Firmaların kısa süre içinde üst seviye cep telefonu modellerini güncellemesinden hoşlanın veya hoşlanmayın daha büyük ekran, daha büyük pil, farklı işlemci, gelişmiş kamera ve parmak izi okuyucusu ile One M9’un ağabeyi One M9+ karşınızda. Bu videomuzda HTC’nin can simidi olarak da tanımlayabileceğimiz HTC One M9+’ı inceliyeceğiz.
Isınıyor dendi, tasarımının daha farklı olması gerektiği söylendi, kamerasından umduğunu bulamadığını yazanlar da çok oldu fakat gerçek nedeni ne olursa olsun M9, HTC’nin hedeflediğinin çok daha altında satış rakamlarına sahip ve firmanın bu sene M9 ile devam edemeyeceği bir süredir belli.
Öncelikle Çin pazarı için duyurulan M9+ burada devreye giriyor ve HTC’nin yeni umudu oluyor. Evet belki firmayı zirveye taşımaya yetecek özelliklere sahip bir model olduğu söylenemez ama en azından M9’un kötü gidişini bir nebze olsa da telafi edebilir.
Tasarım dili olarak M9’dan çok da farklı olmayan telefonu ayıran 3 önemli unsur var. İlki ekran artık daha büyük ve daha yüksek çözünürlüğe sahip. 5.2” Super LCD3 ekran 1440x2560 piksel çözünürlük sunuyor. İkinci fark mükemmel çalışan bir parmak izi okuyucusu var. Evet sanal butonlarla birlikte oldukça garip bir görünüme neden oluyor fakat kullanmaya başlayınca görünümü pek umursamıyorsunuz çünkü işini eksiksiz yerine getiyor.
Kapasitif alana parmağınızı dokundurduğunuz anda parmak izi okunuyor ve telefon uyanıyor. Algılama mükemmele yakın seviyede yapılıyor, telefonun tepki hızı da çok iyi seviyede. Samsung galaxy S6’ı kullanırken parmak izi okuma performansı için iyi ama iPhone’un gerisinde demiştim. M9+ en az iPhone kadar iyi belki de daha iyi.
Bu bölüm aynı zamanda eve dönüş butonu görevi de görüyor fakat tepki vermesi için yüzeyin tamamına dokunmanız gerekiyor. Eve dönüş butonu olarak sanal tuşları kullanmak hala daha pratik. Sanal tuşlar demişken evet HTC, logonun bulunduğu siyah çerçeveyi ısrarla kapasitif butonlarla donatmıyor ve sanal butonlarla yola devam ediyor.
M9+’ın M9’a göre 3. önemli farkı ise M8’in devamı niteliğinde Duo kameraya sahip olması. 20MP ana kameraya 2.1MP çözünürlüğünde derinlik algılayıcı kamera eşlik ediyor. Çift ton flaş ile desteklenen kamera tek dokunuşla arka planı bulanık fotoğraf çekilebilmesine olanak veriyor. Dilerseniz fotoğraflardaki derinlik bilgisi sayesinde 3 boyut etkisi gibi ilgi çekici efekler de yapabiliyorsunuz.
M9’da da olduğu gibi ön yüzde 4MP ultra piksel kamera kullanımı devam ediyor. HTC’nin bazı alışkanlıklarından kurtulması yıllar alabiliyor Ultra Piksel kamera da bunlardan biri.
2K IPS ekran oldukça başarılı. Kesikin ve parlak görüntüler gösteriyor. Video izlerken özellikle boomsound un da etkisiyle iyi bir deneyim sunan telefon, fotoğraf çekileceği zaman da sahnenin daha detaylı ön izlenebilmesine olanak veriyor.
Güç butonu SD kart yuvası ve ses açma butonları altında sağda yer alıyor. Baş parmak ile ulaşmak çok kolay fakat genelde ekranı kapatmak için kullanıyorsunuz zira ekranı açmak için parmak izinizi okutmak veya ekrana çift tıklamak yeterli oluyor. Ekran üzerinde çeşitli kaydırma hareketleriyle farklı fonksiyonları da aktif edebiliyorsunuz.
Sol kısımda nano sip kart yuvası, aşağıda kulaklık çıkışı ve USB portu üst kısımda ise boydan boya irda led çıkışı varmış gibi hissiyat veren plastik kapak yer alıyor. Bu kısım, aslında radyo sinyallerinin metal gövde dışına taşınmasını kolaylaştırması amacıyla büyük tutuluyor. Fakat görünümü kuvvetlendirdiği de söylenebilir.
M9+’un bence enteresan yanlarından biri M9 ile aynı pil kapasitesine sahip olması ve daha yüksek çözünürlükte bir ekranı bulunmasına rağmen daha uzun pil ömrü sunması. 2840mAh değiştirilemeyen batarya günlük kullanımda 4 saatin üzerinde ekran açık kalma ve 1 saatin üzerinde telefon görüşme süresi sunabiliyor. Mükemmel değil ama yeterli.
