MSI, Z270 yongasetli anakartlarını Enthusiast, Performance, Arsenal ve Pro ana başlıklarıyla ayırmış. Elimizdeki Z270 Tomahawk, Arsenal serisi anakartların lideri konumunda, faz kurulumu gibi kritik noktalarda Performance nicelik ve nitelik anlamında benzeşen, segmentini tutturan bir anakart.
Siyah sade kutusu içerisinden ilk etapta anakartın kendisi, bir düz bir açılı sata kablosu, giriş çıkış paneli ve alışılageldik dökümantasyonlar çıkıyor, fiyatını segmentinin ötesinde, gereksiz arttıracak herhangi bir ekstraya yer verilmemiş.
Z270 yongasetli, ismini bir savaş füzesindan alan Tomahawk, Arsenal ailesi temasınca bir savaş aracı edasıyla dizayn edilmiş.
Aslında elimizdeki siyah renginin yanısıra Arctic, kutup temalı beyaz-gri bir sürümü daha var. Giriş çıkış portlarının üzeri, Tomahawk Arsenal Gaming logolu, nispeten diri hissiyat veren plastik bir kaplamayla örtülmüş, üzerindeki vidalar ve bir tık derinde kalan kırmızı şeridin üstüne alüminyum soğutucularla da aralarında ton farkı olmayınca bayağı bayağı metal gibi görünüyor.
Köprü hafif fırçalı metal bir blokla soğutuluyor, bir savaş aracı misali vidalar, en önemlisi de altındaki kırmızı renkli aydınlatma bu kısmı yakışıklı kılmış. Sol tarafta, ses yongasını ayıran hat da kırmızı LED’lerle aydınlatılıyor.
Siyah PCB’nin üzerindeki gri şeritler savaş aracı temasını tamamlar nitelikte, anakartın arkasındaki, plakaya bakan LED’ler zayıf kalsalar da hafif bir hüzmeyle görünümü güçlendirmiş. Genel tasarım anlamında fiyat segmentindeki rakipleri arasında en yakışıklı anakartlardan biri, tematik bir kasa kurulumuna gider ama giriş çıkış portlarının üzerindeki kaplama da aydınlatılsaymış çok hoş olurmuş. Özellikle Arctic versiyonunun beyaz-gri temasıyla bambaşka bir anakart olduğunu şahsen belirtmek istiyorum, çok ama çok hoş.
Mosfetlerin üzerinde minimal boyutlarda, kırmızı şeritlerle süslenmiş alüminyum soğutucular var, boyları itibarıyla herhangi bir işlemci soğutucusuyla çakışacak gibi değiller. Soğutucuların altında bir önceki nesil Tomahawk’ın aksine bu sefer uP9508Q dijital kontrolcünun kontrolündeki mosfetler yer alıyor, üst seriden mesela Z270 Gaming Pro Carbon ile aynı kontrolcü bu. 8+2+1 şeklinde 8’i işlemci 2’si entegre GPU’yla görevli olmak üzere 11 fazlı bir kurulum görüyoruz, uzun ömürlü siyah katı kapasitörlerle desteklenmişler. MSI bu komponentler için askeri sınıf vurgusu yapmış ama mesele pratikte neler sunduğu tabii.
LGA1151 sokette Intel’in 7. nesil Kaby Lake ve 6. nesil Skylake işlemcilere destek verilmiş. Kaba tabirle kolay ve detaylı olmak üzere iki arayüzlü UEFI BIOS’ta temel bileşen ayarları önplana çıkarılmış, Tomahawk’ın üzerindeki 6 kontrol edilebilir fan çıkışının ayarları da burada, sözkonusu donanım kaç derecedeyken fanlar yüzde kaç hızda çalışacak şeklinde ayar yapabiliyorsunuz.
Bir hızaşırtmacının ihtiyacı olan tüm ayarlara haiz bir arayüz bu, test sistemimizdeki i7 7700K’yı sadece çarpan kilidi ayarıyla 5GHz’e kadar taşıyabildim, otomatik voltaj ılımlı, aşırıya kaçmıyor. En nihayetinde segmenti için beklentimin üstünde, Kaby Lake mimarili i7 7700K’nın da nispeten hakkını verir bir performans sergiledi açıkçası.
4 adet DDR4 RAM slotunda 3800MHz’e kadar hıza çıkabiliyor, toplam 64GB’a kadar bellek takabiliyorsunuz. Çift kanal bellek mimarisiyle geldiklerini ve XMP destekli olduklarını ekleyelim.
Giriş çıkış portlarına bakalım biraz da. Bir PS/2 port altında klavye ve fare takabileceğiniz 2 USB 2.0 portu, hemen altında 1920x1200 60Hz çıkış alınabilen bir DVI portu var. Devam ettiğimizde ASmedia 2142 kontrolcülü ikinci jenerasyon, teorik olarak tek kanaldan 10, çift kanaldan 8GB/saniye destekli ve yüksek güç çıkışı sağlayan bir Tip C ve Tip A portunu görüyoruz.
Ardından 4 adet birinci jenerasyon USB 3.1 portu, ki ayrıca VR için optimize edilmişler, 4K 30Hz, 2K 60Hz çıkışlı HDMI ve RJ45 portunu görüyoruz. RJ45 portunun ardında Intel I219-V çözümü var, oyunların veri paketlerini önceliğe alıp gecikme sürelerini düşürebildiği gibi Killer çözümlerine kıyasla işlemciye bindirdiği yük daha az, bağlantı tarafındaki en önemli faktör ham internet hızınız tabii.
