Evrenin en önemli konularından biri olan enerji kavramı petrol ve türevi ürünlerden ziyade yaşamsal fonksiyonları sürdürülen bazı olguları da kapsıyor. Bunlardan en önemlisi olan su artan nüfus ve paralelinde gelişen çevre kirliliği nedeniyle öngörülebilir bir tehdit oluşturuyor. Bu kapsamda düşünülen ve fikir aşamasından ziyade uygulamaya geçen en büyük fikirlerden birisi de endüstriyel atıksu arıtma sistemleridir.
Çeşitli sebeplerle kirlenen ve tüketime uygun olmayan suyun arıtılarak sağlıklı hale getirilmesi geri dönüşümün en hayati örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Profesyonel olarak 1999 yılında kullanılmaya başlanan bu sistem ağır metaller ile kirlenen suyu ise 2004 yılında arıtmayı başardı. Günümüzde evlerde kullanılan pratik arıtma sistemleri musluk suyunu saniyeler içinde arıtarak pH derecesi yüksek kaliteli bir suya dönüştürüyor. Endüstriyel kullanımın aksine evsel kullanımda çok daha önemli olan pH seviyesi sağlıklı bir yaşam için paket arıtma tesisi sistemlerinin ne kadar gerekli olduğunun da göstergesi durumunda.
Suyu sağlıklı kılan tek etken temiz olması değil. Sıvının asit oranını belirleyen ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 07.00 olarak belirlenen pH seviyesi sağlıklı su tanısının en belirleyici etkenidir. Bu kapsamda öncelikli olarak insan sağlığını korumayı hedefleyen evsel atıksu arıtma sistemleri suyu temizlerken pH seviyesini korumak ve düşük olan pH seviyesini de artırmak için bazı özel filtre teknikleri uyguluyor. Tüketim sırasında kan hücrelerine daha fazla oksijen taşıyarak suyun amacına uygun bir şekilde kullanılmasını sağlayan yüksek pH oranları ilave olarak mineraller ile desteklenirken kireç ve tortular ise sudan tamamen arındırılıyor.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz: Yoruma Kapalı: Bu içeriğe yorum eklenemiyor.