Şüphesiz Bethesda oyun dünyasının en popüler şirketlerinden birisi. Bethesda adı altında çalışan, daha doğrusu ZeniMax adı altında çalışan birçok oyun stüdyosu bizlere birbirinden keyifli oyunlar sunuyor. Bu stüdyoların başında gelen stüdyolardan biri de şüphesiz Arkane. Dishonored serisi ve Prey oyunları ile bizlerin sevgisini kazanan Arkane, geçtiğimiz gün yeni oyunu Deathloop ile karşımıza çıktı. Duyurulduğundan bu yana heyecanla beklenen oyun birkaç farklı açıdan dikkat çekiyordu. Birincisi elbette bir Arkane oyunu olması. İkincisi ise zaman döngüsünün içerisinde bulunan bir oyun olması ve tek ve çok oyunculu modları birbirine entegre etmesiydi. Son dikkat çeken nokta ise oyunun konsolda yalnızca PS5’e gelmesiydi. Bildiğiniz gibi Microsoft’un Bethesda’yı satın almasının ardından artık her oyunun PlayStation’a gelmeme durumu var. Deathloop da bu yüzden son PS5 özel Bethesda oyunlarından birisi konumunda. Oyun hatta PS5 sahipleri için birkaç farklı özellik daha sunuyor. Bu ayrıntılara incelememizin ilerleyen kısımlarında devam edelim.
Yayıncılığını Bethesda’nın, geliştiriciliğini ise Arkane’in yaptığı Deathloop, bir FPS oyunu. Oyun Dishonored’ı oynayanların bileceği tarzda bir oynanışa sahip. Silahlar ve diğer teçhizatlar dışında bazı yeteneklere de sahip olabiliyorsunuz. Hikâye açısındansa isminin hakkını veren bir deneyim sunuyor. Peki her şeyiyle birlikte başarılı bir oyun olabilmiş mi?
Aslında oyunun hikayesi ile başlasak daha iyi olur çünkü oyunun hikayesi ve oynanışı birbirine entegre edilmiş şekilde diyebilirim. Oyunda Colt isimli bir karakteri kontrol ediyorsunuz ve amacınız sıkıştığınız zaman döngüsünün içerisinden kurtulmak. Oyuna başladığınızda isminiz de dahil olmak üzere hiçbir şey hakkında fikriniz yok, sizin de aynı karakter gibi bir şey hakkında fikriniz olmuyor. Oyun ilerledikçe önce isminizi sonrasında ise zaman döngüsünden nasıl kurtulacağınızı ve diğer detayları öğrenmeye başlıyorsunuz.
Zaman Döngüsünden Kurtulun
Temelde oyun bir cinayet gizemi sunuyor ve sizin de bu gizemi aydınlatmanız gerekiyor. Sıkıştığınız zaman döngüsünden kurtulabilmek için de oyunda tanıyacağınız 8 farklı kişiyi aynı gün öldürmeniz gerekiyor. Ancak oyunun zaman kavramı da enteresan. Oyun farklı bölgelere ve farklı zaman dilimlerine ayrılmış. Bu zaman dilimleri ve bölgeler arasında geçiş yaparak çeşitli ipuçları buluyor ve hem olayların arka planlarını hem de öldüreceğiniz 8 kişinin nerede olduğunu öğreniyorsunuz. Oyun aslında birkaç farklı bölgeden oluşuyor gibi dursa da eklenen farklı zaman dilimleri her bölgeyi kendi altında birkaç farklı bölgeye daha ayırıyor. Örneğin; The Complex bölümünde sabah, öğlen veya akşam gezerek her zaman diliminde bambaşka ipuçları bulabilirsiniz. Oyun bu bölgelere iniş yaptığınızda zamanı durduruyor. Ancak ana menüye geldiğinizde zaman ilerliyor. Bu sayede öldüreceğiniz herkesi aynı gün öldürme şansına sahip oluyorsunuz.
Başlangıçta Karışık
Sizin de fark edeceğiniz gibi oyun başlangıçta karışık ancak oyunu alıştığınız bir oyuna göre biraz daha sıkı takip ederseniz karakterle birlikte siz de her şeyi öğreniyorsunuz ve karışıklık ortadan kalkıyor. Tüm bu görevleriniz içerisinde, öldürmeniz gereken 8 kişiden birisi olan Julianna ise sizi öldürmeye çalışıyor. Yani siz bir ipucunu takip ederken birden oyununuza bir Julianna gelebilir ve sizi avlamaya çalışabilir. Eğer oradaki görevinizi bitirmeden ölürseniz de gün en baştan başlar ve o bölgede yaptığınız ilerleme bir işe yaramaz. Julianna de oyuna farklı bir hava katmış diyebilirim. Ara sıra diken üstünde oynamak gayet keyifli hale getiriyor oyunu.
Buraya kadar anlattığım kısım oyunun hikâye moduydu. Bir de oyunun çok oyunculu modu var ki orası da gayet keyifli. Bu modda da bahsettiğim Julianna karakterini kontrol ederek bambaşka oyuncuların oyunlarına girip onları öldürmeye çalışıyorsunuz. Aynı şekilde siz hikâye modunu oynarken oyununuza girip size öldürmeye çalışan Julianna de kanlı canlı başka bir oyuncu. Bu yüzden oyun aslında çok daha keyifli olmuş. Julianna olarak gerçek oyuncu gelmesin ben sevmem derseniz, ayarlardan Julianna’i yapay zekaya çevirebiliyorsunuz ya da sadece arkadaşlarım gelebilsin seçeneğini işaretleyebiliyorsunuz.
