Yeni bir ‘organ’ olarak tanımlanmaya başlanan ve vücudumuzda toplam ağırlığı yaklaşık 2 kilo olan bakterilere verilen ad olan mikrobiyom, vücudumuzun 18 ayrı yerinde yer alıyor. Mikrobiyota da denen bu mikroorganizma topluluğunda 100 trilyon kadar bakteri bulunuyor. Mikrobiyota bakterilerinin sayısı, bizim kendi hücrelerimizin sayısından 10 kat daha fazla. İçimizde yaşayan bu mikroplar topluluğu, vücut işlevlerinin sürdürülmesi ve sağlıklı kalmamızda tartışılmaz bir öneme sahip. Mikrobiyota gıdaların sindirimi, bağışıklık sisteminin desteklenmesi, bazı vitaminlerin üretimi, bağırsak sağlığı, inflamasyonun önlenmesi, ideal vücut ağırlığının korunması, beyin faaliyetleri gibi çok farklı vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesinde önemli roller üstleniyor. (kaynak)
Kaliforniya Üniversitesinde görev yapan araştırmacılar, denizde yaptığımız 10 dakika sürelik bir yüzme faaliyetinin cilt mikrobiyomunu geçici olarak değiştirdiğini ortaya çıkardı. Peki bu ne anlama geliyor? Bilim insanlarına göre değişen mikrobiyom, maalesef enfeksiyon risklerini de beraberinde getiriyor.
Denizlerdeki kirliliğin kulak ve deri enfeksiyonları ile mide rahatsızlıkları gibi sorunlara yol açtığı biliniyor. Bu yüzden araştırmacılar için cildimizde yaşayan bakterilerin deniz suyunda ne tür bir değişikliğe gittiğini anlamak önemli.
Bu konuda çalışmalar yürüten bilim insanı Marisa Chattman Nielsen yaptığı açıklamada, “Elde ettiğimiz bulgular, deniz suyunun cilt mikrobiyomundaki bakteri çeşitliliği ile bileşimini değiştirdiğini gösteriyor. Yüzme esnasında vücudumuzda yaşayan bakteriler ile okyanus bakterisi yer değiştiriyor.” ifadelerini kullanıyor.
Nielsen gerçekleştirilen deney kapsamında dokuz gönüllü tespit etmiş. Seçilen deneklerin güneş kremi kullanmayan, suya çok fazla girmeyen, son 12 saatte duş almamış ve son altı ayda ise antibiyotik kullanmamış kişilerden seçildiği belirtilmiş. Daha sonra deneklerin cilt mikrobiyomu, suya girmeden önce ve sudan çıktıktan 10 dakika ila 24 saat sonra aralığındaki süre zarfında inceleme altına alınmış.
Yüzmeye başlamadan önce ciltte bulunan çeşitli türdeki bakterilerin deniz suyuna maruz kalınmasında sonra değiştiğini ifade eden araştırmacılar, ancak altı saat sonra mikrobiyomların eski haline dönmeye başladığını gözlemlemişler. Deniz suyunda bulunan bir bakteri türü ise cilde yapışık kalmış.
Bir tür bakteri vücutta kalmaya devam etmiş
Deneye katılan şahısların hepsinde birden görülmeye devam eden dış kaynaklı bakterinin ise eğilmiş-çubuk şekilli bir bakteri cinsi olan Vibrio türüne ait olduğu ifade ediliyor. Vibrio türene ait olan bakterilerin çoğunun patojen olmadığını belirten Nielsen, bu türün kolera hastalığına neden çeşidinin de benzer şekilde cilt mikrobiyomunda var olmaya devam edebileceği uyarasında bulunuyor. Nielsen ayrıca cilt üzerinde bulunan Vibrio türünün denizlerdekine kıyasla 10 kat daha fazla olduğunu tespit ettiklerini vurguluyor.
Sağlıklı bir mikrobiyomun fırsatçı bakteri türlerine karşı verdiği mücadelenin önemini hatırlatan Nielsen son olarak, “Cilt mikrobiyomu, bağışıklık sisteminin işleyişinde hayati bir öneme sahip. Bu sayede vücudumuz, istilacılarla mücadele edebiliyor.” açıklamalarında bulunmuş.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
13022 kez okundu.
11 kişi, toplam 12 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
bakteri, bakteriler ve