Samsung tarafında S8 serisiyle uçtan uca ekran ve yuvarlatılmış hatların hakim olduğu tasarımla tanışmıştık. S9 serisisi yine bu tasarımdan yola çıkılan, lakin parmak izi okuyucusun yeri, stereo hoparlör ve inceleyeceğim S9+’a özel ayarlanabilir diyaframlı arka kamera gibi ciddi güncellemelerin yapıldığı bir seri.
Siyah, gösterişten uzak ve geri dönüştürülebilir kutudan telefonun kendisi, 9V 1.67A hızlı şarj adaptörü, 1.2 metrelik dirice bir Tip C kablosu, Tip C’den Tip A’ya dönüştürücü ve AKG imzalı kulak içi kulaklıklar çıkıyor.
Kablosu yeterli uzunlukta, kumaş kaplı ama öyle kaskatı durmuyor. Haznelerinin üstü metal, kulağa bakan kısmı da yumuşak silikon malzemeden, hem kulağı yormuyor hem de kulağınıza göre bir uç seçerseniz kolay kolay düşmüyor. Maksimum sesi benim gibi kulakları biraz açmış biri için bile gayet iyi, dinamik aralığı, detay ayrımı başarılı. Bas-tiz anlamında belki biraz daha, gümbür gümbür olmasa da bas yanlısı, iyi yanı şu tizler yutulmuyor. “Aman Tanrım büyülendim” diyemem ama kutudan çıkan bir kulaklığa göre çok iyi. Odyofiller yine kendi keyiflerine bakarlar lakin bir müzik severi doyurur.
Ülkemizde üç renk seçeneği var, Gece Siyahı, Titanyum Grisi, Leylak Moru olarak geçiyor Samsung’da. 15.8cm boyunda, 7.3cm eninde ve 8.5mm kalınlığındaki telefon 189 gram ağırlığında. S8+ ile eni boyu hemen hemen aynı ama biraz da ağır ve kalın S9+, rakipleri arasında da kalın.
Cam-metal, sandviç gövdeyi elime alınca kavisli yapısı, ince metal çerçevesi derken tamam kıyasla ağır ve kalın ama öyle bariz bir şekilde de iri yarılık söz konusu değil kesinlikle. 6.2 inç ekranın kasaya oranı ise %84.2. Tek elle ekranın büyük bir kısmına hakim olabiliyorsunuz, yolda izde, ayakta zorlamadı ama sonuçta 6.2 inç bir ekran, ikinci eli istediği zamanlar oluyor. Ön yüzeyden dışarı hafif çıkıntılı mat çerçeveler, ek yapayım buraya, S8 serisinde daha parlak bir malzeme kullanılmıştı, çok daha şık durmuş. Çıkıntıların ele tutunma konusunda artıları var ama yine de kaygan bir telefon, bir kılıf lazım bence.
Üst barda özçekim kamerası, metal ızgaralı ahize, iris okuyucu, yakınlık sensörü ve çok renkli bildirim LED’i var. Alt barda da sanal butonları görüyoruz, ekran kapalıyken aşağıdan yukarı kaydırarak uyandırabiliyorsunuz telefonu.
Sağda açma kapama butonu ki kesinlikle biraz daha aşağıda olmalıydı, solda orta parmağımla eriştiğim ses ayarı butonları, bir de Bixby butonu var. S8’de de olduğu gibi Bixby butonuna genellikle kazara bastım, bir süre sonra alışıyorsunuz, isterseniz devre dışı da bırakabilirsiniz butonu.
Yukarıda Nano SIM ve Micro SD kart girişi var ki çerçeveler mat olunca anten çizgileri daha bir gizlenmiş, güzel olmuş bence. Aşağıda hoparlörlerden biri, Type C girişi ve 3.5mm jack var. Hızını test ettim, bilgisayara kutudan çıkan kablosuyla 38-40MB/saniye ile aktarım yapabildim. Samsung sağolsun jack’ı devam ettiriyor, umarım böyle de devam eder, zira şahsen dönüştürücüyle, şunla bunla uğraşmaktan hiç haz etmiyorum.
Önü gibi arkası da Corning Gorilla Glass 5 ile kaplı. Camın güzelliği, yansımasından doğan görünümü bence parmak izine değer. Böyle yüzeylerin tozundan, kirinden şikayet etmenin kimseye faydası yok artık. Çift kamera paketinin çıkıntısı yok sayılır, 0.2mm’den bahsediyoruz, böylece masada yalpalama sıfıra inmiş oluyor. S8 serisi ve Note 8’de parmak izi okuyucusunun yeri çok tartışıldı, ben de ergonomik bulmamıştım arkadaşlar, S9’da istenen yere gelmiş. Erişmesi kolay, tekrarlatmıyor ve seri çalışıyor.
