Samsung dev bir panel ve teknoloji üreticisi, ürettiği en iyi paneli, en iyi yongayı kendi ürünlerine saklıyor desek yanlış olmaz, zira baştan söyleyelim 55KS9500 de bunun en iyi örneklerinden biri. Yeni serilerde fiziksel anlamda göze çarpan ilk şey incelik oluyor, çok daha ince bir forma kavuşmuşlar, hoparlör kurulumunda da iyileştirmeler var. İçerideki teknoloji anlamında da HDR ve Qantum Dot teknolojisi göze çarpıyor, ikisi de görüntü kalitesini arttıran ve ileriye dönük yatırım diyebileceğim şeyler.
Dev kutu içerisinden One Connect arayüzü, yeterli uzunlukta kablosu, kablo yönetim plastikleri, duvara monte vidaları ve giriş çıkış kısmını örten kapak yer alıyor, televizyonun arkası, yani görülmeyecek bir yer olmasına rağmen ince düşünülmüş bir detay açıkçası, sevdim.
Karşımızda 55 inç 140 ekran dev bir TV var, ilk intibası oldukça iyi zira gayet ince çerçevelere sahip, hele kapalıyken gerçek metal çerçeveler de olmasa sadece ekrandan oluştuğu izlenimi yaratıyor. Ekran açıldığında kenarlardan metal çerçeveler dahil toplamda 1cm, alt bardan 1.5cm’lik bir çerçeve oluşuyor.
Kalınlık demişken panelin de ultra ince olduğunu eklemeden geçmeyelim, tam karşınıza alıp bakarken kalınlığı belki pek bir şey değiştirmiyor ama duvara monte edecekler için belirteyim, panelin üst yarısı 0.9cm, alt yarısı 4.5cm kalınlığında, kalın kısımda hoparlörler bulunuyor, çok agresif olmasa da kavisli bir ekran olduğu için duvara monte edildiğinde duvardan biraz dışarıda kalıyor televizyon ama sağ tarafta sağa bakan çıkışları olsun, giriş çıkışları başka alana taşımaya yarayan One Connect modülü olsun gerçekten kolaylık sağlıyor.
Çerçevelerin metal olduğunu laf arasında çıtlattık, ince profilli oldukları için oda veya güneş ışığıyla parlayıp dikkat dağıtmıyorlar, verdikleri hissiyat ise gayet iyi. TV’yi ayakta tutan bacaklar ortada. Yine gerçek metal ve metalin soğuk hissi gayet hoş, ciddi parmak izi tutuyorlar ama bir defa temizledikten sonra zırt pırt bacaklarına tutmayacağınız için bu durumun pek bir ehemmiyeti yok bence, asıl önemli olan TV’yi sabit ve stabil tutabilmesi ki bunu başarıyor.
Tam ortada, alt barı kalınlaştırmayacak şekilde, parlak malzeme üzerinde beyaz aydınlatmalı Samsung logosuna yer verilmiş, parlaklığından değil ama tam karanlık bir ortamda biraz dikkat dağıtıyor diyebilirim. Logonun hemen altında tek tık tek bir buton var temel ayarları yapabiliyorsunuz, uzun bastırınca üzerine geldiğiniz ayarı yapıyor.
55KS9500’ün arkası siyah ama gri çizgilerle hem görünümü güçlendirilmiş hem de doku kazandırılmış, özellikle televizyonun arkasına eliniz gider mi bilmem ama dokunması hoş, mesela bir salonun ortasına konumlandırabileceğiniz kadar hoş görünüyor arkası. Sağ alt köşede PCMCIA kart slotu, USB 2.0 portu, Ex Link, RJ-45 ve One Connect portu bulunuyor, tüm görüntü bağlantılarını One Connect üzerinden yapabiliyorsunuz. Arka yüzünde
4 tane HDMI 2.0, yani 4K 60hz görüntü aktarımı yapabileceğiniz portlar ve uydu girişleri, sağında biri taşınabilir diskler için biri mesela flash bellek takabileceğiniz iki USB portu bulunuyor, solunda da dijital ses portu var. One Connect özellikle USB üzerinden içerik tüketirken televizyonun arkasına uzanma derdinden kurtarıyor. Mesela ben telefonumu bağlayıp içeriğine ulaştım hemen, gerçi telefondaki Micro-SD hafıza kartına erişim sağlayamadım bir türlü, yazılım güncellemesiyle halledilebilecek bir şey bu gerçi. Toplam üç USB portunun USB 2.0 standardında olması açıkçası hız anlamında bir engel teşkil etmiyor ama mesela bir tanesi USB 3.0 ve hızlı şarj destekli olsaydı hızlı şarj destekli telefonumu daha hızlı şarj edebilirdim, bu segmentteki bir televizyondan da bunu beklerdim açıkçası.
