diye çıkartıp kenara koyuyorum. Özellikle zorlarsanız yerinden kayar ama normal kullanımda güzel güzel yerinde duran bir bileklik.

Arkasında 3 tane kablo çıkış noktası görüyorsunuz, masanızdaki kuruluma hangisi gidiyorsa o yöne yönlendirin kabloyu. Kanallar ve yön tayini alan anlamındaki imkansızlıklarda kurtarıcı, her klavyede görmek istediğim bir detay. Klavyenin kendinde 5 tane kauçuk topuk var, ikisi klavyeyi ideal açıya getiren ayaklarda. Tutucular ama ani hareketlerde biraz daha iyi tutunabilirlerdi çünkü normalde masada gezen bir klavye değil. Bilekliği takınca, bundaki topuklar da eklenince masayı oyuna sinirlenip dağıtmazsanız bir yere gitmez.

Kablo ilk etapta kalın bir kablo gibi görünüyor ve çok şekil alır bir kablo değil ama dayanıklıyım diyor bence. USB üzerinden sisteme bağlıyorsunuz ve iki taneler, niye iki taneler, çünkü klavyenin üzerinde bir tane USB 2.0 portu var, kablonun kalın olmasının sebebi bu.
USB 3.0 elbette tercihimiz ama bu daha çok kablosuz bir klavyenin, farenin, kulaklığın veya herhangi bir kontrolcünün alıcısını takabilmemiz için burada.

Ses ayarı metalden, gayet güzel, dokusu da hem görünürde güzel hem de tutucu. Çoğunlukla orta parmağımla erişiyorum ben, boyutu, sertliği ideal. Kademeli bir yapıda, küçük adımlarla da hızlı bir şekilde de ayar imkanı veriyor. Aynı zamanda bir buton, bastırınca sistemi susturuyor. Silindir şeklinde olduğundan kaymasın diye biraz altından bastırmak icap ediyor, ben kullandığım süre dahilinde alışkınlık kazandım.

Altındaki buton çok görevli bir buton. Kısa ve biraz sert, kolay erişim adına bence normal tuşlarla eş yükseklikte olabilirdi. Basınca müzik başlatıp durdurabiliyorsunuz, buna YouTube videoları da dahil, çift basınca müzik geçiyor, üç defa basınca bir öncekine gidiyor.

Ayrı ayrı durdur, devam ettir, bir önceki bir sonraki müzik şeklinde atanmış butonlar gibi rahat değil, orası açık ama bana sorarsanız dert edilecek bir şey de değil.

Bu klavyenin en önemli ikinci özelliği 128x40 piksel çözünürlüğündeki siyah beyaz OLED ekran. Evet, pikselleri görüyorsunuz ama yakından ve sürekli bakacağınız bir şey olmadığı için bir sorun olarak görmüyorum. Herhangi bir görsel veya GIF yükleyebiliyorsunuz, 10 kare/saniyeyle çalışıyor GIF’ler. Her GIF istediğiniz gibi görünmeyebilir ama misal veriyorum ben bir Metal Slug GIF’i buldum, gayet de güzel oldu.

Spotify ile etkileşimi var, çaldığınız parçanın adı, şarkının neresinde gösteriyor. CS:GO mesela, oyundaki istatistikleri gösteriyor, kaç kişi vurdun, kaç tane kafadan vurdun, kaç canın kaldı, kaç mermin kaldı veya ölünce bir tebrik mesajı gibi, tabii dereceli oynarken gözünüzü ekrandan ayırıp bu ekrana istatistik için bakar mısınız, bu da ayrı bir tartışma konusu. Discord bildirimleri de alıyor, bildirimleri özelleştirmek mümkün, bu tarafta etkin kullanılabilir.

Ekran konusundaki tek eleştirim etrafının yeterince izole edilmemiş olması oldu, yani hafif bir ışık sızması mevcut, rahatsız edici değil ama üst segment, piyasadaki en pahalı klavyelerden biri olması dolayısıyla ister istemez her şey kusursuz olsun istiyor insan.

