ABD Enerji Bakanlığı (DOE) ve Beyaz Saray açık deniz rüzgarını, ülkenin enerji altyapısını güçlendirme planlarının merkezi haline getirerek, 2030 yılına kadar 30 Gigawatt açık deniz rüzgar enerjisi dağıtma hedefini açıkladı. Bu şu anki 42 Megawat'tan büyük bir sıçrayışı gerektiriyor elbette. Öte yandan bu hedefin gerçekleşmesi yalnızca 10 milyon Amerikan evine güç sağlamakla ve CO2 emisyonlarını 78 milyon ton azaltmakla kalmaz aynı zamanda 77.000 kadar yeni işi de destekleyebilir.
Bu girişimin başarısı büyük ölçüde araştırma ve geliştirmeyi (Ar-Ge) hızlandırmak ve böyle iddialı zaman diliminde yeni açık deniz sistemleri kurmak için ortaklıkları teşvik edecektir. DOE'nin Ulusal Yenilebilir Enerji Laboratuvarı (NREL) bu çabaların çoğunun merkezinde yer almakta ve açık deniz rüzgarı ile ilgili araştırmalarda yeni ortaklıklar kurmaktadır. NREL bir süredir endüstrideki yapılarla, hükümetin her seviyesindeki ajanslarla ve araştırma topluluklarıyla kaliteli işbirlikleri içinde. Bu anlamda NFEL, çevresel sorunları çözen ve endüstrideki yenilikleri geliştiren bir içgörü de sağlamış oluyor. Örneğin açık deniz rüzgarı platformları için tüm prototiplerin %80'i NREL'in laboratuvar ortaklarıyla işbirliği yaparak oluşturduğu NREL, açık deniz kaynaklı analiz araçlarının yardımıyla tasarlandı.
Bu işe giren ortaklar genel anlamda ABD açık deniz rüzgar kaynaklarının %60'ını oluşturan yüzer platform teknolojilerinin ve performansını ve pazar uygulanabilirliğini artırmak için NREL öncülüğüne güveniyor. Ayrıca son zamanlarda laboratuvar araştırmacıları dikkatlerini şebeke güvenilirliği, esnekliği ve verimliliğini artırmak için kara tabanlı kamu hizmetleri sistemleriyle açık deniz rüzgar enerjisinin entegrasyonuna çevirdiler. Bunun için de rüzgar enerjisinin iletimini anakaraya geri taşımak için denizaltı kabloları gibi ekipmanlar kullanılacak.
NREL Baş Mühendisi Jeroen van Dam sektörlerle yapılan işbirliğinin, Ar-Ge'lerinin gerçek dünyadaki sorunlarını ve önceliklerini ele aldığından emin olmanın ve bilimsel bilginin laboratuvardan pazara aktarılmasına yardımcı olmanın anahtarı olduğunu söyledi. Ayrıca ortaklıklar yapan sektör katılımcılarına pazar paritesi oluşturmak için araçlar verildiğinden ve bunun ABD'nin uluslararası oyuncularla yarışması için elzem olduğunu da ekledi.
Burada güzel olan elbette laboratuvarlarının sektörü çabalarıyla rekabet etmesi yerine onları destekleyen bir pozisyonda durması. Bu destekle beraber sektörler bu işlere girişinken kuşkusuz daha nesnel bir uzmanlık ve doğrulanmış güvenilir kaynaklara da sahip olacaklar. Böylece ilerleyen zamanlarda endüstri tek başına çok daha iyi teknolojilerle daha güçlü rüzgar türbinlerini tek başlarına üretebilir ve yeni tasarımları uygulayabilir duruma gelecektir.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.