Uygulama ile Aç

Devrim niteliğindeki jet motoru ilk ateşlemesini gerçekleştirdi

Astro Mechanica, hem ses altı hem de ses üstü uçuş için turboelektrik adaptif motor olarak adlandırdığı devrim niteliğindeki jet motorunun ilk sıcak ateş testini gerçekleştirdi.

Astro Mechanica, havacılık dünyasında çığır açacak bir yeniliğin ilk adımını attı. 2021 yılında Ian Brooke tarafından kurulan ve yalnızca sekiz çalışanıyla faaliyet gösteren bu yenilikçi girişim, turboelektrik adaptif motor adı verilen bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Bu motor, hem subsonik (ses altı) hem de süpersonik (ses üstü) uçuşlar için yüksek verimlilik sunmayı vaat ediyor.

Turboelektrik Adaptif Motor nedir?

Astro Mechanica'nın geliştirdiği bu motor, geleneksel turbojet ve turbofan motorlarının özelliklerini birleştiriyor. Elektrikli araç motor teknolojisinden ilham alınarak tasarlanan bu sistem, bir turbojeneratör ile elektrik üretiyor ve bu elektrik, kompresörü ve turbofanı bağımsız olarak çalıştıran yüksek performanslı elektrik motorlarına güç sağlıyor. Bu yenilikçi yapı sayesinde motor, sıkıştırılan hava miktarını kontrol ederek hem yakıt verimliliğini artırıyor hem de hız performansını optimize ediyor.

Bu kulağa karmaşık gelebilir, ancak aslında oldukça dahiyane bir yöntem; fan ve kompresör bileşenlerini ayırıyor ve kompresörü bugün elektrikli araç pazarında kullanılanlara benzer yüksek performanslı elektrik motorlarıyla bağımsız bir şekilde mekanik olarak çalıştırıyor.

İlk ateşleme testi umut vadediyor

Astro Mechanica, geçtiğimiz ayın ortalarında motorun Gen3 versiyonunun yüzde 30 güçle ilk sıcak ateşleme testini başarıyla tamamladı. Bu test, teknolojinin gerçek dünyada uygulanabilirliği için önemli bir dönüm noktası olarak dikkat çekiyor. Motor, farklı uçuş koşullarına uyum sağlayabilmek için üç farklı modda çalışıyor:

Bu sıralama oldukça önemli, zaten tek bir ünitede bunu yaptığı için bu motor konuğumuz oluyor.

Geleneksel turbojet motorlar, savaş uçaklarında gördüğümüz gibi, egzoz gazlarını kullanarak kompresör fanını döndürür ve havayı içeri çeker. Daha fazla egzoz gazı, daha yüksek hız anlamına gelir. Bu motorlar süpersonik hızlarda oldukça verimli çalışsa da, düşük hızlarda ciddi sıkıntılar yaşar. Turbojetler, verimli bir yanma için yeterli havayı sıkıştırmakta zorlanır ve yakıtın büyük bir kısmını israf eder.

Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, 1976-2003 yılları arasında kullanılan Concorde süpersonik yolcu uçağıdır. Concorde, yakıt verimsizliğiyle ünlüydü; yalnızca kapıdan piste taksi yapmak için yaklaşık 2 ton yakıt harcıyordu. Bu, düşük hızlarda turbojet motorlarının ne kadar verimsiz olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Ayrıca bkz.

İşte Çinlilerin benzersiz yeni oyuncağı: Fiyatı 280 bin dolar!

Turbofan motorlar ise düşük hızlarda daha büyük hava kütlelerini hareket ettirerek uçakları verimli bir şekilde ileriye taşımak için tasarlanmıştır. Ancak yüksek hızlarda, optimize edilmemiş büyük fanların yarattığı aerodinamik sürüklenme, verimlilik ve operasyonel sorunlara da yol açıyor.

Maliyet etkin bir yaklaşım

Savaş uçakları veya geleneksel uçak motorlarında en önemli unsur maliyet. Mesela Boeing 737 MAX'de bulunan CFM LEAP-1B motoru, motor başına yaklaşık 14 milyon dolara mal oluyor. Astro Mechanica, süpersonik yeteneğe sahip turboelektrik adaptif motorlarının daha ucuz olacağını, hareketli parça sayısının az olması nedeniyle bakımın da ucuz olacağını iddia ediyor. Hatta firma, bu motoru geleneksel jet yakıtından çok daha ucuz olan ve yakıldığında yüzde 30 daha az CO2 üreten sıvı doğal gazla (LNG) çalışacak şekilde tasarlıyor. Firmaya göre eğer ikonik Concorde, bu motoru kullanıyor olsaydı yüzde 61 daha fazla menzile sahip olacaktı.



Haberi DH'de Gör Yorumlar ve Diğer Detaylar
Whatsapp ile Paylaş

Beğenilen Yorumlar

Tümünü Gör
16 Yorumun Tamamını Gör