Eğlence sektöründe belirli temalar zaman zaman popüler olur. Örneğin günümüzde Viking temasının popüler olduğunu söylemek gerek. Bir zamanlar da Orta Çağ teması bir hayli popülerdi. Orta Çağ temasının aslında oyunlarda her zaman popüler olduğunu söylemek gerek ancak bu tema çoğu zaman fantastik öykülerle de birleştirilir. Orta Çağ döneminin oyuna çok uygun olduğunu ve hikaye anlatma açısından çok elverişli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bir oyun var ki iki seferdir Orta Çağ temasında hikâye anlatmak yerine rekabetçi bir oyun sunuyor. Chivalry serisinden bahsediyorum, evet. İlk oyunu 2012 yılında çıkan ve çıktığı dönemde büyük popülerliğe kavuşan oyunun geçtiğimiz günlerde ikincisi çıkışını yaptı. Ben de oyunu çıktığı gibi deneme fırsatı buldum. Peki Chivalry 2 ilk oyunun üzerine bir şeyler koyabilmiş mi, bizlere ne vaat ediyor?
Yayıncılığını Tripwire Interactive’in yaptığı, geliştiriciliğini ise Torn Banner Studios’un yaptığı Chivalry 2, birkaç gün önce çıkışını gerçekleştirdi. İkinci oyun hakkında incelememize geçmeden önce aslında ilk oyunun bizlere ne sunduğunu belirtmek gerek. İlk oyunda bildiğiniz gibi bir hikâye modu bulunmuyor yalnızca çevrimiçi maçlar yapabiliyorsunuz. Oyun daha gerçekçi ve zorlayıcı bir dövüş mekaniği sunarken bizlere de her şeyden önce arkadaşlarımızla veya tek başımıza eğlenebileceğimiz saatler sunuyordu. Bu yüzden ikinci oyundan da bu eğlenceyi ve daha kaliteli bir oyunu beklememiz gerek. Her şeyden önce ikinci oyunda da bir hikâye modu olmadığını belirteyim ancak oynarken insan keşke demeden duramıyor.
Oyunun üç farklı online modu bulunuyor. Bunlardan ilk 40 kişinin savaştığı, diğeri ise 64 kişinin savaştığı bir mod. Bir de Free for All modu var ancak asıl odak noktasının ilk iki mod olduğunu söylemek gerek. Bildiğiniz gibi ilk oyunda küçük alanlarda savaşıyordunuz. İkinci oyunun en büyük artısı artık haritaların çok daha büyük ve seviyeli olması. Örneğin, bir takım savunma diğer takım saldırı diyelim. Saldırı takımı bir kaleyi işgal etmeye çalışıyor ve kalenin dışından oyuna başlıyor. Savunma takımı ise oyuna önce kalenin dışında çalışan köylüler olarak başlıyor. Elinde kazması, küreği olan köylülerle kaleyi savunmaya başlıyorsunuz, ardından askerleri kontrol etmeye başlıyorsunuz. Kaleye yakın bir yere savaş geldiğinde ise bu sefer kaleden o filmlerde gördüğümüz savunmayı yapabiliyoruz. Örneğin, kale surlarından aşağıya taş atabiliyoruz. Kısaca savaş artık daha gerçekçi ve eğlenceli bir hale gelmiş. Ayrıca dediğim gibi oyuna birçok silah da eklenmiş, Battlefield oyunlarındaki küçük turretler gibi.
Chivalry’nin en öne çıkan noktası şüphesiz oynanışı. Oyun kontrol etmesi zor bir savaş mekaniğine sahip. Bu oyunda da ilk oyundaki gibi karakterinizi zor kontrol ediyorsunuz. Aslında zor demekten ziyade alışması zor desem daha doğru olur. Yine ilk oyundaki gibi hantal bir yapıya sahip. Ancak bir süre oynayınca bu hantallığa alışıyorsunuz. İlk oyunun aksine bu sefer saldırı seçenekleriniz daha geniş. Artık birçok farklı açıdan düşmanlarınıza saldırabiliyor, bloklayabiliyor ve çeşitli kombolar yapabiliyorsunuz. Oyunda dört farklı sınıf bulunuyor: Vanguard, Archer, Footman ve Knight. Her sınıf farklı bir silaha sahip. Her sınıfın görünümünü özelleştirebiliyorsunuz. Ayrıca birçok online rekabetçi oyunda olduğu gibi bu oyunda da belirli bir sınıfa yoğunlaşarak o sınıfta karakteri geliştirebiliyorsunuz. Dediğim gibi oyun yine benzer ancak bir hayli geliştirilmiş bir oynanışa sahip. Oyunun girişindeki “eğitim” bölümünü oynamanızı da kesinlikle tavsiye ediyorum. Sizi oyuna alıştırıyor kesinlikle.
Oyunun sesleri yine bildiğiniz gibi savaşa girerken enteresan bağırma şekilleriyle savaşa koşabiliyorsunuz. Bir yerden sonra insanı rahatsız ettiğini söylemek gerek ancak oyunun tarzı bu sonuçta.
Grafik anlamında oyun beklediğimden çok daha iyi duruyor. Performans açısından da hiçbir sorun yaşamadım. Olabilecek en yüksek ayarlarda oynadım ve 60 FPS’in altına düştüğünü görmedim. RTX 2060’lı bir sistemle oynadığımı da belirteyim. Grafiklere biraz daha değinmek gerekirse gerçek güzel olduğunu söylemem gerek. Uzak mesafe çizimleri öylesine yapılmamış. O karmaşanın içerisinde her ne kadar çok dikkat edemeseniz de gözünüze çok fazla bir şey batmıyor. Doku kalitesi özellikle hoşuma gitti. Oyunun fiziğini de bu arada ciddi şekilde geliştirmişler. Silahlarınız daha gerçekçi hareket ediyor ve karakterler daha gerçekçi ölüyor.
Puan
Toparlamak gerekirse oyunda geçirdiğim vakitten çok keyif aldığımı söylemem gerek. Chivalry 2 şu anda Epic Games’te 69 TL ve PlayStation’da 284,00 TL. Konsol fiyatını bir kenara bırakırsak oyunun Epic Games fiyatının son derece uygun olduğunu söylemek gerek, özellikle günümüzdeki diğer oyun fiyatlarına baktığımızda.
0 puan için her şeyiyle kötü rezalet bir oyun, 10 puan için eksiksiz muazzam bir oyun ve 5 puan için de ortalama bir oyun dersek, benim Chivalry 2’ye puanım 8.0 olur. Puanlama sevmeyenler için de şöyle desem yeterli olacaktır: İlk oyunu sevdiyseniz, bu oyun için hiç şüphe etmeyin çok daha eğlenceli bir oyun. İlk oyunu oynamayanlar ise Orta Çağ temalı eğlenceli bir multiplayer oyun arıyorsa kaçırmasın derim.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.