Hikâyeyi başından sonuna yorumlamam gerekirse de beğendiğimi söyleyebilirim. Zamanla ilgili birçok içerik tüketen biriyseniz bu oyunun hikayesi de evreni de sizi memnun edecektir çünkü alışılmış yapımlara göre daha farklı bir içerik sunuyor, en azından daha farklı bir gidişat sunuyor diyebilirim. Eğer zaman temalı yapımlarla pek aranız yoksa zaten daha da çok seversiniz çünkü sizin için yepyeni bir bakış açısı sunuyor.
Oynanış kısmı ise oyunun aslında en merak ettiğim kısmıydı çünkü Dishonored oyunlarının mekaniklerine bayılan biriyim. Bu yüzden kısaca bu oyun için de çok sevdiğimi söyleyebilirim. Dishonored’da olduğu gibi yine silahlarınız, çeşitli teçhizatlarını ve bazı yetenekleriniz var. Silahlar Dishonored’a göre normal olarak daha çeşitli ancak genel bir FPS oyununa göre çok da çeşitli değil. Yine de keyifli birkaç silah olduğunu söylemek gerek. Teçhizat konusunda da öyle oyuna bir şey katan pek bir teçhizat yok. Sadece ana karakterin elektronik eşyaların kontrolünü sağlayabildiği bir telsizi var o kadar.
Oynanıştaki asıl keyifli kısım ise yetenekler. Aynı Dishonored’da olduğu gibi birçok yeteneğe sahip olabiliyorsunuz. Kısa süreliğine görünmez olma, düşmanları birbirine bağlama, ışınlanma gibi şeyler. Dishonored oyununda gördüğünüz özelliklere benzer ama benze daha çeşitli. Özellikle düşmanları birbirine bağlama özelliğine bayıldım. Düşmanları birbirine bağladığınızda yalnızca tek bir kişiye hasar vererek tüm düşmanlara hasar verebiliyorsunuz. Bu tarz özellikler ve silahlar, oynanış kısmında size özgürlük sunmuş. İster gizlilikle, ister aksiyonlu bir şekilde ilerleyebiliyorsunuz. Bu kısımda sevmediğim tek şey ise oyunun size gizliliği dayatıyor gibi olması. Dilediğiniz gibi gidebiliyorsunuz ama sanki oyun gizliliği daha çok istiyor gibi. Bu da elbette kişisel bir yorum. Genel olarak Deathloop’tan Dishonored’da aldığım keyfi aldığımı söyleyebilirim. Hatta yer yer daha fazlasını bile aldım
Grafikler
Dishonored’dan bahsetmişken oyunun görsel açıdan da Dishonored’a yakın olduğunu söyleyebilirim. Ancak Dishonored’a göre daha karikatür tarzında olan grafikler bu oyunda biraz daha gerçeğe yakın. Sadece karakterler için değil çevre tasarımları için de geçerli. Tasarım olarak oyunda ekstrem bir şey gördüğümü söyleyemem, klasik bir oyun gibi. Ancak oyunun grafiklerini övebilirim. Oyunu Ultra ayalarda oynadığınız zaman kesinlikle hoşunuza gidecektir. Özellikle çevre detayları benim bir hayli hoşuma gitti. Ne yazık ki PS5’te deneyimleme şansım olmadı ancak o tarafta da iyi durduğunu tahmin ediyorum özellikle yeni neslin gücüyle çok daha iyi duruyordur. Yeni nesil demişken, daha önce de bahsettiğim gibi bu oyunun PS5 sahipleri için ekstra bir özelliği daha var. Deathloop, PS5 kontrolcüsü DualSense’in özelliklerini kullanmak için özel olarak geliştirildi. Oyunda örneğin, silahınız tutukluk yaptığında sizin tetik tuşunuz da takılıyor ve tuşa basamıyorsunuz. Aynı şekilde dokunsal geri bildirim de bu oyunda daha özenli bir şekilde kullanılıyor.
Performans açısındansa oyun Dishonored gibi yine. Optimizasyonunun iyi olduğunu düşünüyorum ancak biraz yüksek bir sistem istiyor. İstenilen sistemi verdiğinizdeyse performans konusunda hiçbir sorun yaşamıyorsunuz. Anlık FPS düşmeleri gibi sıkıntılar olmuyor. RTX 2060 ile yüksek ayarlarda 60FPS sabit bir şekilde oynayabildim.
Puan
Genel olarak oyuna baktığımdaysa kesinlikle Deathloop’un çok keyifli bir oyun olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Duyurulduğundan bu yana içimde hep şüphe vardı ancak Deathloop tüm bu şüphelerimi ortadan kaldırdı ve bana keyifli saatler yaşattı. Özellikle oynanış anlamında çok keyifli ve oyundaki gizemlerin sizin çözümünü size bırakması oyunu daha keyifli hale getirmiş. Oyun şu andan itibaren PS5 ve PC için erişime açık durumda.
0 puan için her şeyiyle kötü rezalet bir oyun, 10 puan için eksiksiz muazzam bir oyun ve 5 puan için de ortalama bir oyun dersek, Deathloop için puanım 8.0 olur.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.