Fermi paradoksu: Nerede bu uzaylılar? Bilim dünyasından beş alternatif yanıt
Yaşamın kökeni ve galaksimiz hakkında bildiğimiz her şey bize Dünya dışında hayat olması gerektiğini söylüyor. Peki nerede bu uzaylılar? Bilim dünyasından Fermi paradoksuna beş alternatif yanıt.
Bilim dünyası, evrene dair anlayışımıza gölge düşüren bu paradoksu açıklamak için yıllar içinde pek çok hipotez ortaya koydu. Diğer yandan bilim dünyasında genel kabul görmemiş olgularla ilgilenen pseudo-bilim de kendi teorilerini üretti. Bu yazımızda her iki taraftan da ortaya atılan ihtimalleri göz önüne alarak bilim dünyasının Fermi paradoksunu açıklamak için öne sürdüğü başlıca yanıtları derledik:
Hayvanat Bahçesi Hipotezi
İlk nükleer bomba atıldıktan sonra UFO görülme sayılarında artış yaşanması ve özellikle nükleer tesislerin yakınlarında bu tarz gözlemlerin daha sık olması, Tsiolkovsky'nin hayvanat bahçesi hipotezini destekleyen bir gelişme olarak görülüyor. Çünkü nükleer silahlar gibi yıkıcı bir güç, hayvanat bahçesini gözlemleyen dünya dışı medeniyetler tarafından bahçedeki hayat için varoluşsal bir tehlike olarak görülüyor olabilir.
Galaktik Diplomasi Teorisi
Hint Okyanusu'nda bulunan Kuzey Sentinel Adaları'nda, bugün hâlâ modern dünyadan bihaber şekilde yaşamlarını sürdüren ilkel kabileler bulunuyor. Hindistan'ın 1956'da çıkardığı karar, başka ülkelerin ya da kişilerin Sentinel Adaları'na yaklaşmasını yasaklıyor. Eric Weinstein, galaktik ölçekte baktığımızda Dünya'nın da bir Hindistan'ı olabileceğine dikkat çekiyor. Nasıl ki Hindistan başkalarının Sentinellerle iletişime geçmesine izin vermiyorsa, galaksinin bu köşesini kontrol eden egemen bir medeniyet de Dünya için benzer bir izolasyon talep ediyor olabilir.
Samanyolu galaksisinin bilinen yaşı 13.6 milyar yıl. Bu da galakside ortaya çıkıp, gelişip, zamanla yok olan medeniyetlerin birbirlerinden hiç haberdar olmayabilecekleri kadar geniş bir zaman. Yani Fermi'nin de öne sürdüğü gibi galaksimizde bizden başka medeniyetler ortaya çıkmış olabilir ama bu medeniyetler birbirlerinden belki de yüz milyonlarca yılla ayrıldıkları için, birbirleriyle etkileşime geçmeleri mümkün olmuyor.
Carl Sagan'ın da dediği gibi aslında uzaya baktığımızda geçmişe bakıyoruz. Bu yüzden eğer bu teori doğruysa bir gün gözlem sırasında milyonlarca, hatta milyarlarca yıl önce yaşamış bir medeniyete ya da onların kalıntılarına denk gelebiliriz. Ama galaksimizin büyüklüğü göz önüne alındığında, bunun gerçekleşme ihtimali oldukça düşük.
Teknolojik Gelişimin Felakete Sebep Olması Kaçınılmaz Olabilir
Simülasyon (Sanal Gerçeklik) Teorisi
Son yıllarda epey popüler hâle gelen simülasyon teorisi aslında Fermi paradoksuna da ikna edici bir cevap sunuyor. Fizikçi ve yazar Thomas Campbell, geçtiğimiz günlerde katıldığı Joe Rogan Podcast'te bu konudaki teorisini şöyle anlatıyor: Nasıl ki GTA gibi açık dünya oyunları ya da Sims gibi yaşam simülasyonları aynı anda tüm evreni işlemiyor, bunun yerine o sırada oyuncu ya da oyuncuların bulunduğu alanları işliyorsa, içinde yaşadığımız simülasyon (sanal gerçeklik) da yalnızca bilinç tarafından gözlemlenen alanları işliyor. Bunun dışındaki evren ise sadece gözlemlendiğinde var olan sanal bir boşluktan oluşuyor. Her sistem gibi bu simülasyon da sınırlı imkânlara sahip olacağı için, içinde var olacak karakter (bilinç) sayısının da bir sınırı bulunuyor. Eğer bu sınır 9 milyarsa, simülasyonda yaşamın olduğu tek yer Dünya demektir. Eğer 9 milyar değil de 50 milyarsa, o zaman bu sistem içerisinde Dünya gibi en fazla birkaç simülasyon daha var olabilir. Ama bu sayının kesinlikle bir üst sınırı var. Galaksinin dört bir yanında hayatın ortaya çıkmıyor olması da bundan. Hayat ortaya çıkmıyor çünkü aslında öyle bir evren yok. Aynı bir oyunda gökyüzüne baktığımızda gördüğümüz yıldızlar gibi sadece baktığımızda işlenen bir görüntüden ibaretler. En azından Thomas Campbell ve onun gibi düşünenlerin iddiası bu yönde.
Bu beş madde arasında pseudo-bilime, yani bilim dünyasında genel kabul görmeyen fikirlere en yakın olanı bu. Ne var ki bir yandan teknoloji alanında yaşanan gelişmeler, diğer yandan kuantum fiziğinin ortaya koyduğu tuhaflıklar derken, bu ihtimal de her geçen gün daha gerçekçi bir zemine oturuyor.
{{body}}
{{/longBody}} {{^longBody}}{{body}}
{{/longBody}}