İris tarama gün ışığında hızlı ve stabil, Samsung gözlük ve lens ile verim düşer diyor, evet bazen lenslerim yüzünden inat etti ama çoğunlukla az ışıklı ortamlarda bile biraz dikkat ederseniz çalışıyor. Bir de akıllı tarama var, bu da yüz ve iris taramanın birleşimi bir kilit sistemi, gözlük veya lens varsa bu daha pratik. Nabız sensörü artık sadece nabzı değil, tansiyonu da ölçebiliyor. Normal bir tansiyon aletiyle My BP Lab uygulamasına değerlerinizi, baz bir değeri giriyorsunuz, telefondaki sensör de algıladığı değişikliklerle bu baz değer üzerinden tansiyonunuzu ölçüyor. My BP Lab ile Samsung ortaklaşa bir çalışmaya girmiş durumda, henüz son halini almış değil, son halini aldığında ayrıca bir video çekeriz bu konuda.
6.2 inç boyutundaki 18.5:9 formatındaki ekran 2960x1440 çözünürlüğünde, Super AMOLED panelde 529PPI piksel yoğunluğu yakalanmış, ekran cam gibi net. Renkler olabildiğine canlı, başka bir telefondan geçince panelin, ekrandan çıkacakmış gibi renklerin ne kadar cezbedici olduğunu anlıyorsunuz.
Beyazlar iyi sayılır, siyahlar kömür karası. Dizi, film, anime, AMOLED panellerde gerçekten keyifli, özellikle karanlık sahnelerde detayları hayli iyi tuttuğunu gördüm. Laboratuvar ortamında testler yapan Display Mate de izlenimlerimle örtüşecek şekilde S9 ve S9+’ın en iyi ekrana sahip telefonlar olduğunu söylüyor. DCI-P3 renk gamutu ve HDR10 destekli olduğunu da ekleyelim, YouTube’da, desteği gelince Netflix’de faydalanabilirsiniz bunlardan.
En parlak ekranlardan biri var S9+’da, 600 nit’in üzerinde. Güneş altında telefon hiçbir zaman ekran ışığını sonuna kadar açmıyor, buna gerek kalmadan rahatlıkla görünür kalabiliyor. Bakış açıları ekstrem açılardan dahi sorunsuz, renklerde milim sapma yok, OLED ekranlarda renk sapmaları tekrar gündeme gelmişken Samsung paneller yine ders veriyor.
Ekrana 2. jenerasyon 10nm FinFET üretim mimarili Exynos 9810 güç vermiş. Samsung’un özelleştirdiği üçüncü nesil dört Mongoose çekirdeği 2.7GHz’e, diğer dört Cortex-A55 çekirdeği 1.8GHz’e kadar çıkabiliyor. Tam yük altında 8 çekirdeği 8’i de aktif çalışıyor.
GPU tarafında 18 çekirdekli Mali-G72 var. S8 ailesindeki Exynos 8895’e kıyasla ortalama %40 ve gördüğünüz üzere S7 Edge kıyasla neredeyse iki kat daha güçlü bir yongadan bahsediyoruz. Modem tarafında LTE CAT18 bir modem var, 1.2Gbit/saniye indirme ve 200Mbit/saniye yükleme hızı destekli ki ülkemizdeki 4.5G potansiyelini üçe dörde katlayacak bir potansiyel hız bu.
Real Racing 3, oyun 60 kare/saniyeyle, yağ gibi akıyor, anlık takılma, kare düşmesi sıfır. Modern Combat 5 de aynı şekilde akıcı, nişan alması, oynaması daha kolay oluyor. PUBG’yi de testlerime ekliyorum artık, yüksek detay ayarında gayet akıcı, nişan almak geniş ekran formatı itibarıyla daha kolay. Telefonun oluşturduğu ısı kayda değer bir ısı değil, misal veriyorum Snapdragon 835’li LG V30+’dan çok daha serin çalışıyor.
6GB LPDDR4x RAM ve 64GB dahili depolamayla gelen telefona 400GB’a kadar Micro SD kart takabiliyorsunuz, 128GB ve 256GB versiyonları da var. Yonga UFS 2.1 standardında olunca okuma ve yazma performansı direkt tepeyi temsil eder bir performans gösterdi. Günlük kullanımda farkını ne kadar hissedersiniz tartışılır ama Samsung en hızlı depolamayı sunmuş.
Kamera paketi S9+’ı ayıran en önemli şey. İki kamera var, biri 12MP çözünürlüğünde, 1/ 2.55 inç sensörlü ve düşük ışıkta daha başarılı, 1.4 micron boyutunda piksellere sahip ana kamera. 77 derece görüş açısına sahip, ayrıca Dual Pixel ile odaklamada en stabil ve en hızlı çözüm, biri değil direkt en iyisi. Vurucu özelliğine geldik, diyafram bıçakları sayesinde F1.5 ve F2.4 şeklinde diyaframı ayarlanabiliyor, detaylarına ineceğiz. İkinci kamera telefoto kamerası, 12MP, F2.4 diyaframlı, otofokuslu, 1 mikron pikselleri var, daha çok bokeh efektinde ve optik yakınlaştırmada bize yardımcı oluyor. Bu arada, iki kameranın ikisinde de OIS, optik imaj sabitleme var. Özçekim kamerası 8MP çözünürlüğünde, oto fokuslu bir kamera. 1 /3.6 inç sensör ve 1.22 mikron piksellere sahip, 80 derece görüş açılı.
Güç tuşuna çift basarak da açılabiliyor kamera, gayet hızlı ve pratik. Arayüzü biraz daha IOS’vari, ben pek tutmuyorum bu arayüzü ama alışınca kullanılır. Pro, canlı odak, süper ağır çekim ve AR Emoji gibi modlar var arayüzde. Çektiği fotoğraflar harika, 12MP’in hakkını verir oranda net ve keskinler, S7 ve S8’e göre renk dengesini de daha doğru buldum.
Işık dengesi ve pozlama ise sık değil ama bazen kaçıyor, mesela bu fotoğrafta şapkadaki detaylar pozlamadan dolayı kayboldu, güncellemeyle halledilir. Noise yönetiminde hatrı sayılır derecede daha başarılı, bunu her fotoğraf çekiminde 12 kare yakalayıp tek karede toplamasına borçlu.
Bokeh efekti için çekim mesafesini iyi ayarlarsanız gayet güzel, tam sosyal medyada paylaşmalık sonuçlar alınıyor, kenar belirlemede iyi iş çıkarıyor, ortam az ışıklı olsa da sapıtmıyor.
F1.5 ve F2.4 diyafram demiştik, otomatik modda karanlıkta otomatik olarak F1.5’e geçiyor ve sensöre daha fazla ışık ulaşmasını sağlıyor, ortam yeterince aydınlıksa F2.4 ile devam ediyor, ekstra bir şey yapmanıza gerek yok.
Pro modda kontrolü ele alabiliyorsunuz, F1.5’in düşük ışık performansı, bokeh efekti gayet iyi ama yakın çekimlerde daha geniş bir alanı netleyebildiğinden F2.4’ü tercih ediyorum ben, F1.5 ve F2.4 arasındaki bokeh farkı da gördüğünüz gibi.
2x optik yakılaştırma iş yapıyor, yakınına giremediğiniz sahnelerde faydasını görürsünüz diye düşünüyorum. Yakınlaştırmanın da verimini test ettim, normal mod ve 2x yakınlaştırmalı fotoğrafın detayına inince yakınlaştırmalı olan belirgin şekilde daha net, işin içinde yapay, yazılımsal bir şey yok gördüğüm kadarıyla. Video tarafı da gayet tatmin edici, 45Mbit ile kayıt alıyor, S7’den bu yana video tarafı gayet iyi, görüntüler gayet keskindi, dinamik aralık başarılıydı, kaydettiği ses kullanılabilir bir sesti. S9 ise özellikle OIS geliştirilmiş, gimbal ile çekiyormuşcasına görüntüler aldığım oldu, yalnız renkleri bir tık soluk buldum bunu da söyleyeyim.
Super Slow Mo, yani 960 kare/saniye video çekimi popüler başlıklardan biri. Moda geçip kaydı başlatıyorsunuz, kamera bir hareket algıladığında 0.2 saniyelik bir kayıt yapıp bunu 6 saniyelik bir ağır çekim videosuna dönüştürüyor. Lakin biraz nazlı, hem odağı kaçırmaması hem de ortamın iyi aydınlatılmış olması gerek, bunları sağlarsanız güzel şeyler çıkıyor. Yalnız ben
1080P 240 kare/saniyeyi daha kullanılası buldum, öyle çok kuralı şartı yok, günlük ışık yeterli geliyor ve gayet güzel, sinematik şeyler yakalanabiliyor.
