Söz konusu otonom yani sürücüsüz otomobiller olduğunda akıllara gelen ilk firma Hyundai değil. Ancak otomotiv endüstrisinin geleceğini elektrikle çalışan ve kendi kendine gidebilen otomobiller şekillendireceği için Güney Koreli üreticinin bu akıma uyum sağlaması şart.
Bu gerçeğin farkında olan Hyundai, epeydir üzerinde çalıştığı otonom aracını tanıttı. Üstelik her ne kadar seri üretime hazır olmasa da, Hyundai'inin aracı Seviye 4 otonomiyi temsil ediyor yani şu an yollarda gördüğümüz kısmen otonom araçlara kıyasla teknik olarak sürücü müdahelesine ihtiyaç duymuyor. Yani trafik levhalarını okuyor, araç yoğunluğunu analiz ediyor ve yayaları fark ederek yavaşlaması veya dönmesi gerektiğinde aksiyon alabiliyor.
Hyundai'nin otonom araç konseptinin detaylarına girmeden önce, teknolojinin sergilendiği araç olan Ioniq'den bahsetmek istiyorum. Toyota Prius'a rakip olarak geliştirilen Ioniq, ilginç bir araç çünkü hibrit, plug-in hibrit ve tam elektrik seçeneğine sahip ilk otomobil olarak motor seviyesinde önemli bir esneklik sunuyor. Kaldı ki Hyundai'nin hibrit pazarındaki ilk temsilcisi olması açısından önemli bir misyon üstlendiğini de göz ardı etmemiz gerekiyor. Ancak benim için asıl önemli olan tam elektrikli versiyonu. 28 kWh kapasiteli lityum ion polimer piliyle 200-250Km arası bir menzil sunacak olan Ioniq, önümüzdeki yıl hayata geçecek güncellemeler ile tek şarj ile 300Km'den fazla gidebilecek.
Yaklaşık 120 beygire denk gelen ve 295nm tork üreten motora ek olarak şasenin hafifletilmesi adına başta alüminyum kullanımı olmak üzere yapılan özelleştirmeler sayesinde Ioniq'in kendi sınıfı için eğlenceden mahrum bırakmayan sürüş sunmasını öngörebilirim. Elde ettiğim bilgilere göre 100 kW'lık doğru akım hızlı şarji istasyonlarında 24 dakikada pilin %80'ini doldurabilen otomobili, geleneksel olarak evin önünde prizden şarj etmek te mümkün olacak her ne kadar saatler sürecek olsa da. Hatta örnek vermem gerekirse 240Voltluk seviye 2 hızlı şarj sistemi ile 4 saat civarında sürüyor.
Elektrik tercihi önemli çünkü özellikle otonom sistemler ve sistemin merkezinde yer alan yüksek başarımlı hesaplama bilgisayarının ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamanın en iyi yolu da bu, yakıt ve hibrit araçlar kullanılan sistemin yapısal özelliklerine bağlı olarak yeterli beslemeyi sağlamakta zorlanabiliyorlar. Hyundai Ioniq'in boyutu ülkemizde de satılan Elantra'dan biraz daha küçük. Mühendisler aracı tasarlarken, en yüksek optimizasyon ve verimlilik hedefi doğrultusunda ideal ölçüleri yakalamaya çalışmış. Hibrit versiyonlarında pil arka yolcu bölümünün altına konuçlanırken, tam elektrikli versiyonun büyük pili ise bagaj kısmına doğru genişleme gösteriyor.
Aracı önden arkaya doğru incelediğimizde verimliliği arttıracak ve sürtünmeyi azaltacak aerodinamik tasarım tercihleri de dikkatlerden kaçmıyor. Jantlarda bile bu detaylar kendisini belli ederken, lastik seçimi de Michelin'in tasarruflu Energy Saver serisinden yana yapılmış. Sınıfı için başarılı bir bagaj hacmine sahip olan otomobilin arka yolcu alanı ise Elantra'dan biraz daha küçük. Ancak denediğim kadarıyla diz mesafesi ve hareket esnekliği olarak arka kısımda sorun yaşamadım.
Daha önce Amerika'da Toyota Prius kullanmış birisi olarak Hyundai Ioniq'in hem sürücü hem de yolcu için kabin tasarımı ve kalitesini daha çok beğendim. Tabi ki detaylı bir analizini çıkarmak gerekiyor ancak daha geleneksel kokpit tasarımı, Hyundai Ioniq'te beni etkileyen unsur olmalı. Kabinde genel olarak geri kazanılmış, sürdürülebilir materyaller tercih edilmiş. Kapı içleri ve ön kısımda plastik malzeme dikkat çekerken, işçilik seviyesi de bu sınıf bir araç için hiç fena görünmüyor.
Rahat kumanda edilebilmesi için hafif yatay konumlanan orta konsolda, Ioniq'in mevcut modelleri 7-inç veya navigasyonla alınırsa 8-inç boyutunda 720p LCD ekranla gelirken, otonom versiyonda devasa bir ekran daha bulunuyor ve araçla ilgili temel dinamikler takip edilebiliyor. Ayrıca mevcut araçta lidar bilgisini okumamızı sağlayan bir ekran daha bulunuyor. Apple CarPlay, Android Auto, kablosuz şarj gibi özellikleri de es geçilmiyor. Ayrıca infinity ses sistemi, Hyundai'nin kendi telematik çözümü Blue Link üzerinden Amazon Alexa ve Google Home entegrasyonu da bulunuyor.