55KS9500’ün kumandasına göz gezdirelim isterseniz, bu tarafta sade gibi görünen ama bazı tuşların aslında ekrana taşındığı, sesli arama yapmak için mikrofonlu minimal bir kumanda var. Ses ayarı ve kanal geçişi için butonları aşağı yukarı ittiriyorsunuz, biraz alışmak gerek. Tizen arayüzü için home butonu, geri gelme, devam ettirip durdurma, yön kontrolcüsü, ekstra, numerik ve mikrofon butonu bulunuyor.
Mikrofon İngilizce konuştuğunuz sürece iş görüyor, menüler Türkçe olsa da sesli arama için İngilizce konuşmanız gerekiyor, klavyesi de aynı şekilde İngilizce. İnternet tarayıcısında çok fonksiyonel değil ama genel kullanımda rahatsız edici olmaması için mesela arkasında klavyeye yer verilmemiş, bunun yerine kablosuz klavye, fare ve kontrolcülerinizi tanıtıp kullanabiliyorsunuz.
Sıra geldi incelemenin en önemli oyuncusu, panelin kendisine. 55 inç 140 ekran 4K çözünürlüğe sahip Edge LED aydınlatmalı 10-bit bir SVA panel. Samsung’un kendine ait bu panel türü daha önce PVA adıyla geçiyordu ve MVA’ya alternatif olarak geliştirilmişti, IPS ve TN panellerin iyi yanlarının bir senteziydi, bu SVA panel de dolayısıyla öyle.
Edge LED, televizyon ve panel meraklılarının hep soğuk baktığı bir aydıntlatma türü, ultra ince panellerin önünü açıyor fakat aydınlatmanın homojen dağılması konusundaki sıkıntılarıyla bildiğimiz bir panel. Güzel haberi vereyim hemen, Samsung UHD Dimming ve ince detay çalışmalarıyla bu meseleyi aşmış, günlük kullanımda, bilgisayarınızı bağladığınızda veya üzerinden oyun oynarken, ışık ekranın her yerine homojen dağılıyor, kenarlar aydınlık ortası karanlık diye bir şey söz konusu bile değil, en azından aydınlık ve karanlık ortamlarda yaptığım testlerde çıplak gözle herhangi bir sıkıntı göremedim, takdir edilesi gerçekten. Ekranın maksimum ışığı da gayet iyi, idealin üzerinde, önündeki sensör sayesinde otomatik ekran ışığı ayarı da yapabiliyor. Ortam veya mesela pencereden gelen güneş ışığına boğulmayan bir ekran, yansımadan yana endişelenecek bir şey yok açıkçası.
Panelin gerçek yenileme hızı 120hz, interpolasyon ile 240hz’lik bir değer elde edilebiliyor. 4K çözünürlük ve 50 megabit/saniye üzeri video içeriklerle yaptığım testlerde akıcılık anlamında herhangi olumsuz bir şey gözüme çarpmadı, aksine akıcılık anlamında gayet keyifli. Hızlı sahnelerde herhangi bir kesilme veya yırtılma oluşmuyor. Şu ana kadar deneyimlediğim, görüntü akıcılığını arttıran teknolojiler içerisinde de 55KS9500’dekinin gayet iyi ve stabil çalıştığını söyleyebilirim, normal tv yayınlarında olsun veya 30 kare/saniye sabit bir videoda olsun verdiği sonuç tatminkar. Upscaling yani çözünürlük yükseltme konusunda ise mucizeler beklememek lazım, tüm TV’ler için söylüyorum bunu, izleyeceğiniz videonun en azından 720P olması gerek, 1080P videolarda verdiği sonuç ise iyi.
Vertical banding, Türkçesiyle dikey dalgalanma diyebileceğimiz sorunla karşılaştın mı dersen hayır, ekranda herhangi bir dalgalanma yaşamadım.
Netliğe, renklere ve renk profillerine yoğunlaşalım biraz. Kendi üzerinde varsayılan profiller dengeli profiller amma velakin detaylı ayarları da mevcut, mesela ben ışık ve kontrast ayarı yapıp bir de renk sıcaklığını arttırdım, renkleri istediğim kıvama getirebildim, önemli olan da bu zaten, ekranı istediğiniz renk profiline sokabilmeniz. Beyazlar gayet iyi, ne sarı ne maviye kaçık, siyahlar beni özellikle etkiledi zira panel kapalıymışcasına derin siyah alabildim, Precision Black Pro özelliği kağıt üstünde kalmamış, pratikteki yansıması gayet iyi.
SVA panel gerçekten yetenekli bir panel, IPS veya MVA’dan altta kalır bir yanı yok, tepki süresi de TN panel kadar değil ama IPS ve MVA’dan çok daha iyi. Yeniden renk üretimi performansı gayet başarılı, kendi göz zevkinize göre bir renk profili oluşturursunuz tabii ama burada mesele panelin renk üretim gücünün yüksek olması ki gayet iyi, kavisli ekranla beraber kendinizi izlediğiniz içeriğin içerisinde bulmanıza yetecek kadar hem de, özellikle de yakından bir monitör olarak kullandığınızda bu hissi daha etkili yaşıyorsunuz.
4K bir panel olmasının yanısıra Quantum Dot ile geliyor oluşu panelin netliği konusunda büyük rol oynuyor, “sonuçta televizyon, yakından bakınca görüntü bozulur” diye düşünmeyin hiç, büyük bir ekran olduğu için bir monitörden biraz daha uzaktan bakıyorsunuz ama detaya inmek için dibine girdiğinizde bile karşılaştığınız netlik gerçekten etkileyici. Bilgisayarı bağlayıp oyun için televizyonun oyun moduna geçerek gecikme süresini de mümkün olduğunca düşürmek mümkün, oyun esnasında şahsen gecikme konusunda yakındığım bir şey olmadı.
HDR’dan bahsetmiştik, Türkçesiyle Yüksek Dinamik Aralığı şeklinde adlandırabileceğimiz bu özellik sayesinde uyumlu içeriklerde ışık ve renkteki dip ve tepe değerler arasında daha fazla kademe bilgisi bulunuyor. Mesela çok karanlık bir ortamda çok parlak bir obje var, hem koyu hem de açık tonların gösterilmesi gerek, işte HDR burada devreye giriyor, daha fazla kademe bilgisiyle daha doğru renklerin gösterilmesini sağlıyor. Ne var ki, HDR içerikler şu an için oldukça az, Netflix ve Amazon Prime gibi hizmetler üzerinden erişebiliyorsunuz belki ama yine de kısıtlı, özellikle ilerisi için bir yatırım mı, evet bir yatırım.
Televizyonun arayüz temelini Tizen oluşturuyor, yonga tarafında dört çekirdekli bir yongadan destek alınmış. Arayüz mümkün olduğunca sade tutulmuş, seri çalışıyor, internet tarayıcısı nispeten hızlı, ağır sitelerde dahi takılmadan, hıçkırmadan devam edebiliyor ama tabii mağazasında oyun olsa da bir oyun makinası değil. Uygulama mağazası zengin değil ancak Facebook, YouTube, Digitürk Play, Netflix gibi temel uygulamalar var, bunlar yeterli geliyor ama bi’ Spotify’i aramadım değil zira televizyonun hoparlör kurulumu zevkle müzik dinlemeye açık.