Özçekim kamerası bir defa odaklama yapabildiği için sizi sahneden ayırabiliyor, güzel oluyor. Fotoğraflar net mi, net ama 8MP için yeterince net, daha yüksek çözünürlüklü kameralar da gördük. Yakından üç kişiyi sahneye sığdırabildim rahatlıkla, sakın ola makyaj modunu açmayın, tüm detayları alıp götürüyor.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta var, kamerayı açıp 1-2 saniye bekleyip de çekmek gerekiyor, hızlı ama odaklama yapması gerekiyor sonuçta. Ön kamera da bokeh efekti uygulayabiliyor, vücut hatlarında sorunsuz diyebilirim, saçlarda rakiplerinde de olduğu gibi sahneye göre iyi kötü değişiyor performansı. Videoda 2K çekimle FHD rakiplerinden keskinlik olarak daha iyi, odak çoğunlukla stabil, arada kaçıp geri geliyor gerçi.
Toplamda kamera paketi sosyal medya için biçilmiş kaftan, ortam biraz karanlıktı şuydu buydu demeden otomatik modda şip şak gayet güzel sonuçlar alıyorsunuz, bu fotoğrafı ben çektim demek, daha iyi sonuç almak için de Pro mod komutayı size veriyor. AR Emoji’nin birkaç defa kullanıp “Ahaha güzelmiş” deyip sonrasında bakmayacağınız bir şey olduğunu düşünüyorum, bu konudaki yorumlarınızı beklerim.
Apple’daki Animoji’den sonra bu tür şeyler hoşunuza gitmiş olabilir, doğrudur ama şöyle bir şey var, yüz okumada ve animasyonda Animoji kadar iyi değil. Bixby’nin anlık çeviricisini de öne çıkarıyor Samsung, ne var ki bu Google Çeviri ile uzun zamandır var olan bir şey, çalışıyor mu peki, çalışıyor.
Android 8 üzerine kurulu Samsung Experience seri, takılmıyor, hıçkırmıyor, eski TouchWiz’den kötü anılarınız olabilir ama bu sefer olmuş. Tema mağazasında ücretli, ücretsiz kullanılası temalar var, duvar kağıtları, simge paketleri, kilit ekranı göstergeleri, keyifli olmuş aslında. Telefon varsayılan olarak FHD+ çözünürlüğe ayarlı, isterseniz azaltıp yükseltebiliyorsunuz, ben ekranı doğal çözünürlüğüyle kullandım. Edge ekranı var ki aktif bir şekilde kullanıyorum, hızlı erişim için gayet pratik.
Navigasyon çubuğu sabitlenebiliyor, gizlenebiliyor, istediğiniz uygulamayı tam ekran görüntüleyebiliyorsunuz. Always on Display ile telefon uyurken çeşitli bilgileri görmek mümkün, korkmaya gerek yok, pikseller yer değiştirdiği için yanma durumu olmuyor. Oyun modunu sevdim, normalde bildirim gelince ekrana düşer, ses çıkarır, oyunu böler ama mod ayarlarından bunu engelleyebiliyorsunuz, gerçi bazen oyunun da sesini kesiyor, bu konuda bir güncelleme alması lazım.
Samsung’un Harman’ı bünyesine kattığı günden beri beklediğim bir şeydi stereo hoparlör. AKG’nin, ki yine Harman’ın bir parçası, geliştirdiği hoparlörlerden biri alıştığımız yerde aşağıda, diğeri hoparlör görevi de görebilen ahize aslında. Maksimum sesi gayet yüksek, detay ayrımını da başarılı buldum, tok seslere güzel değiniyor, telefonun arkasında o hoş bas titreşimini hissedebilmek güzel ama sesi %70-80’in üzerine çıkarınca ses iyice tizleşiyor, gerçi %70-80 ses yine gayet yüksek. Dolby Atmos destekliler, farklı modları var, hoparlörler iyi olunca kabaca aslında ekolayzır ayarı olan bu modlarla ses profillerini şekillendirebiliyorsunuz, ilk defa destekleyen bir telefonda Dolby Atmos’u özellikle açık bıraktım.