Anakart üzerinden birinci jenerasyon 4 USB 3.1 ve 4 USB 2.0 çıkış daha alabildiğinizi ekleyeyim.
Ses çıkışlarının ardında ise bir-iki nesil öncesinden ALC 892’yi görüyoruz, altın kaplama jacklardan 7.1 ses çıkışı alabiliyorsunuz, daha temiz bir ses için farklı katmanlarla ses kanalları ayrılan 24-bit 192KHz destekli yonga 103db sinyal gürültü oranına sahip, Chemicon kapasitörlerle desteklenmiş. Bir ses sistemiyle kullanırken abisi ALC1150 veya ALC1220 ile karşılaştırınca arada hissedilir bir fark oluşmuyor ancak iyi bir kulaklıkla, detaycı biri aradaki farkları sezebilir diye düşünüyorum. Açıkçası uygun fiyatlı olması amacıyla bir önceki nesilden bir ses yongası kullanılması, tatminkâr bir ses kalitesi sunduktan sonra pek de önemli değil. ALC 882 en nihayetinde orta seviye kulaklığımı yeterince besleyebildi ve bir oyuncu, bir müziksever olarak istediğim detay, bass-tiz dengesini bulabildim.
Depolama tarafına 2 M2 sata slotuyla başlayalım, bunlardan üstteki 22110, alttaki ise güçledirilmiş metal slotuyla 2280 formuna kadar destek veriyor, üçüncü jenerasyon x4 hattı üzerinden 32GB/saniyeye kadar aktarım hızı destekliler, kısacası takacağınız yüksek hızlı NVMe standardı SSD’ler anakart bazlı bir limite takılmıyor. HDD’nın yüksek kapasitesl ve SSD’nin hızını birleştiren Intel Optane destekli olduklarını ekleyeyim.
6 adet 6GB/saniye destekli Sata portunu unutmayalım, bu segmentte belki de hiçbir zaman kullanmayacağınız U.2 gibi bir porta yer verilmemiş, yerinde bir tasarruf.
3 PCI Express 3.0 x16 slotunun ilki ağır ekran kartlarının slota zarar vermemesi ve sarkmamaları için metal gövdeyle güçlendirilmiş. Bu slotlar sadece AMD Crossfire destekliler, çoklu ekran kartı kurulumunda 16-4-1 modunda çalışıyorlar. Bu durum kesinlikle müteessir olunacak bir şey değil zira Nvidia SLI sertifikası ufak da bir maliyet getiriyor, zaten bu segmentte çift ekran kartı kurulumu pek mantıklı olmadığı için tüketici gözetilerek düşünülmüş bir tasarruf olduğunu düşünüyorum.
3 PCI Express x1 slotunun yanısıra Mystic Lightning adı altıonda kasa aydınlatması için 2 metreye kadar 5050 RGB LED’lere 12V 3 amper güç verebilen bir çıkış olduğunu da ekleyelim. İşlemci, RAM, ekran kartı ve başlatma aygıtının durumunu gösteren EZ Debug LED’leri gerekli bulduğum bir eklenti olmuş.
MSI Z270 Tomahawk bir yandan bir üst segment Performance serisinin kritik önem arz eden faz kurulumu ve dijital kontrolcüsünün kullanıldığı, bir yandan da fiyat segmentinde tercih edecek bir kullanıcının tasarruflarının iyi belirlendiği bir anakart. Hissedilir bir kayıp olmadan birkaç nesil önceki bir ses yongasının kullanılması, U.2 gibi popülerliğini yitirmiş bir porta yer verilmemesi ve ekstra maliyet oluşturan SLI sertifikasının alınmaması gibi, bu tasarruflar rakiplerine göre daha fazla ve daha iyi faz kurulumuna, daha fazla USB 3.1 portuna aktarılmış.
Bir yandan da önceki nesil Z170A Tomahawk’a kıyasla daha fazla faz, dijital kontrolcü, ekstra bir M2 slotuyla Intel Optane desteği, daha yetenekli USB kontrolcüsü ve Mystic LED şerit desteği gelmiş. Bu videonun yayınlandığı tarih itibarıyla MSI Z270 Tomahawk ortalama 725TL civarında bir fiyata sahip, bir önceki nesille aradaki fiyat farkı 100TL civarı, açıkçası sırf faz kurulumu ve dijital kontrolcü için değer, diğer artılarını saymıyorum bile. Benzer fiyattaki rakibi Gigabyte Z270X Ultra Gaming, RGB LED aydınlatmasıyla itibarıyla seveni için daha cezbedici bir seçenek, diğer bir rakibi Asus Z270-A Prime benzer donanımsal özelliklere sahip olup 150TL civarı daha pahalı. MSI Z270 Tomahawk ise başarılı faz kurulumu, bir üst segmentten dijital voltaj kontrolcüsü, daha çok USB 3.1 portunun yanısıra en önemlisi daha ucuz olmasıyla tasarrufların iyi belirlenip tüketici gözünde sıyrılabilen, şahsen fiyat/performansı oranı en yüksek Z270 yongalı anakartlardan biri olduğunu düşünüyorum.
Böylelikle bir inceleme videomuzun daha sonuna gelmiş olduk, bir sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın.