Tunable, yani ayarlanabilir bir oyuncu faresi olarak geçiyor ama neyi ayarlayabiliyorsunuz, farenin ağırlığını ayarlayabiliyorsunuz. FPS oyuncuları için, tutuş şekillerine göre ciddi önem kazanabilen bir şey ağırlık meselesi. Dolayısıyla Nightsword RGB’nin çıkış noktası bu. Ayarlanabilir ağırlık bir inovasyon, bir yenilik değil tabii, seneler önce de vardı ama fare tercih ederken kişiye göre önemli bir tercih etkeni haline gelebilir.
Sarı siyah, gayet güzel, yeterince detaylı bir kutusu var. Kutudan farenin kendisi ve minik bir haznede ağırlıkları çıkıyor, içerisinde ekstra bir şey yok.
Ağırlıkların toplamı 22 gram, bir kısmı delikli, daha hafif, bir kısmı dolu, daha ağır. Yalnız üzerlerinde kaç gram oldukları yazılı değil. İçi boş olanlar 2.8, dolu olanlar 4.5gram ağırlığında.
Kablosu kaplamalı bir kablo, sağlam hissiyat veren bir kablo ama bence masada kabloyu sağa sola çekiyormuş hissini azaltmak için biraz daha yumuşak bir kablo kullanılabilirdi, bu yorumumda benim iş için, oyun için, günlük olarak kullandığım kablosuz Darkcore SE’ye alışmış olmamın da etkisi var tabii, kablolu ve kablosuz fareler konfor anlamında çok farklılar, misal veriyorum benim kablolu fareye dönmem çok zor.
Tasarım. Nightsword’ün tasarımı aslında Corsair tarafında yeni bir çizgiyi temsil ediyor. Daha robotik, daha kaslı bir görünümü var kardeşlerine göre. Sırtı desenli, derin çizgiler değiller, derinliklerini hissetmiyorsunuz, yani rahatsız etmez, aksine belki biraz daha havadar bir yüzey. Biraz yumuşak, biraz tutucu, uzun vadede terle bozulacak bir malzemeye benzemiyor. Sırtında logosu, logonun altındaki kısımda üç parça halinde, önünde yine üç parça ve scroll’ün etrafı derken aslında baya RGB bir fare ama hepsi direkt göze çarpan, görebileceğiniz açılarda değil, oluşturdukları toplam ambiansı mause pad üzerinde görüyorsunuz.
iCUE arayüzünde dört bölge halindeler, açıp kapayabiliyorsunuz, her bölgeye farklı renk verebiliyorsunuz, önü kırmızı olsun, arkası beyaz olsun gibi gibi. Sadece farenin kendisine efekt verebilirsiniz veyahut diğer tüm iCUE destekli ürünlerle eşlenik bir efekt çalıştırabilirsiniz. Kasamdaki fanlar, kulaklık standım, klayem, hepsi birbiriyle eşleniyor aydınlatmada.
Metro Exodus, Division 2, Far Cry 5 gibi oyunlarda oyuna tepki verecek şekilde çalışıyorlar ama oyun sayısı Corsaır’ın belirttiğine göre bir elin parmakları kadar. Ben özellikle Wallpaper Engine ile kullanıyorum, özellikle de sese tepki veren duvar kağıtlarıyla, ortaya çıkan sonuç bence gayet iyi, görseli kuvvetli, benim gibi RGB seven biri olarak, bu konuda eleştirilere açığım ama beni gayet tatmin etti.
Solunda geniş bir başparmak yastığı var, sabit bir parça bu, yüzeyi hafif yumuşak bir malzeme, bu da uzun vadede, öyle kolay kolay yıpranacak bir yumuşaklıkta değil, gerektiği kadar da tutuculuk sağlamış. 3 tane buton görüyoruz, bunlardan ortadaki Sniper butonu, Darkcore’da da var, M65 serisinde de var.
Bu Sniper butonu ne yapar, buna yine arayüzünden bir DPI ayarı giriyorsunuz, oyunda elinizde otomatik bir silah var diyelim, keskin nişancı silahı buldunuz, daha yavaş, daha keskin hareket etmeniz icap ediyor, bu tuşa bastığınız sürece o istediğiniz DPI’da çalışıyor fare, mesela ben 400DPI’a ayarladım, Apex Legends’da kullandım, işe yaradı da ama herkesin kullanmak isteyeceği bir şey olmayabilir tabii.
İleri geri butonları da var elbette, el altındalar, erişme anlamında ergonomik bir problem yaşamadım ama benim için fazla derinler ve sertler. Aksine Sniper butonu da öyle hiç derine gitmeden basılabiliyor, sertliği de iyi ayarlanmış. Corsair, Sniper butonuna basmaya çalışırken yanlışlıkla ileri geri butonuna basmayalım diye böyle bir şey yapmış olabilir, kullanabiliyorsunuz bunları tabii, dosya sisteminde, internette gezerken sürekli kullandım ama pratikliklerini bence bir miktar zedelemiş.
DPI göstergesi 3 kademeli, zaten 3 değer girebiliyorsunuz arayüzden. DPI butonlarına erişmesi kolay, bir yandan da yanlışlıkla basmanızı engelleyecek bir formdalar, tıklar çukur yapıda olduğu için parmağınız DPI butonlarına gitmiyor. Sağ tarafta herhangi bir detay yok, yine benzer malzemeyle kaplanmış.
Yapı. Grip ve Palm tutuşa daha yakın olduğunu düşündüğüm bir yapı. Ortaya doğru yükseliyor, sırtı belirgin, elim üzerinde güzelce yattı açıkçası. Yüzük parmağının oturuşuna çok dikkat ederim ben, konforda önemli kişisel ölçütlerimden biridir ki parmağımı itmedi, sağda yerini buldu, dolayısıyla içime sinecek bir şekilde kavrayabildim gövdesini.
Klikler de çukur bir yapıda, parmakları içinden çıkarmıyorlar, anahtarları harekete geçirecek en kısa, optimum pozisyona getiriyorlar. Altlarında Omron marka 50 milyon ömürlü anahtarlar var, rakipleriyle benzer düzeyde, basış sertlikleri ideal, klik sesi de abartılı değil.
Boş haliyle 119 gram ağırlığında, rakibi olarak değerlendirdiğim Steelseries Rival 710 135 gram, Razer Deathadder Elite 105 gram ağırlığında, Nightsword RGB tam ortalarında boş haliyle. Ağırlık konusu tamamen kişisel bir şey, ben ağır fareleri seviyorum mesela, iş veya oyun olsun daha kontrollü buluyorum, Nightsword RGB’ye de tüm ağırlıklarını taktım açıkçası.
Bir farede benim için en önemli şey sensördür, hiçbir ekstrası olmasın, iki klik, bir de iyi bir sensör olsun, gıkımı bile çıkarmam. Ama nedir, burada Pixart PMW3391 optik sensörümüz bulunuyor. 400IPS, yani inç başına tarama hızına sahip, benim kişisel tavsiyem en az 150 olması yönünde, dolayısıyla gayet iyi bir noktada Nightsword RGB. Rival 710’da 350, Deathadder Elite’de 450. Aslında bu sensör Corsair Ironclaw RGB ve M65 RGB Elite’de de kullanılmış bir sensör, kalpleri hemen hemen aynı diyebiliriz.
Oyun deneyimi. Fare aldırtan oyunların bence en başında CS:GO var. Fareyi yine Corsair’ın sert yüzeyli MM1000i’si ile kullandığımı belirteyim, altında geniş geniş topukları var, gayet pürüzsüz kayıyor, normal pad üzerinde de öyle. Ben 400, 800 ve 1100DPI şeklinde üç ayar girdim, silahına göre, oyununa göre DPI’ı değiştiriyorum. Rekabetçi bir CS:GO oyuncusu olduğumu söyleyemem ama AWP ile iyi bir keskinlik elde ettim, yani istediğim yere nişan alma, yeteneklerimi sergileme açısından bir problem yaşamadım. Rekabetçi oyuncuların fareden beklentisi genelde düşük DPI’larda yapılan ani hareketlerde atlama yapmaması olur ki 400IPS bir sensörle atlama yapmıyor, bu kadar kısa ve net, diğer segmenti farelerde de olduğu gibi zaten. Özetle, denediğim en iyi FPS faresi olduğunu söyleyemem ama segmentindeki en başarılı birkaç çözümden biri.