Arayüz belirli aralıklarla güncelleme alıyor, mesela test ofisimize geldikten bir süre sonra güncelleme aldı, güncellemeden önce soruluyor, arkaplanda indiriliyor, bittiğinde de televizyon yeniden başlatılıp aktif hale getiriliyor, otomatik gerçekleşen bir süreç, özel bir uğraşa gerek kalmıyor.
Sistem Wi-Fi hattı üzerinden ekran aktarımına imkan kılıyor, bağlı olduğunuz Wi-Fi hattının ve bağlandığınız modem veya router da ekran paylaşımının kalitesi için önemli ama ortalama şartlarda sıkıntı yaşamadan görüntü ve ses aktarabiliyorsunuz, video aktarımında da ben şahsen bir problem yaşamadım, atlama hıçkırma olmadı.
Herhangi bir depolama biriminden video izleyeceksiniz diyelim, Tizen arayüzü video formatı konusunda herhangi bir problem yaratmıyor. Testlerimde 4K çözünürlükte ve 50megabit/saniye üstü videolar kullandım, pürüzsüz bir şekilde videolarımı oynatmayı başardı. Kullanımı yaygın mp4 olsun mkv olsun Xvid olsun veyahut h.265 ile işlenmiş olsun, tanımamazlık yapmıyor.
Duyulara hitap eden bir donanımı, hoparlörleri ele alalım, zira geçen sene modellerinden bu yana Samsung da hoparlörleri elden geçirmiş. Dolby Digital Plus ile güçlendirilmiş toplam 60W RMS ses çıkışına sahip, 4 + 1 kurulumunda, bir subwoofer’a sahip yani. Müzikten önce günlük TV yayınlarındaki ses deneyiminin keyifli olduğunu söyleyeyim, maksimum ses anlamında da odayı doldurmanın ötesinde bir ses yüksekliğine sahip. İster televizyonun kendi hoparlörü ister Bluetooth ile bluetooth bir hoparlöre, ses çıkışı gayet detaylı.
Standart, müzik, film, ses netleştirme ve yüksek şeklinde profiller var, mesela müzik ayarı baslar ve tizleri arttırıyor, mid’leri kısıyor, film modunda çevresel ses önceliğe alınıyor ve gibi gibi, profiller hoşunuza gitmezse eğer ekolayzır ayarı yapmak mümkün, hoparlörlerin ekolayzıra karşı tepkisi de gayet iyi. Yüksek çözünürlüklü video ve ses içeriklerinde açıkçası beklediğim ses performansını yakaladım, film ve dizilerde, çevresel ses destekli içeriklerde atmosfer oluşturma ve ses yönü konusunda başarılı buldum, sesler net geliyor, vokaller bass’ların ardında kalmıyor, patlama seslerini gürül gürül hissediyorsunuz, subwoofer açıkçası bir TV hoparlörü kurulumuna göre iyi iş çıkartıyor.
Samsung 55KS9500, gerçek 120Hz 10-bit SVA paneli, canlı renkleri ve özellikle siyah başarımıyla ciddi manada iyi bir televizyon, hele bir de bir bilgisayardan görüntü aktarıp oyun oynadığınızda eğilimli ekranda yaşadığınız deneyim tek kelimeyle inanılmaz. Ses performansı dizi-film izlemek için de oyun oynamak için de yeterlinin ötesinde, Tizen arayüzü fena değil ama mesela Türkçe klavye ve Türkçe ses komutlarını algılayabilmesini isterdim. SUHD’nin üst segmente oynadığını söylemiştik, fiyatı da üst segmente oynuyor ve bu videonun yayınlandığı tarih itibarıyla 7000-7500 liralık bir fiyat etiketine sahip, peki hak ediyor mu? Samsung gerçek metal çerçeveleri, arka yüze de öndeki kadar emek sarfetmesi, Quantum Dot, HDR ve daha birçok teknolojiyle güçlendirdiği gerçek 120Hz 10-bit SVA paneli, istediğiniz gibi şekillendirebileceğiniz yüksek renk kalitesi, ekran parlaklığı ve başarılı hoparlörleriyle şahsen bu fiyatı hak ediyor.
Böylelikle bir incelememizin daha sonuna gelmiş olduk, bir sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın.