Herkese merhaba, ben Burak ŞOLT. Bu videomuzda sizlerle beraber Reeder’ın fiyat/performans kategorisinde sunduğu P8C model adlı akıllı telefonunu inceleyeceğiz. Daha çok e-kitap okuyucuları ve tabletleriyle tanıdığımız Reeder, son birkaç model akıllı telefonuyla kullanıcıların karşısına çıkıyor.
Sade bir kutu tasarımıyla gelen Reeder PC8’in kutusundan 1 amperlik şarj aleti, kullanıcı ve garanti belgelerinin yanısıra Reeder shop’ta kullanabileeğiniz 30TL’lık hediye çeki çıkıyor. Gözümüz bir kulaklık aramadı değil, maalesef kutu içeriğinde kulaklığa yer verilmemiş.
166 gram ağırlığındaki Reeder PC8 tamamı plastikten imal edilmiş bir kasayla geliyor. Kenarlarında ise PC8’in genel malzeme kalitesiyle karşılaştırılınca gayet kaliteli bulduğum, tok basış hissiyatı veren metal ses ayarı ve güç butonu bulunuyor.
Reeder PC8’in doğru renkler sunabilen 5.5 inç IPS ekranda 960x540 gibi fiyat/performans segmentinde dahi günümüz standartlarının gerisinde bir çözünürlük kullanılmış. 200PPI’lık piksel yoğunluğunun yakalandığı ekranın bakış açıları iyi, ancak sağdan ve soldan bakıldığında renklerde ufak değişimlerin oluştuğu hissedilebiliyor. Ekrana oranla düşük tutulan çözünürlüğü değerlendirecek olursak, günlük kullanımda ve sosyal medya takibinde güçlük yaşatmadığını söyleyebilirim. Ancak metin okuduğum durumlarda gözümü yorduğunu, pek iyi bir izleme deneyimi sunmadığını ve piksellerin özellikle de uygulama simgelerinde seçilebilir hale geldiklerini belirtmem gerek.
Ekranın hemen altında da aydınlatmalı kapasitif butonlara yer veriliyor, bu sayede ekranın tamamı kullanıcıya bırakılmış. Çerçevenin ekrana oranını göz attığımızda ise yetersiz bulduğumu, alt ve üstten fazlaca boşluk bırakıldığını söyleyebilirim. Bu da, 5.5 inçlik ekranıyla tek elde kullanım sınırlarını zorlayan telefonun üst kısımlarına ulaşmayı güçleştiriyor. PC8, sadece ekranın bulunduğu cam yüzeyden oluşsaymış gayet hoş olurmuş doğrusu.
Ekranın üst kısmında ise 2MP çözünürlüğünde ön kamera, hareket algılayıcı sensör, çok renkli bildirim ışığı ve geniş tutulan ahizeyi görüyoruz. Yaptığım görüşmelerde ahizeden gürültülü ortamlarda yeterli sesi aldığımı söyleyebilirim. Konuştuğunuz kişiye giden sese geldiğimizde ortam gürültüsünü başarılı olarak bastırabildiğini düşündüğüm PC8, görüştüğünüz kişiye kötü-orta arası bir kalitede bir ses gönderebiliyor. 2MP çözünürlüğündeki kamera ise sosyal ortamlarda paylaşmak için yeterli görüntü ve video kalitesini sunabiliyor, ancak ortam ışığın biraz azaldığı durumlarda kumlanma ciddi derecede artıyor ve detaylar kaybolmaya başlıyor.
Arka kısımda ise 8MP çözünürlüğünde kamera, tek kademeli beyaz faş, Reeder logosu ve hoparlör boşluğu bulunuyor. 8MP çözünürlüğündeki arka kameranın fotoğraf ve video çekim performansını genel anlamda beğenmediğimi belirtmek istiyorum. Çektiğim bazı videoların ortamları yeterince ışıklı olmasına rağmen karanlık videolar çektiğini düşündüğüm Reeder PC8 sosyal ortamda video paylaşmak için yeterli gelebilir ancak önemli anları kaydetmek için yeterli bir arka kameraya sahip değil. Fotoğraf çekiminde ise biraz daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz. İdeal ışık sağlandığı sürece yakındaki objelerde nispeten iyi bir performans gösteren PC8, manzara çekimlerinde ortalamanın gerisinde kalıyor.
Reeder PC8’in arkasına geniş bir hazneyle konumlandırılan mono hoparlöre gelelim. Maksimum ses seviyesini az bulduğum PC8 yeterli detayı sunabilse de bass seslere karşı nispeten tepkisiz kalıyor. Telefonun ses performansından bahsetmişken kulaklık çıkışına da değinelim. Kutu içeriğinden kulaklık çıkmayan PC8’i Soundmagic E10 ve Quadbeats 2 kulakiçi kulaklıklarla denedim, sonuç olarak Reeder PC8’in kulaklık çıkışı oldukça zayıf, aynı kulaklıklarla başka telefon ve MP3 çalarlarda aldığımız maksimum sesin %50-60 kadarını alabildik. İşin özü bir müzik sever olarak Reeder PC8’in müzik ve ses performansını beğenmedim. Arka yüzdeki diğer bir detay da logo çıktısı oluyor, logoyu kaliteli bulmadığımı ve kolay çizilebildiğini belirtmem gerek.
