Güneş ve rüzgar enerjisi hızla büyüyor
Geçtiğimiz 10 yılda, küresel güneş enerjisi üretimi 9 kat artarak yılda 1.500 TWh'ye ulaşırken, rüzgar üretimi ise 3 kat artışla yılda 2.300 TWh'ye ulaştı. Bu iki kaynak, sırasıyla yıllık %22 ve %11'lik bileşik büyüme oranıyla diğer bütün elektrik üretim yöntemlerini geride bıraktı. Buna karşılık, hidroelektrik, nükleer ve kömür santrallerinde üretim yılda yaklaşık %1, doğalgaz ile üretimde ise %3 büyüme oranları görüldü.
Bir elektrik santralinin belirli bir zaman dilimi içerisinde ürettiği gücün, kurulu gücüne oranını belirten kapasite faktörüne baktığımızda, nükleer santrallerin ortalama %74 kapasite faktörüyle zirvede olduğunu görüyoruz. Nükleeri, kömür (%50-%70), doğalgaz (%40-%60), rüzgar (%30-%60) ve hidroelektrik (%30-%50) takip ediyor. Güneş enerjisi ise %12 -%25 ile son sırada yer alıyor.
Düşük kapasite faktörüne rağmen, güneş enerjisinden elektrik üretimi 2026'da nükleeri, 2027'de rüzgarı, 2028'de hidroelektriği, 2030'da doğalgazı ve 2032'de kömür ile üretimi geride bırakacak. Güneş ve rüzgar, elektrik santrali inşaatında güçlü bir hakimiyet kurarken, diğer tüm üretim teknolojilerinin inşaatında durgunluk hakim.
Rüzgar ve güneşte Avrupa ülkeleri başı çekiyor
Türkiye'de güneş enerjisine ilgi artıyor
Ülkemizde de son yıllarda güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları artıyor. Henüz Avrupa ülkeleri seviyesinde olmasak da, 2023 yılında Türkiye'nin elektrik üretiminde rüzgar enerjisi %10,4, güneş ise %5,7 pay elde etmeyi başardı. Özellikle güneş enerjisinde son dönemde kurulumlar hızlanmış durumda. Nisan ayında 1,3 GW güneş enerjisi kapasitesi eklenerek aylık bazda rekor kırıldı. Güneş enerjisinde toplam kurulu güç 13,9 GW seviyesinde.
Haberi DH'de Gör
{{body}}
{{/longBody}} {{^longBody}}{{body}}
{{/longBody}}