İşlemci kısmında M9’dan farklı olarak Mediatek’in MT6795T çözümünün kullanıldığı telefonda 3GB sistem belleği yer alıyor. Sense 7.0’ın sade ve hızlı yapısı ile bu orta üst seviye platform bir araya geldiğinde akıcı bir kullanıcı deneyimi sağlanabilmiş. Telefon isteklere hızlı cevap veriyor ve mesajlaşma, sosyal medyadan yararlanma, internette gezinme gibi gündelik işler yaparken de serin kalmaya devam ediyor.
GPU tarafından PowerVR G6200’ü gördüğümüz sistemin sentetik test sonuçlarının ise Qualcomm’un Snapdragon 810’undan gücünü alan M9’a göre daha yüksek olması M9’daki 810’un ısınma sorunları nedeniyle firenlenmiş olduğu iddialarını doğrular nitelikte. Zira kağıt üzerinde 6795T’nin 810’un gerisinde kalıyor olması gerekiyor.
Oyun performansına geçtiğimizde bu seviye bir telefon için beklentilerin biraz altında bir başarım sergilediğini söyleyebiliriz. 2K ekran PowerVR G6200’e ağır gelmiş. Özellikle RealRacing 3 gibi üst seviye grafiklerle bezeli oyunlarda kare atlamaları görebiliyorsunuz. Uzun süreli oyun deneyimleri sonrasında kasa hissedilir şekilde ısınıyor. Fakat bu sıcaklık rahatsız edici seviyelere ulaşmıyor.
Ses konusunda boomsound hoparlörler müzik ve video yürütme görevlerinde iyi başarım sergilerken kutuda yer alan kulak içi kulaklıklar da bas ağırlıklı müzik severleri fazlasıyla mutlu edecek kalitedeler. HTC’nin standart müzik oynatıcısı sade kullanımı kolay bir arayüze sahip. Albüm kapakları ve benzeri bilgileri de internetten otomatik indirebiliyor oluşu albümlerinizi daha düzenli tutmanıza yardımcı oluyor.
WEB performansı konusunda beklentileri fazlasıyla karşılayan telefonda kaydırma veya sekmeler arasında geçiş yaparken hıçkırmalar yaşanmıyor. Klavyesi ise bütün Türkçe karakterlere sahip olmadığı için kimi zaman yazım zorlukları çıkartsa da genelde işini düzgün yapıyor.
HTC’nin Sense arayüzünde oldukça sade ve kullanımı kolay bir kamera arayüzü bulunuyor. Modlar arasında hızlı bir şekilde geçiş yapabiliyorsunuz. M9’dan farklı olarak burada duo kamera modu simgesi de bulunmakta. Bu tuşa bastığınızda derinlik algılama sensörü de aktif oluyor ve fotoğraf çekimi sonrasında arka plana bokeh efekti vererek nesneleri ön plana alma işlemini yapabiliyorsunuz.
Açıkçası M9’da neden yer verilmediğini merak ettiğim bir teknoloji zira kullanması oldukça keyifli. Çekim kalitesi M9’dan çok farklı değil piyasadaki en iyi kamera diyemesek de kullanıcısını memnun edecek netlik ve renk doğuruluğunda görseller elde edilebiliyor. Düşük ışık performansı ise ortalamanın biraz altında kalıyor.
Video konusunda ise 30Kare/sn 4K videolar kayıt altına alınabiliyor, görüntü kalitesi tatmin edici seviyede 32GB dahili depolama alanı kayıt için yeterli kapasiteyi sunarken fazlasını isteyenler 128GB’a kadar MicroSD kart ile depolama alanını genişletebiliyorlar. Ön kameranın çekim kalitesi ise oldukça iyi.
Telefonun diğer özelliklerinin deneyim kalitesini kısaca özetlersek sesli görüşme esnasında giden ve gelen ses oldukça net. Wi-Fi ve telefon çekim gücünde bir sorun yaşamadım. GPS performansı konusunda da kullanıcısını üzeceğini sanmıyorum.
M9+ kesinlikle M9’un yerine piyasaya sürülmesi gereken tasarımsal eksikliklerine rağmen daha dengeli ve alınası bir telefon olmuş.
İşini iyi yapan parmak izi okuyucu ile günümüz ihtiyaçlarına cevap verirken Sapdragon 810’a göre nispeten daha sorunsuz işlemcisiyle de pil ömrü konusunda kardeşini geride bırakabiliyor ve bunu daha büyük daha yüksek çözünürlükteki ekranına rağmen yapıyor. Kamerası da duo kamera özelliği ile M9’dan fazlasını sunuyor.
Fakat M9+’ın önündeki en büyük engel yine M9 olacak gibi görünüyor. Stoktaki M9’ların çokluğu nedeniyle satışları düşürmemesi adına M9’dan daha yüksek bir fiyat ile satışa sunulmuş olması kullanıcının ilgisini sınırlayacaktır diye tahmin ediyorum.