Kentlerde yükselen binalar ve çok hızlı biçimde ilerleyen yapılaşma, enerji tüketimi konusunda insanlığın hanesine fazlasıyla eksi yazmakta. Enerji verimliliği çoğunlukla oldukça düşük olan bahse konu yapılar, ülkelerin enerji tüketim oranlarına da ciddi yük bindirmekte. Bazı ülkelerde daha sık görülmekle birlikte binaların enerji ihtiyacını azaltmak için alternatif enerji kaynaklarına yönelim son zamanlarda oldukça popüler hale gelmiş durumda.
Şehir ortamlarında daha çok çatı üstü güneş panelleri olarak karşımıza çıkan tercihlere önemli bir alternatif ise güneş panellerinin binalara dikey olarak yerleştirilmesi şeklinde karşımıza çıkıyor. Dikine yükselen uzun binalar için en uygun yöntemmiş gibi görünen tekniğin ismi BIPV (Building-Integrated PhotoVoltaics- Mimari amaçlı güneş pili).
Alternatif kaynaklardan üretilen elektrik enerjisi maliyetlerinin ciddi oranda düştüğü günümüzde önemli bir alternatif olarak karşımıza çıkan BIPV, güneş panellerinin binaların dışını kaplayacak biçimde bunlara dahil edilmesi olarak tanımlanıyor. Binayı bir deri gibi kaplayan yöntemde yapı; rutubet, rüzgâr ve gürültü gibi dış etmenlere karşı mukavemet kazanırken aynı zamanda sahip olunan güneş panelleri sayesinde temiz enerji üretilebiliyor.
Düşük maliyetler, pazar payını artırabilir
Aslında yeni olmayan bu yöntem, yeşil enerji maliyetlerinin düşmesini müteakip “niş” bir uygulama olmaktan çıkıp, genele yayılabilecek bir yöntem haline gelmiş. Halihazırda güneş enerjisi pazarında %1’lik paya sahip BIPV, analistlere göre 2022 yılı ile birlikte %13’lük pazara ulaşma potansiyeli barındırıyor.
BIPV yönteminin en önemli örneklerinden biri ise 2019 yılında Hindistan’da (üstteki görsel) hayata geçirilmiş. U-Solar Clean Energy Solutions Pvt. Ltd. isimli şirketin yürüttüğü proje kapsamında Mumbai şehrindeki bir veri merkezine ülkenin en büyük BIPV çözümü uygulanmış. 1MW enerji üretme kapasitesine sahip sistem, binanın toplamda 464 m2 alan kaplayan dört duvarına da entegre edilmiş. U-Solar yetkililerine göre projenin yıllık emisyon değerlerindeki azalmaya katkısı ise 7.000 ağacın depolayacağı CO2 miktarı kadar olabilecek. BIPV yönteminde kullanılan panellerin tercihan güneş ışığını bloke etmeleriyle birlikte termal yalıtım yapma özelliği de bulunuyor. Bu da haliyle özellikle sıcak günlerde daha az klima kullanımı demek.
Oldukça faydalı görünen yöntemin belli başlı olumsuz yönleri de yok değil. Örneğin inşası halihazırda tamamlanmış binalara kurulum yapılması için maliyet artıran ve enerji üretim etkinliğini görece azaltan raylı sistemler kullanılması gerekebiliyor. Ayrıca tüm dış cepheye uygulanan yöntemde, panellerin tümünün güneşi sürekli görememesinden dolayı enerji üretimi görece düşük olabiliyor.
Karbon nötr şehirler oluşturma gayesiyle hareket eden yönetimlerin dikkate alabileceği sistem, maliyetlerin de düşmesiyle çok daha farklı alanda karşımıza çıkabilir
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.