Çok ince bulduğum, kolayca kırılabilecekmiş hissi veren arka kapağın ardında ise hafıza kartı ve çift SIM kart yuvasıyla karşılaşıyoruz. Birine normal diğeri ise micro SIM kart takılabiliyor ve iki hat da aktif olarak kullanılabiliyor, yani arama gelmesi kartlar arasında geçiş yapmanıza gerek kalmıyor. Biraz alta indiğimizde size açık mavi rengiyle dikkat çeken 2350mAh kapasiteli batarya bulunuyor. Günlük kullanım, sosyal ağ takibi, mail takibi, yaklaşık 2 saat çevrimiçi ve çevrimdışı Spotify, yarım saat kadar telefon görüşmesi ile 4.5 saat ekran süresi sunabilen Reeder PC8 günü rahatlıkla tamamlıyor, bekleme durumundaki güç tüketimi de şaşırtıcı derecede düşük, gece wireless açık olarak bıraktığım PC8 güne başlarken sadece %2 batarya tüketimi yapmış oluyor. Donanımlarını ve özelliklerini göz önüne aldığımızda böyle bir sonuçla karşılaşmak normal diye düşünüyorum.
Şimdi bu telefona güç veren yongasetine gelelim. MediaTek’in MT6582’sini barındıran yongaseti, enerji tasarrufu odaklı 4 adet Cortex A7 çekirdeği ve Mali 400MP grafik biriminden oluşuyor. Düşük çözünürlüğü sayesinde bazı takılmalar ve yavaşlamalar olsa da Real Racing 3 gibi ağır oyunları oynatabilen telefon yük altında bir miktar ısınıyor ancak hız düşüşü yaşanacak sıcaklıklara ulaşmıyor. Her ne kadar tamamıyla güvenilir ölçütler olmasa da tabloda gösterdiğimiz sentetik test sonuçlarıyla PC8’i diğer akıllı telefonlarla karşılaştırabilirsiniz.
1GB RAM ile gelen Reeder PC8’in çoklu uygulama konusunda zaman zaman zor anlar yaşadığını söyleyebilirim. Neyse ki telefonla gelen RAM temizleme uygulaması PC8 oluşabilecek darboğazlardan kurtarabiliyor. RAM temizleme esnasında ise bir şey gözlerden kaçmıyor, o da telefonun kendini DARK olarak tanımlaması. Bu da akıllara Reeder PC8 üzerindeki yazılımın Dark markasına ait olup olmadığı sorusunu getiriyor. Yazılımın kime ait olduğu önemli bir durum ancak en önemlisi güncelleme alıp almayacağı oluyor. Reeder PC8’in 1GB RAM’e sahip olması, Android L güncellemesi almasının önüne geçmiş diyebiliriz.
Android 4.4.2 ile gelen Reeder PC8, beraberinde RAM temizleme uygulaması ve akıllı işaretler gibi birkaç özelleştirmeyle beraber geliyor. Akıllı işaretler sayesinde kapalı ekrana çift dokunarak telefonu uyandırabiliyor ve yine kapalı ekrana C yazarak kamerayı açabiliyorsunuz. Ekrana çift dokunarak uyandırma seçeneği ise oldukça sıkıntılı çalışıyor, bu özellik açıkken sık sık telefonun cebimde açıldığına şahit oldum. PC8’in bir diğer özelleştirmesi ise dokunmasız algılama.
Galeri ve müzik uygulamasında verimli çalışsa da kamerada çalışması için ayarlamama rağmen çalışmadı. Dokunmasız algılama menüsünde dikkat çeken şeylerden biri de İngilizce bırakılan hareketleri öğrenin kısmı oluyor. Ayrıca “tamam” olarak çevrilmesi gereken butonun da “USB belleği” olarak çevrilmiş, hatta bırakılmış olması cidden üzücü bir durum. Camscanner ve CamCard gibi yüklü gelen ofis uygulamalarının da bazı özellikleri için ücret istemeleri Türkçe arayüze sahip olmalarına rağmen işlevlerinde Türkçe desteğine sahip olmamaları gerçekten şaşırtıcı bir durum.
Reeder PC8, giriş seviyesinde yer alabilecek bir akıllı telefon olmuş. Özellikle çözünürlüğü, RAM miktarı ve kulaklık çıkış gücü ile rakiplerinin gerisinde kalan Reeder PC8’in fiyatının 150-200TL kadar aşağı çekilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Bu videomuzda Reeder PC8’i incelemiş olduk, bir sonraki videomuzda görüşmek üzere hoşçakalın.