Overwatch. Bu oyunda sık sık DPI değiştirmem icap edebiliyor, misal veriyorum Widowmaker için ayrı, Soldier için ayrı, Reaper için ayrı DPI değeri kullanıyorum. Genel deneyimim şöyle, istediğim deneyimi yakaladım, mesela konfor anlamında şöyle, uzun maratonlarda ellerim terler benim, terledi yine tabii ama iyi kavrayabildiğim için kayıp gitmedi fare elimden. Bazen farenin benim için biraz büyük olduğu hissine kapılmadım değil ama bu tamamen kişisel bir şey çünkü her el birbirinden farklı, o yüzden elinizi ölçüp ona göre tercih yapmak çok ama çok önemli. Lafımı esirgemeyeceğim, iyi Overwatch oynarım ve bir fare bana DPS rolündeyken istediğim performansı vermezse o fareyi kaldırıp atarım, bu kadar net. Ağırlıkların hepsini kullandım ve ağır olanları arkaya hizaladım, siz his olarak ağırlık merkezini elbette takip edebiliyorsunuz ama arayüzünden de ağırlık dengesinin nerede toplandığını görebilmek gayet iyi düşünülmüş bir şey.
Tracking, ateş ederek takip şeklinde tabir edebileceğim konuda ciddi bir sıkıntı yaşadım, meğer iCUE arayüzünde Enhance Pointer Precision, özetle hareket hızınıza göre DPI değerini aktif bir şekilde değiştiren ayar açık kalmış, bunu kapatmanızı şiddetle öneriyorum ben zira alıştığınız DPI değerine yabancılaşıyorsunuz, kazandığınız refleksleri değiştiriyor, en nihayetinde başarımı düşürüyor. Hatta şu örnekle göstereyim, açıkken imleç, fare aynı yere vurmasına rağmen yavaş yavaş sola doğru gidiyor ama kapatınca her defasında elimle çarptığı yerde kalıyor. Kapattım ve rahat ettim, deneyimi bu özelliği kapayınca istediğim düzeye ulaştı aslında.
Apex Legends. Bir süredir hırsla oynadığım oyunlardan biri. Oyunda birçok silah var, otomatikler, yarı otomatikler, tüfekler, yine 400, 800 ve 1100 DPI kullandım bu yüzden. Ek mekanizmayı bulursam eğer Triple Take, bulamazsam güzel bir dürbün takıp Longbow ile 400DPI kullanıyorum, gayet doyurucu buldum isabetlemesini. Yakın mesafede Peacekeeper’ı 800DPI’da kullanıyorum ve favorilerim, R-99 ve R-301, bunlarda duruma göre 800-1100DPI arasında geziyorum. Genel olarak Apex Legends’da da performansından memnun kaldım.
Corsair Nightsword RGB. Bu videonun çekildiği tarih itibarıyla yurtdışı fiyatı 80 dolar civarında, güncel fiyatına mutlaka kendiniz bakın, Dolar ve TL’nin durumu belli olmuyor, ayrıca Türkiye fiyatı henüz açıklanmadı. Tasarım, tamam, ergonomi tamam, boyutları, bu konuya dikkat etmekte fayda var, elinizi ölçün, benim için biraz büyük gibi, RGB aydınlatma, sevenini sevindirir, burası da tamam, sensör, 400IPS’lik gayet iyi bir sensör, o da tamam.
Ayarlanabilir ağırlık ekstrası şuna yarıyor, oyuncu faresi alırken ağırlığına mutlaka bakmak gerek, benim için elzemdir ve biraz daha ağır farelerden yana tercihimi kullanırım. Bu fare de ağırlığın üzerinde bir miktar oynama fırsatı veriyor size, seçenek, özelleştirme, bunlar iyi şeyler. Olumsuz olarak değerlendirebileceğim tek şey ileri geri butonunun derinliği oldu. Özetlemek gerekirse, Corsair Nightsword RGB, üst segmentte rakipleri kadar iyi bir fare, hepsini araştırın, boyutlarına, ağırlıklarına, sundukları ergonomik detaylara bakın çünkü dediğim gibi hepimizin eli farklı, her şeyi süzgeçten geçirdikten sonra ortaya Nightsword RGB çıkıyorsa bir oyuncu olarak, üst segmentte sizi tatmin edeceğini söyleyebilirim.