Seagate, en popüler veri depolama çözümlerinden üçünü karşılaştırarak sabit disklerin karbon emisyonu yayma konusunda en başarılı çözüm olduğunu ortaya koydu. Şirket, sabit disk, SSD ve LTO manyetik teypleri kıyasladı.
SSD'ler çok daha fazla karbon emisyonu üretiyor
Üç depolama türü; ürün başına gömülü karbon, TB başına gömülü karbon ve yıl başına TB başına gömülü karbon olmak üzere üç kategoride karşılaştırıldı. SSD'ler en fazla karbon emisyonunu üreten yöntem olarak öne çıktı: yılda 4.915 kg CO², TB başına 160 CO² ve TB başına 32 CO². LTO bantlar ikinci sırada yer aldı ve yılda 48 kg CO², TB başına 2,66 kg CO² ve TB başına 0,6 kg CO²'nin altında. Sabit disklerin ise en iyi değerlere sahip olduğu tespit edildi: yılda 29,7 kg CO², TB başına 1 kg CO²'nin altında ve TB başına 0,2 kg CO²'nin altında.
Veri merkezleri, dijital ekonominin en enerji yoğun sektörlerinden biri haline geliyor ve güç talebinin 2030 yılına kadar %165'e kadar artması öngörülüyor.
Seagate’in araştırması, karbon emisyonlarını azaltmak için üç temel ilkeyi ortaya koyuyor: Sıvı/immersiyon soğutma ve HVAC sistemlerinde ilerlemelerin artırılması, ürün ömrünü uzatma ve döngüselliğe bağlılık (ürünlerin yenilenmesi ve mümkün olduğunda yeniden kullanılması gibi faaliyetler yoluyla), ve emisyonların tüm veri merkezi ekosistemi genelinde şirketler tarafından ortak sorumlulukla ele alınması.
Huawei ambargoları aşmanın yeni yolunu buldu
Seagate'in analizi, sabit disklerin önlerinde hala bolca ömür olduğunu ve pek çok kişinin düşündüğünün aksine yakın zamanda ortadan kalkmayacağını ileri sürüyor. Seagate, modern veri merkezlerinin taleplerini karşılamak üzere daha gelişmiş sabit diskler üretmeye devam ederek bu alanda öncülük ediyor. Şirket, yakın zamanda HAMR (Isıl Destekli Manyetik Kayıt) teknolojisini kullanan ve 36TB kapasiteye sahip yeni Mozaic 3+ sabit disklerini duyurdu.
Haberi DH'de Gör
{{body}}
{{/longBody}} {{^longBody}}{{body}}
{{/longBody}}