Şu günlerde "Teknolojinin faydaları saymakla bitmez" desek çok da abartmış olmayız. Ne var ki olumsuz tarafları da bir o kadar hızla yol alabiliyor ve yine bazılarına göre olumsuz tarafları da saymakla bitmeyebilir. Bunlardan birisi de dillere pelesenk olan ve Tom Cruise'un tiktok fenomeni olduğunu düşündüren DeepFake teknolojisi. Bu teknolojinin günümüz ve geleceğimiz için içerdiği riskler çok büyük. Neyse ki toplumsal olaylardan fikrî mülkiyet hırsızlığına kadar birçok alanda karşımıza çıkabilecek riskleri bertaraf edecek karşıt bir teknoloji var: FakeCatcher.
Cem Sünbül, Intel Labs'de görevli olan ve bu teknolojik çözümün mimarlarından olan Kıdemli Araştırmacı Bilim İnsanı İlke Demir ile hem DeepFake tehdidini, hem geliştirilen çözümün etkisini ve farkını, hype'ı dinmeye başlayan Metaverse ile hype fırtınasına tutulan yapay zekayı konuştu. Konuşulanlara bakılırsa yakın gelecekte DeepFake'e karşı toplum olarak daha çok tetikte olmamız, önlemleri hem bireysel hem de kurumsal seviyede almamız gerekecek.
Deepfake teknolojinin korkulması mı yoksa heyecan duyulması gereken yanı mıdır? Deepfake ile gerek görüntü gerekse seslerin taklit edilmesi durumunda tespit edilmesini sağlayan FakeCatcher projesi geleceğimiz için ne gibi bir önem taşıyor? Sistem video, fotoğraf ve sesler için nasıl bir ayrım yapıyor? Geliştirilen bu çözümler sahte bilginin, görüntü veya sesin hızlı yayılımına ve dolayısıyla etkisine karşı nasıl verimli kullanılabilir?
Not: BU PROGRAM DEPREM FELAKETİNDEN ÖNCE ÇEKİLMİŞTİR.