Ek olarak farklı paketlerde hareketli xenon falar, şerit uyarı sistemi, arka kamera, kör nokta uyarı sistemi, ve adaptif cruise control de bulunuyor. Yani Ioniq donanım olarak esnek, zengin seçeneklerin sunulduğu opsiyon listesine sahip. Gelelim aracın otonom çalışmasını sağlayan özelliklere. Tabi ki sensör paketi anahtar öneme sahip. Burada önemli bulduğum bir detay var, otonom telaffuzu yapan diğer üreticilerden farklı olarak Hyundai'nin asli hedefi erişilebilir fiyatlı otonom araçlar yapabilmek dolayısıyla maliyeti arttıran sensör teknolojileri için Hyundai'in çalışmaları sürüyor.
Otonom Ioniq'e dönecek olursam eğer, dışarıdan bakıldığında aracın sensörlerini seçmek çok kolay değil dolayısıyla Hyundai şimdiden tasarımsal bütünlüğü yakalamış görünüyor. Dikkatli gözler fark etmiştir aracın sahip olduğu lidar sensörler, önde tamponun alt kısmına konuçlanmış durumdalar. Ibeo firması tarafından geliştirilen lazer lidarlardan kenarlardakiler 110 derece, öndeki ise 130 derece tarama kabiliyetine sahip. Bu sensörler aracın etrafını çevreleyen diğer araç ve objelerin mutlak pozisyonunu belirliyor. Kimilerinizin dikkatini çekmiştir, teknik olarak lazer lidalar 360 derecelik bir görüş sunmuyor belik ama üst üste bindirme yöntemi ile Hyundai'nin sistemi 360 derecelik bir tarama yapabiliyor.
Sadece kapılara yakın çok küçük bir sensör kör nokta alanı kalıyor ancak ayarlayıcı alt sensörlerle sorunun üstesinden geliniyor. Daha fazla lidar ile donanım tabanlı tam 360 derecede sağlanabilir belki ama lidarların maliyeti şu aşamada en büyük engeli teşkil ediyor. Osram tarafından geliştirilen maliyeti 50 doların altındaki lidar çipseti yaygın üretime girdiğinde belki farklı şeyleri de konuşuyor olacağız.
Ön lidarın üst kısmında bir de akıllı cruise control sensörü bulunuyor ve bu sensör sistemin adaptif olarak koşullara uyum sağlamasını ve aracın dinamik hız yönetiminin işlevselliğine hizmet ediyor. Ön camın üst kısmına doğru ilerleyelim isterseniz, çünkü kamera paketi orada yer alıyor arkadaşlar. Buradaki çoklu kamera paketinin bir kısmı trafik ve ışık kontrolü, Mobileye sistemine hizmet eden bir diğeri ise yaya uyarı sistemi için görev yapıyor.
Yüksek hassasiyetle hesaplama için aracın önünde ve arkasında orta-uzun mesafe radar sensörleri de es geçilmemiş. Aslında kısaca özetlemem gerekirse araçtaki liadar sensörleri lazer ışık kullanarak aracın çevresinde olup bitenler için üç boyutlu modelleme, radar, radyo dalgaları kullanarak objelerin açısı, hızı ve mesafesini ölçümlemek için, bunlara göre daha ucuz sensör olan kamera ise sınıflandırma ve kaplama analizi için kullanılıyor ancak çözünürlüğe bağlı yüksek veri üretimi ve üst seviye işlem gücü gerektirdiği için doğru donanım yatırımının yapılması gerekiyor.
Hyundai'nin altını çizdiği detay, aracın otonom modda son derece yumuşak ve akıcı bir sürüş davranışı sergilediği. Bu önemli çünkü frenlemeden yeniden akseslarasyona kadar aracın temel dinamiklerinin merkezi işlem sistemi tarafından doğru hesaplanması gerekiyor. Hyundai ayrıca otonom teknolojisinin yüksek yoğunlukta yaya trafiğine, okul bölgelerine, yol çalışmalarının olduğu bölgelere, tümseklere, sokak hayvanlarına, alışveriş merkezlerine ve trafik işaretçisi olmayan bölgelere de tam adapte olacağını söylüyor.
Anladığım kadarıyla daha önce videosunu yayınladığım otonom Ford Mondeo ile kıyasladığımızda Hyundai daha maliyet odaklı bir platform geliştirmeye çalışmış zira Ford, Nvidia'nın ultra yüksek performanslı Drive mimarisine ve Velodyn lidarlara adapte olmuştu. Günün sonunda otonom araçlar için en azından bir 4-5 yıl daha bekleyeceğiz gibi görünüyor, muhtemelen süreç içerisinde teknolojik gelişmeler daha yüksek başarımın önünü açacaktır. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde ülkemize geleceği açıklanan Ioniq modelinin bir örneği test için ofisimize ulaşırsa, teknolojik özellikleri ekseninde detaylı bir incelemesini de sizlerle paylaşmayı umuyoruz. Bir sonraki videoda görüşene kadar şimdilik hoşçakalın ve kendinize çok iyi bakın.