Joshua D. Brown’ın kontrolünde yarı otonom modda seyreden Tesla Model S’in karıştığı 7 Mayıs 2016 tarihindeki kaza, otonom/yarı otonom bir aracın karıştığı ilk ölümlü kaza olma niteliğini taşıyor. Kısa süre önce haberini de yaptığımız ve detaylarını verdiğimiz kazada Model S, önünde dönüş yapmakta olan traktörün beyaz treylerini son derece parlak bir hava durumu olarak algılamış ve freni devreye sokmamıştı. Aracın freni Brown tarafından da devreye sokulmadığı için treylere çarpan Model S’in 40 yaşındaki sürücüsü hayatını kaybetmişti.
Aslında bu tarz bir kaza otomotiv sektöründe uzun bir süredir endişeyle beklenmekteydi zira günün birinde bilgisayarların bir şekilde gerçek dünya şartlarını tam olarak değerlendiremeyeceği düşünülmekteydi. Durumu önemli kılan şey ise kazanın tam da birçok üreticinin yarı otonom ve otonom araçlar üzerinde çalıştığı ve halkın da yavaş yavaş bu sistemlere güveninin oturmaya başladığı döneme denk gelmesi. Bu olayın otonom araçları etkileyip etkilemeyeceğine ise yazının devamında değineceğiz.
Hem otomobil üreticileri hem de analistler otonom sürüş özellikleri eklendikçe, bu sistemler üzerinde daha fazla çalışılması konusunda hemfikirler zira araçlar her ek özellikle birlikte daha çok işlevin kontrolünü ele alıyor ve kullanıcıya düşen görevler her seferinde daha da azalıyor. Bu ilerlemeyle birlikte insanlar da sistemlere alışmaya başlıyor ve kontrolün tamamını sistemlere bırakmaya ve sistemlere olduklarından daha fazla güvenmeye başlıyorlar. İşte tam bu noktada, kazalar da bir bakıma kaçınılmaz hale gelmeye başlıyor.
Tesla’nın kendisinin de belirttiği üzere Autopilot sistemi henüz yeni ve bu sistemin otomobilin kullanıcıları tarafından elle devreye sokulması gerekiyor. Ayrıca sistem devrede iken kullanıcının her daim aracın kontrolünü elinde bulundurmaya devam etmesi ve sorumluluğu üstlenmesi gerektiği de Tesla tarafından belirtilen noktalar arasında.
Google ve Uber gibi şirketlerin tamamen otonom araçlar üzerinde çalıştığı bu dönemde, kazanın sadece Tesla ile sınırlı kalmayacağını söylemek zor olmaz zira halihazırda yarı otonom ve otonom sistemlere karşı ön yargısı bulunan insanların bu kazayla birlikte daha da şüpheci bir hâl alacağı, hatta sisteme güven duyan insanların bile şüphe duymaya başlayabileceği tartışmasız bir gerçek.
Güney Karolina Üniversitesi’nde otonom sürüş problemleri uzmanı olarak görev yapan hukuk profesörü Bryant Walker Smith’e göre insanların yıllardır düşündüklerinin aksine, otonom sürüş sistemleri tam olarak olgunlaşmış, kusursuz sistemler değiller. Ancak Smith, aynı zamanda aşırı miktarda gösterilecek bir tepkinin, otonom sürüşün getirdiği can kurtarıcı özellikleri de arka plana atabileceğini vurguluyor. Örnek vermek gerekirse, Tesla sürücüsünün öldüğü gün, ABD yollarında 100 başka insan da hayatını kaybetmişti. Smith, bu insanların hayatlarının belki de otonom sürüş sistemleriyle kurtulmuş olabileceğine dikkat çekiyor.
Yazıyı yine Smith’in konu hakkındaki sözleriyle noktalamak doğru olacaktır: “Araç kullanmak tehlikeli ve çözümü olmayan bir sorundur ancak geliştirilecek her çözümün başka bir dizi problem yaratacağı da unutulmamalıdır.”
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
R
sonsua kadar sürecek o video
Y
harbiden sıktı bu video
K
1 yaz kısa süre kullanım için ideal,
G
@ccguven evine giren surilere yemek olmuş ilk işleri yemek değilmiş...
M
Benim oğlana alayım bi tane
E
O ışık efektleri sadece yanlarda değil üstte de olmalıydı. Böylece tabancayı kullanan, kafasını yana eğmek zorunda kalıp, fıtık olmaz.
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
6419 kez okundu.
14 kişi, toplam 15 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
google, Tesla ve