İlk olarak Göktürk 1’i tanımakta fayda var. Göktürk 1, 13 Temmuz 2009 yılında Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Fransız şirket Telespazio arasıdan varılan anlaşma neticesinde Telespazio tarafından üretildi.
Göktürk 1’in Göktürk 2’den geç fırlatılmasının nedeni ise Göktürk 1’in üreticisi olan Fransız şirket Telespazio’un hissedarlarının İsrail ile olan sözleşmesine dayanıyor.
İsrail, 1 metreden daha hassas çözünürlüğe sahip uyduların ülkesi üzerinde görüntü almasını istemiyor ve Türkiye’ye satılacak uydunun da İstail üzerinden geçerken bu bölgede resim almayı durdurması şartını öne sürüyor.
Türkiye böyle bir yaklaşımı kabul etmeyince proje duraksıyor ve Çin uzay üssünden fırlatılan Göktürk 2, Göktürk 1’den daha önce uzaya gönderiliyor.
Göktürk 1 projesininde Türkiye’nin gelecekteki milli uyduları için bilgi birikimi oluşturması amacıyla Türk mühendisler Fransız iş ortakları ile birlikte çalışarak uydu geliştirme konusunda tecrübe kazandılar.
TAI-TUSAŞ tesislerinde kurulan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi de Göktürk 1’in ülkemiz için kazandırdığı önemli tesislerden biridir. Tesiste Göktürk 1 fırlatılmadan önce son çevre testleri gerçekleştirilerek bu konuda hem milli bilgi birikimimizi arttırdı hem de yetkinliğini kanıtlamış oldu.
Kısacası bu uydu daha fırlatılmadan zaten ülke adına bir çok konuda hedeflenen konuları yerine getirmiş ve fayda sağlamış olarak kabul edilebilir.
5 Aralık 2016’da Güney Amerika’da yer alan Fransız Guyanası’ndaki Avrupa Uzay Ajansı Roket Üssü’nden fırlatılan uydu, alçak dünya yörüngesine yerleştirildi. Dünya’yı 90 dakika turlayacağı açıklanan Göktürk 1’in bu bağlamda yer yüzünden 160-170KM yükseklikte yol aldığını söyleyebiliriz.
Göktürk 1 için 1 metrenin altında görüntü çözünürlüğü olan ilk Türk uydusu deniyor. Şimdi yavaş yavaş bu çözünürlük işiyle casus uydumuzun bilinen teknik yeteneklerine geçiş yapalım.
Uydularda çözünürlük değeri çektiği resmin 1 pikselinin dünya üzerindeki kaç cm alanı gösterebildiğiyle ölçülüyor.
Yani 1 metre çözünürlükteki uydunun çekeceği 320x320 piksel bir resim 320 metre kare alanı gösterirken detaya inilmek istendiğinde en küçük görülebilecek nesne 1 metre uzunluğunda olacaktır.
Göktürk 1, siyah beyaz 0.5m renkli olaraksa 2 metre çözünürlükte resimler çekebiliyor.
Örnek bir 50cm çözünürlükteki uydu görüntüsü üzerinden konuşacak olursak; bu çözünürlükteki bir uydu ile sahadaki araçları, büyük hava savunma unsurlarını, uçakları ve zırhlıları görmek mümkün. Tabi bu çözünürlük askeri yerleşkeler ve üsleri tanımlamak için de yeterli görünüyor.
Yani düşman birliklerinin ilerleyişi veya yeni kurduğu üsler de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından an ve an takip edilebilecek.
Çin’in Güney Çin denizinde inşasını sürdürdüğü yeni askeri üslerin varlıkları ve ilerleyiş durumları da Amerika’nın uyduları ile takip edildi. Gerçi artık ticari uydular da dünyanın dört bir yanında yüksek çözünürlükte görüntü alıyor. Bu konuya birazdan değineceğim.
Göktürk 1’in 50cm çözünürlük değeriyle insanları tespit etmek ne yazık ki mümkün değil. Bu nedenle bazı gazete ve televizyon yanınlarında gördüğüm Türk Silahlı Kuvvetleri sınır güvenliğini Göktürk 1 ile sağlayacak konusu bana biraz abartı geliyor. Zira ülkemizin başına bela olan hainler sınırdan tankla, uçakla geçmiyorlar.
Sınır güvenliği konusunda uydudan daha çok insansız hava araçlarına görev düşüyor ki ülkemiz bu konuda kendi imkanları ile ürettiği ihtiyaçları fazlasıyla gören sistemlere sahip.
Göktürk 1’in 90 dakikada dünyayı turlayacağı ve günde 278 fotoğraf çekerek bunu Türkiye’deki üsse aktaracağı söyleniyor.
Göktürk 1’in her ne kadar görüntüleme odaklı bir uydu olduğu söyleniyor olsa da eğer haberleşme özellikleri de varsa, Göktürk 2’nin yaptığı gibi dünyanın çeşitli noktalarında görev yapan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait birliklerin merkeze şifreli verileri aktarması için de kullanılabilir.
Göktürk 1 ile haberleşmek için biri yerleşik biri seyyar olmak üzere 2 merkez yer alıyor. Seyyar merkezlerin sayısı ihtiyaca göre arttırılarak birliklerin anlık ihtiyaçları da karşılanabilir.
Peki ülkemiz için büyük bilgi birikimi sağlayan ve Türk Silahlı Kuvvetlerine güç katan uydumuzu dünyadaki diğer sistemlerle kıyaslarsak tam olarak hangi noktada duruyoruz?
Karşılaştırmaya başlamadan önce şunu unutmamak gerekli ki Göktürk 1’in bütün teknik detayları paylaşılmadı ve doğal olarak bizler sadece internetten ulaşabildiğimiz veriler üzerinden konuşuyoruz.
Yani belki uydumuz çok daha fazla iş yapabiliyordur fakat elimizdeki veriler ışığında bakacak olursak Göktürk 1, siyah beyaz olarak 50cm çözünürlükte siyah veya, 2 metre çözünürlükte renkli fotoğraflar çekebilirken bugün ticari olarak kullanılan ve parayı veren şirkete görüntü sağlayan uydular 30cm renkli görüntüler elde edebiliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin sivil uydular için çözünürlük limiti ise 25cm olarak belirlenmiş durumda. Daha yüksek çözünürlük değerleri ile hassas detayları ve kimi zaman insanları seçmek mümkün olacağı için risk unsuru taşıyor.
Casus uydu dendiğine yine Amerika Birleşik Devletleri akla geliyor tabi. 1980’lerde aktif görev yapan yapan Amerikan Casus uyduları, uydular için dizany edilen özel filmlerle 60cm çözünürlükte siyah beyaz fotoğraflar çekip, bunları dünyaya paraşütle yolluyorlardı.
Günümüzde kullanılan modern Amerikan casus uydularının 10cm çözünürlükte renkli fotoğraflar çekebildikleri düşünülüyor. Yani bu çözünürlükle kalabalık insan gruplarını belirlemek ve araçların modellerini söylemek mümkün olacaktır ama modern kültürün inanışlarından biri olan insanların tuttuğu gazeteyi okumak şu anda pek mümkün değil.
Casus uydular sadece görüntüleme değil; dinleme, radar, erken füze tespiti, nükleer patlama algılama gibi bir çok konuda da ülkelere hizmet edebiliyorlar. Ülkemizin de casus uyduları çeşitlendirme planları bulunuyor.