FDA kök hücre yönteminin kronik yaralarda kullanılmasını onayladı

Kronik yaralara çare olabilir
422 milyon diyabet hastası
Yorumlar

Metehan Göktaş

Yazar

Kök hücre kullanımı sağlık alanında üzerine bir hayli eğilinen bir konu. Teknolojinin gelişmesiyle bu alandaki gelişmeler de ivmelenerek devam etmekte. Ne yazık ki şu ana kadar yapılan araştırmalar hep deneysel düzeyde kalmıştı.

FDA kök hücre yönteminin kronik yaralarda kullanılmasını onayladı

Sanford Health’de geçtiğimiz Eylül ayında başlanan çalışma aslına bakılırsa diğer çalışmalardan pek de farklı değil. Buna karşın benzer deneylerin aksine son gelen habere konu olan araştırma FDA’dan onay alarak muadillerin sıyrılmayı başarmış.

Kronik yaralara çare olabilir

Bilindiği üzere kök hücre tekniği dokuların onarımı ve yaraların iyileşmesi gibi durumlarda kullanılmak üzere deneylere konu oldu şimdiye kadar. Son çalışma da benzer amaç taşıyor ancak bu sefer diyabet hastaları gibi iyileşmeyen yaralara sahip insanlara yönelik çözüm üretilmeye çalışılmış.

Araştırmaya 18 yaş üstünde ve 3 ile 25 cm arasında iyileşmeyen yaraya sahip kişiler katılırken, hastaların kan şekerinin 2-3 aylık bir göstergesi olan Hb A1C değerinin 9’un altında olduğunun altını çizelim.
Öte yandan bireyin kendi yağ dokusundan elde edilmiş kök hücre kullanılarak yapılan, FDA onaylı ilk çalışmayı, uzmanlar diyabet hastalarının yaşam kalitesini arttırabilecek önemli bir adım olarak görmekte.

422 milyon diyabet hastası

Ek olarak 2014 yılı Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Dünya genelinde 422 milyon diyabet hastası olduğu düşünüldüğünde ve bunların ABD bulunan 4.5 milyona varan bir kısmının kronik yaralara sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda böylesi bir çalışmaya insanlığın ne denli muhtaç olduğu oldukça aşikar.

Kronik yaralar her zaman diyabet kaynaklı oluşmuyor tabi ki de. Bazı vasküler rahatsızlıklarda da benzer tabloyla karşılaşılabiliyor ki bu durum hem hastanın sürekli acı çekmesine neden oluyor hem de bireyin sağlığını tehlikeye atıyor.

Son olarak Sanford Health’deki çalışmanın henüz tamamlanmadığını belirtelim. Ayrıca FDA’nın onayının gelmesi ise araştırmaya olan ilginin ne denli büyük olduğunun en açık göstergelerinden birisi olarak kabul edilebilir. İlerleyen günlerde bizleri bekleyen gelişmeleri merakla takip ediyor olacağız.