Klavye RGB aydınlatmalı, öyle bölgesel değil, hepsi teker teker. Maksimum parlaklıklarını, ışık şiddetlerini iyi buldum, stüdyo ışığı altında pek belirgin olmayabilir ama normal oda ışığında, loş ortamlarda belirgin, keyif verir. Anahtarlar yüzeyin üstünde, altlarında misal veriyorum beyaz bir plaka yok ama homojenliklerini, yüzeye yansıyan ışığın yumuşaklığını ayrıca beğendim ben.
Steelseries logosu ve F11/F2 kombosuyla ışık şiddetlerini ayarlayabiliyorsunuz. Steelseries Engine 3 arayüzünde Chasing Ghosts, Electric Orange, Haze, Prism ki çoğunlukla Dalga efekti olarak biliyoruz bunu, gibi gibi temalar var, güzeller ama bence az, varsayılan listesindeki seçenekler artmalı. Gerçi kendiniz de, kendinize uygun bir aydınlatma teması yapabilirsiniz, teker teker ayarlamak var.
Sese göre tepki verebiliyorlar, hatta Prism Sync ile diğer tüm Engine 3 destekli çevre ekipmanları aydınlatma anlamında eşlenebildiklerden hep beraber sese tepki verebiliyorlar. Oyunlarla da entegrasyonu var aydınlatmanın, CS:GO, Dota 2, Mortal Kombat 11 gibi oyunlarda farklı görevler alabiliyorlar, CS:GO’da 1’den 0’a kadar olan kısım can çubuğu oluyor mesela, yine oyun temaları da özelleştirilebiliyor, ekranda gösterilen şeyler de.

Başlıklar ABS malzemeden, boyaları, kaliteleri rakipleriyle benzer, dayanıklılıkları konusunda olumlu olumsuz pek bir şey söyleyemeyeceğim zira Steelseries marka ürünleri genelde 2-3 hafta kadar deneyimleme fırsatımız oluyor, sonra geri gidiyorlar. Üzerlerindeki font sade bir font, taraftarıyım bunun, altlarındaki aydınlatmayı güzel yansıtıyorlar yine.
Steelseries’in patentli Omnipoint anahtarları. Öncelikle 100 milyon basım ömürlü anahtarlar bunlar, Apex 7’deki 50 milyon ömürlü kırmızı anahtarlardan, 50 milyon ömürlü Cherry MX anahtarlardan ve Logitech’in 70 milyon ömürlü Romer G anahtarlarından kağıt üstünde daha başarılı görünüyor, bu konuda rakibi Razer’ın 100 milyon ömürlü Opto mekanik anahtarları. Yani Apex Pro iyi olma gayesinde değil, direkt tepedeki mücadelenin içerisinde.

Omnipoint’in rakiplerinin hepsinden farklı bir özelliği var, o da basış noktasının derinliğinin ayarlanabiliyor oluşu. Çalışma mantığı şu, anahtarın en altında bir mıknatıs var, yukarıdan aşağı inen bir PCB parçada da bir mıknatıs var, aralarında elektronmanyetik bir alan, bir güç oluşuyor ve yerleri değişen elektronlar üzerinden konum tayini yapılıyor. Şaşırtıcı ama teknoloji olarak yeni bir şey değil aslında, sualtı aygıtlarda ve askeri alanlarda kullanılan bir şey.
Lakin konu klavyeye geldiğinde, sırf basma derinliği şu düzeyde olsun, bu düzeyde olsun diye farklı anahtar ve dolayısıyla klavye var sonuçta. Misal veriyorum ben yazı yazarken basma noktası daha derinde olsun isterim, oyun oynarken mümkün olduğunda yukarıda olsun gibi gibi, dolayısıyla ayrı bir anahtar seti, klavye gerekir, yani normalde. Omnipoint anahtarlı Apex Pro’nun 62 tuşluk kısmı omipoint anahtarlı, yön tuşları, numerik pad, F tuşları omnipoint değil, hislerinde seslerinde bir farklılık yok. Hepsi Omnipoint olmasa da olur zaten bir oyuncu için, hatta isterseniz sadece WASD’nin teker teker derinliklerini 0.4mm’den 3.6mm’ye kadar ayarlayabiliyorsunuz.
Birebir görüyorsunuz zaten, 0.4mm de çok yukarıda gelebilir ama klavyenin tepkiselliğini bu şekilde ayarlayabilmek cidden güzel bir şey. 10 kademeli bir ayar çubuğu var arayüzünde ama o sırada ben kaç mm’ye ayarladım şimdi, işte bunu göremiyorsunuz, görebilmeliydik, ben 3’e ayarladım.

