- Dijital kimlik ile pasaportsuz, vizesiz seyahat
- Daha fazla kişisel veri paylaşılacak
- Uluslararası düzeyde iş birliği şart
- Yorumlar
Dijital kimlik ile pasaportsuz, vizesiz seyahat
Söz konusu dijital kimlik konsepti ile kolluk kuvvetleri, göçmenlik ve havacılık güvenliği yetkilileri gezginlerden daha önce yetkili makamlar tarafından doğrulanmış belgelerin temin edilmesini talep ederken bu belgeleri temin eden ve ''tanınmış gezgin'' olarak adlandırılan yolcular dijital kimlik sahibi olabiliyor. Yolcuların yetkililere sunduğu belgelerin ışığında hazırlanan dijital kimlik ise uluslararası yolculuklarda yolculara çok önemli iki muafiyet sağlıyor: Pasaport ve vize muafiyeti. Yani dijital kimliği onaylanan yolcular uluslararası uçuşlarda kimlik yerine geçen herhangi bir fiziksel doküman taşımadan yolculuğunu tamamlayabiliyor.
Biyometrik doğrulama teknolojisiyle doğrulanan ve Blockchain teknolojisi ile saklanan gezginin kimliği, gezgine yolculuklarında büyük avantaj sağlarken yetkililerin de iş yükünü hafifletiyor. Dijital kimlik konseptinin hayata geçmesi durumunda güvenlik birimlerinin dijital kimliğe sahip gezginler yerine daha fazla kaygı uyandıran yolcuların denetlenmesine yoğunlaşması ve uluslararası yolculukların daha güvenli hale gelmesi planlanıyor.
Daha fazla kişisel veri paylaşılacak
Yolcular açısından oldukça kolay ve işe yarar bir yolculuk uygulaması olan dijital kimlik fikri kulağa hoş gelse de bu kimliklerin hazırlanması için bazı şartlar ve gözetilmesi gereken dengeler bulunuyor. İlk olarak bu kimliklere sahip olmak için yolcuların sadece idari makamlardan alacağı belgeler yeterli olmayacak aynı zamanda DNA, parmak izi ve retina gibi biyometrik veriler de kayıt altında tutulacak. Bunların yanında yolcuların özgeçmişi gibi bazı kişisel bilgiler de yolcuların tanınırlığını belirleyen unsurlar arasında yerini alacak. Yani vizesiz ve pasaportsuz seyahat için şimdikinden çok daha fazla kişisel verinin paylaşılması gerekecek.
Bütün bu kişisel verilerin yetkili makamlarla paylaşılması ve kayıt altına alınmasının doğal bir sonucu olarak siber güvenlik tehditleri akıllara geliyor. Gezginler kolay yolculuk için kendileri hakkında onlarca veriyi yetkili makamlara vermeyi kabul edebilir ancak bu verilerin başka kişilerin özellikle de hackerların ele geçirmesi çok ciddi kimlik hırsızlığı vakalarına neden olabilir. İşte bu nedenle kişisel verilerin toplanması kadar bu verilerin güvenle saklanması da oldukça önemli.
Uluslararası düzeyde iş birliği şart
Dijital kimlik konseptiyle ilgili bir diğer endişe ise güncelliğini yitiren belgeler hakkında. Tabi biyometrik veriler yolcuların hayatı boyunca en geçerli kimlik verisi olacak ancak örneğin adli sicille ilgili bir belgenin güncelliğini yitirmesi halinde dijital kimlikleri denetleyen kurumun, bir devlet kurumu tarafından verilen adli sicil belgesinin geçersiz hale geldiğini en kısa sürede nasıl öğreneceği merak konusu. Burada dijital kimlikleri inceleyen ve yolculara kolay geçiş imkanı tanıyan algoritmaların, yanılmaması için uluslararası düzeyde devletlerin yoğun bir iş birliği programı oluşturması gerekecek gibi görünüyor.
Tüm bu endişelere rağmen masrafsız ve güvenli bir şekilde veri depolama imkanı sunan blockchain teknolojisinin yakında devletler arenasında da kullanılması sürpriz olmayacak. Uzmanlar dijital kimlikle gerçekleşen ilk yolculuk için 2020 yılını beklememiz gerektiğini işaret ediyor. Henüz emekleme aşamasında olan bu teknolojinin yaygınlaşması için uzun bir süre daha beklemek zorunda kalabiliriz.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.