Kötü şartlar doğal seçilimin anahtarı
Çevresel baskı doğal seçilimin temeli oluşturuyor. Şartlar kötüleştiğinde ölen çoğu canlının yanında genlerde meydana gelen rastlantısal mutasyon sayesinde hayatta kalanlar da oluyor. Sonraki nesillere aktarılan bu değişimler, ilgili türlerin evrimleşip daha önce karşılaştıkları zor şartları kolayca alt etmelerine yarıyor.
Kötü şartları bakteriler için oluşturan etken ise antibiyotikler. İlk saldırıda etkili olan bu silahların gazabından kurtulanlar, aynı silahla yapılan bir sonraki saldırı için bağışıklık kazanabiliyorlar. Bu sebeple, insanlık için sürekli yeni silah arayışları içinde bulunulması gerektiğine işaret eden bu durumun bizleri; kaybetmeye mahkûm olduğumuz bir silahlanma yarışına ittiği ifade edilmiş.
Araştırmayı gerçekleştiren bilim insanlarından Susan Rosenberg’e göre bahse konu kısır döngüyü engellemek mümkün olabilir. Rosenberg’in, “ Hastalığa yol açan bakterilerin, bağışıklık sistemimiz ile antibiyotiklere karşı yürüttüğü savaşın temelini oluşturan moleküler mekanizmayı anlamak istiyoruz. Buradaki amacımız, bakteri evrimini yavaşlatan yeni bir tür ilaç geliştirmek. İlaç derken hücreleri öldüren ve hücrelerin üremelerini engelleyen antibiyotiklerden bahsetmiyorum. Kastetmek istediğim; bağışıklık sistemimiz ile ilaçların hastalıkları ortadan kaldırmasını kolaylaştıracak, bir tür evrim engelleyici ilaç.” sözleri yeni alınacak tedbirlerin bir özeti olmuş.
Nüfusun bir bölümü kurban ediliyor
Araştırmalara başlayan bilim insanları, koli basili olarak da bilinen E.coli bakterisine düşük dozlarda Siprofloksasin (DNA’nın kırılmasına neden olan ilaç) adlı antibiyotikten vermişler. Sonuçlar araştırmacılar için çok şaşırtıcı olmuş. İlaç verilen grubun %10 ila 25’lik dilimi, reaktif oksijen türleri adı verilen (reactive oxygen species- ROS) toksik moleküller salgılamaya başlamış.
Maruz kaldıkları kötü şartları daha da kötüleştirmek suretiyle kendilerini daha hızlı evrim geçirmeye iten bu yöntem sayesinde bakteri, DNA onarımlarını daha yavaş ve hataya açık biçimde yapmaya başlamış. Bakterinin geliştirdiği bu yöntem sayesinde rastlantısal mutasyon şansı artmış ve bakteri için avantaj sağlar bir ortam oluşmuş. Bilim insanları; çoğunluğun iyiliği için bakterinin akılcı bir yöntem izlediğini ve nüfusun %25’lik dilimini riske attığını belirtiyor.
Bilim insanlarının ortaya attığı “evrim engelleyici” ilaç fikrinin işe yarayıp yaramadığını görmek isteyen araştırma ekibi, antibiyotiği ROS değerlerini düşüren edaravon isimli bir ilaçla karıştırmış. Söz konusu yöntem sayesinde bakterinin mutasyona uğrama hızında azalma gözlemlenmiş. Dahası, antibiyotik de üzerine düşen görevi yerine getirmeye devam etmiş.
Rosenberg’e göre antibiyotiklerle birlikte verilen küçük moleküllü engelleyiciler, bakteri evrimini yavaşlatmış. Bilim insanı yaptığı açıklamada, “Bu tür ilaçlar standart antibiyotiklerle birlikte bakteri evrim sürecini yavaşlatmak için kullanılabilir. Bu sayede hâlihazırda kullandığımız antibiyotiklerin kullanım süresi artabilir ve bu ilaçlar monoretapi (bir hastalığın tedavisinde tek ilaç kullanılması durumu) olarak işe yarayabileceğinden, evrim savaşında ibre bağışıklık sistemi yönüne dönebilir.” sözleriyle gelinen süreci açıklamış.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.