Tepki süresi, harekete geçme noktası, uzun ömürlülük çok önemli kriterler ama bir diğeri de anahtarın çıkardığı ses konusu var, sadece sesi bile cezbedebiliyor klavyenin, şimdi dinleyelim. (Bu kısım için inceleme videosunu izleyin)

CS:GO’da asıl mesele fare tabii, çoğu FPS oyunlarında da öyle ama yürü, atla, zıpla, uzun maratonlarda rahat, yormayan bir klavye lazım. Öncelikle bileklik konusu tercih meselesi, ben tercih etmiyorum mesela ama kullananı için yeterli gelecektir, yastık formunda olanlar gibi değil. Standart bilekliklere kıyasla avantajı terleyince dahi tutucu olması. Omnipoint anahtarlar 45 gram güç gerektiren lineer anahtarlar, yani anahtarlar aşağı yukarı hareketi sırasında bir engel hissiyatı oluşturmuyor, hep aynı hissiyat ve çizgildeler.

Overwatch. Hem oyun için hem de yazı yazarken, ben aynı zamanda bir tercümanım mesela, uzun süre yazı yazdığımda rahatsız olmadım, aksine konforlu geldi. Sesini de duydunuz zaten, gürültülü, öyle çıkır, çıkır, tak tak bir klavye değil ses anlamında. Dönütleri ve sesleri bu tarif ettiğim yani Cherry MX Blue, Razer Green Switch veya Logitech GX Blue gibi değil, anahtar konusu tamamen tercih meselesi.

League of Legends’ta tepkisellik, işte bu tür oyunlarda, yeteneği zamanında kullanmanın kilit rol oynadığı oyunlarda çok ama çok önemli bir şey. Kha’Zix ve Leblanc gibi kombo gerektiren şampiyonlarda çok daha önemli, ileri atılırsınız, bir veya birkaç yeteneği çok hızlı kullanmanı gerek, sonra düşman takımın içinde atladıysanız kaçmanız gerek, bir yetenek daha yani 4-5 komutu, en fazla 2 saniyede yapmanız gerek.
Ben QWER’yi tabiri caizse üfleseniz basılacak kadar tepkisel hale getirdim, yani çok az bastırmayla basılmış oluyorlar, Anti-Ghosting de destekli klavye, ekleyelim ve League of Legends’da ben baya keyif aldım, yeteneklerinizi dereceli oyunlar oynayan profesyonel bir oyuncu olarak da rahatlıkla ortaya koyabileceğiniz bir klavye. Piyasada hızlı ve tepkisel bir sürü klavye var ama bu ayarlanabilir anahtarlar başka.

Steelseries Apex Pro. Bu videonun çekildiği tarih itibarıyla fiyatı 1500TL civarında, Apex 7’nin de 1250TL civarında. Fiyat farkı çok olsa düşünürdüm ama ikisi arasında Omnipoint anahtarlar hem ayarlanabilir olmaları hem de dayanıklılıkları dolasıyla çok daha ağır basıyor, tercihim Apex Pro olurdu, net. Piyasadaki en pahalı klavyelerin başında artık Apex Pro geliyor, pahalı olmasının ilk sebebi anahtarlar ama bir benzeri yok, olsa karşılaştırır pahalıdır, ucuzdur deriz ama öyle bir klavye yok, en azından ülkemizde yok.
İkincisi de ekran, ben pek elzem bulmadım ama güzel bir eklenti. Tek eleştirim multimedya butonuna, keşke normal bir tuş gibi yüksek yapıda olsaydı. Uzun lafın kısası, Steelseries Apex Pro gerçekten Pro olmuş, fiyat olarak herkese hitap etmediği kesin ama ben beni, yeteneklerimi oyunlarda taşıyabilen bir klavye istiyorum derseniz eğer Apex Pro’yu gönül rahatlığıyla önerebilirim.
Yeni Haber
şimdi
Geri Bildirim