FBI, iPhone X'un kilidini açmak için şüphelinin yüzünü kullandı

Face ID ile iPhone X'in kilidi açıldı
Geleneksel şifreden farklı
Yorumlar

2015 yılının aralık ayında ABD'nin San Bernardino şehrinde yaşanan terör saldırısının ardından FBI, saldırganın iPhone 5C model telefonunu incelemeye almış ve telefon şifresinin açılması için Apple'dan yardım talebinde bulunmuştu. Apple'ın yardım talebini reddetmesi üzerine FBI yüklü ödeme karşılığında üçüncü taraf bir şirketin şifreyi kırmasını sağlamıştı. FBI ile Apple arasındaki mücadele Face ID'nin yaygınlaşmasıyla birlikte tarihe karışabilir.

Face ID ile iPhone X'in kilidi açıldı

Geçtiğimiz yıl Apple, iPhone X ile birlikte biyometrik yüz tanıma özelliği olan Face ID'yi de kullanıcılara sunmuş ve akıllara ilginç bir soru gelmişti: ''Şüpheliler Face ID ile telefonlarının kilidini açmaya zorlanabilir mi?'' Geçtiğimiz aylarda ABD'de FBI tarafından düzenlenen operasyona göre bu tartışmalı sorunun cevabı evet.

ABD'nin Colombus şehrinde Grant Michalski isimli şüphelinin evine baskın düzenleyen FBI, şüpehlinin çocuk pornografisi dağıttığını tespit etmek için şüphelinin konutunda delil aramaya başladı. Bu esnada şüphelinin iPhone X'unu fark eden FBI ajanı David Knight, elindeki arama emrine dayanarak olay yerinde şüpheliyi Face ID'yi kullanarak telefonun kilidini açmaya zorladı. FBI ajanları olay yerinde şüphelinin mesajlarını inceleyerek soruşturmayla ilgili önem arz eden verilere ulaştı.

Geleneksel şifreden farklı

Tabi hem Touch ID hem de Face ID, biyometrik verilerle çalıştığı için klasik şifrelerden farklı bir konumda bulunuyor. ABD'deki mahkemeler geçmiş yıllarda verdikleri kararlar ile şüphelilerin telefonlarının şifresini paylaşmaya zorlanamayacağını belirtmişti. Buna karşılık 2014, 2016 ve 2017 yıllarında farklı mahkemeler, şüphelilerin parmak izinin kullanılarak telefonların kilidinin açılabileceğine hükmetmişti.

FBI'ın Grant Michalski'ye yönelik yürüttüğü soruşturmada bir şüphelinin yüzü, telefon kilidini açmak için ilk kez kullanılırken yüz verilerinin de parmak izi gibi yetkili makamlar tarafından (gerekli durumlarda zor kullanarak) kullanılabileceğini ortaya çıktı.