Samsung kulaklık çıkışı üzerine çok durmadı ama içeride 32-bit/384kHz destekli bir kodek var aslında. Xiaomi Mi Pro HD gibi çok sürücülü, doyurması zor bir kulaklığı tatmin edecek seviyede doyurdu, dinamik aralık başarımını da bir müzik sever olarak gayet tatminkâr buldum. Genel olarak, LG V30+’da deneyimlediğim ESS Sabre DAC gibi, çıkışı gücü anlamında odyofil sınıfı bir çözüm değil ama yine de bir müzikseverseniz eğer gayet memnun kalacağınızı düşünüyorum.
Batarya. 8.5mm’de 3500mAh batarya özellikle de Mate 10 Pro gibi bir rakibine baktığımızda gayet mütevazı kalıyor, Note 7’de yaşananlar Samsung’a batarya konusunda bir pranga oldu adeta. Otomatik ekran ışığı ve günün büyük çoğunluğunda hücresel veri ile internette sörf, bol bol Whatsapp ve Spotify, yarım saat civarı telefon görüşmesi, bol bol fotoğraf ve video kaydıyla beraber ortalama 5.5 saat ekran süresi elde ettim, günü çıkarmaktan fazlası. Tam şarjı ise 1 saat 45 dakika civarı sürüyor, Samsung tarafı için iyi bir süre ama S6 ailesinden beri hızlı şarj tarafında pek bir şey değişmedi. Kablosuz şarj da destekli, incelemesini de yaptığımız EP-NG950 kablosuz şarj standıyla neredeyse kablolu kadar hızlı şarj oluyor telefon, Apple cephesinden bu konuda hayli önde Samsung.
Wi-Fi modülü 802.11ac standardında, 4x4 MIMO ve 256-QAM destekli, ne demek oluyor bunlar peki? Yüksek modülasyonla ASUS DSL-AC88U gibi modem/router’ların hızından daha iyi faydalanabildiğini anlamına geliyor, sıradan cihazlarla da gayet güzel çalışıyor tabii, 2.4GHz ve 5GHz kanallarına menzil veya stabilite sorunu olmadan bağlanabildim. Bluetooth 5.0 destekli telefon, bant genişliğinin bir önceki nesle göre ikiye katlaması falan, bu değil, iki aygıta da aynı anda ses verebilmesi pratikteki en güzel yanı, yani 2 Bluetooth hoparlör bağlayıp stereo bir kurulum yapabiliyorsunuz, gerçi ufak bir senkron kayması var, bendeki hoparlörden kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Samsung Galaxy S9+. Tasarımda S8’in üzerine koyulmuş bir tasarım, özellikle parmak izi okuyucusu artık olması gereken yerde, Samsung kullancıları dinlemiş, ayrıca metal çerveve daha mat ve bence daha şık olmuş. Ayarlanabilir diyafram Samsung’un Çin’e özel kapaklı telefonunu saymazsak globalde bir ilk, kamera paketi genel olarak sosyal medya paylaşımı için en iyilerden, şipşak bir çözüm ama yazılımsal olarak biraz toparlanması gerekiyor, zamanla olur. AKG iş birliğinden doğan kulakiçi kulaklık, kutudan çıkan bir kulaklıktan çok daha fazlası, kullanılası. Hoparlörlerin kalitesini bir kenara koyuyorum, sadece stereo hoparlör kurulumunda olması bile mono hoparlörleri defterinizden sildirebilir. Exynos 9810’un sentetik test sonuçları ortada, AnTuTu kullanıcılarının %99’unu defediyor. 6GB RAM, mobil tarafta en hızlı UFS 2.1 standardı depolama ki bence almışken en az 128GB’lığını alın, 6.2 inç harika bir Super AMOLED ekran ve 3500mAh batarya, bu telefonda daha fazlasını istediğim tek şey batarya kapasitesi oldu. İncelemenin yayınlandığı tarih itibarıyla Samsung Galaxy S9+’ın fiyatı 5.199 lira.
Rakiplere bakalım, iPhone X 6.099, Mate 10 Pro 4.399 ve LG V30+ 4.399 lira. Şahsen S9+’ın dengi rakibinin iPhone X olduğunu düşünüyorum, kafa kafaya telefonlar olduklarını düşünüyorum, bu yüzden iOS’u seviyorsanız biraz daha tuzlu fiyatıyla iPhone X lakin tercihiniz Android’den yanaysa alabileceğiniz en iyi telefonların başında geliyor Samsung Galaxy S9+.
https://www.gittigidiyor.com/samsung-galaxy-s9-plus