Herkese merhaba arkadşalar, ben Erdi Özüağ. Bu videomuzda Intel'in önemli yeniliklere sahip Core M işlemci platformuna ve bu platformu kullanan yeni nesil ultrabook modellerinden Asus Zenbook UX305'i mikroskop altına alacağız. Hem işlemci tasarımı hem de Asus UX305 üzerine oldukça fazla detay için uyarmadı demeyin, önce çayınızı-kahvenizi hazırlayın. İyi seyirler, keyifli okumalar dilerim.
İşlemci dünyasında son dönemin belki de en heyecan verici gelişmelerinden biri olan Core M platformu, çok uzun süredir konuşulmasına rağmen, duyurusu yeni yapılan Apple'ın 12-inç MacBook modeliyle birlikte adeta gündeme bomba gibi düştü. Peki Core M platformu tam olarak nedir, ne gibi özellikler taşıyor ? Şimdi isterseniz bu sorular yanıt aramaya başlayalım.
Core M serisi işlemciler, Intel'in Broadwell mimarisini kullanan ve 14nm üretim geometrisiyle hazırlanan ilk ürünler. Aslına bakılırsa ultra-düşük güç tüketimini ve makul performansı bir arada sunan işlemci konsepti, Intel cephesinde yeni bir terminoloji sayılmaz. Y serisi altında Intel, geleneksel mobil işlemcilerden daha az güç tüketen ya da bir başka ifade ile en güncel mimariyi kullanan en düşük performanslı işlemci modellerini bu seri altında pazara sunuyordu. Kaldı ki, Core M serisi işlemcilerin "Broadwell-Y" olan kod adı da aslına bakılırsa bu duruma vurgu yapıyor.
Core M serisi ile Intel, ultra-mobil cihazlar için TDP değeri yani ısıl tasarım güü 4.5 Watt seviyesinde olan 14nm işlemciler sunuyor. Bu işlemciler aynı zamanda tam donanımlı x86 mimarisinin en güncel versiyonu olan Broadwell tasarımını baz alıyorlar. Yani işin açıkçası, Atom platformundan çok çok daha yüksek performansı, en azından tabletlerde kullanılan ARM tabanlı güçlü işlemcilerle benzer güç tüketim seviyesinde karşımıza çıkartıyor. İşte bu sayede, neredeyse bir akıllı telefon kalınlığında ve aynı zamanda fansız çalışabilen yeni nesil ultrabook'lar hayatımızın bir parçası haline geliyor. Peki bu nasıl gerçekleşiyor ? Şimdi isterseniz durumu biraz daha teknik seviyede ele almaya çalışalım.
14nm üretim teknolojiSİ ile küçülen transistörler sayesinde, işlemci ve grafik biriminin zar alanı önemli oranda küçültülerek, SoC yani yongada sistem platformunun ya da en basit tabir ile işlemcinin paket boyutu, bir önceki jenerasyona göre %37 oranında azaltılmış durumda. Dikkat çeken bir diğer önemli unsur ise, yeni nesil üç boyutlu indüktörler. Core M işlemcisinin alt bölümünden dışa çıkım yapan bu indüktörler, anakart üzerinde tutunmak için çok ufak bir deliğe ihtiyaç duyduğundan ve baskı devre kartına paralel oturduğundan, toplam paket büyüklüğünün azalmasını ve Core M işlemcisini üzerinde barındıran anakartların bir önceki jenerasyon olan Haswell-Y serisine kıyasla %25 küçülmesini sağlıyor. Yeni MacBook için Apple'ın da vurgu yaptığı bu gelişim sayesinde daha ince bilgisayar şaseleri oluşturulabiliyor.
Core M platformunun anakart boyutuna yaptığı etki, Apple MacBook'ta da kendini belli ediyor.
Boyutun küçülmesine ek olarak platformun toplam güç tüketimini aşağı çeken bir başka gelişim ise, voltaj yönetiminde. Core M serisi işlemilerin çalışabildiği en düşük voltaj değeri, önceki jenerasyona kıyasla %10 oranında azaltıldı. İkinci nesil tamamiyle entegre voltaj regülatörü sayesinde işlemcinin bekle durumundaki güç yönetim verimliliği arttırılarak, hissedilir bir biçimde güç tasarrufu sağlandı. Bu tasarım çerçevesinde hedeflenen temel gaye, işlemcinin görevinin mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde yerine getirip, bir an önce uyku moduna geçiş yapmasına olanak tanımak.
Asus UX305'teki Core M 5Y10 uygun koşullarda, 800MHz baz frekansını 2GHz'e çıkartabiliyor.
Zaten Core M ailesi için önceki jenerasyona göre %50 işlemci ve %40 grafik performans gelişiminin arkasında, kısmen Broadwel tasarımı ile gelen ~%7 ile %10 arasında IPC ve diğer artışları oluşturan mimari iyileştirmeler, büyük oranda ise geliştirilmiş Turbo Boost teknolojisi yatıyor. 14nm üretim teknolojisi ve agresif seviyede düşük baz çalışma frekansının etkileri ile Core M serisi işlemciler, Turbo Boost modu ile yüksek performans moduna daha hızlı girip, orada daha uzun süre kalabiliyorlar. Dolayısıyla görevi daha hızlı tamamlayıp tekrar uyku moduna daha çabuk dönüyorlar. Turbo modunun agresif olmasında, grafik işlem birimi ve çipsetin daha esnek çalışmasının payı da büyük. Farklı iş yüklerine göre daha fazla dinamik ayarlama yapabilen bu birimler, ihtiyaç olduğunda işlemciye daha fazla termal bütçe sağlayabiliyorlar. Bu arada yeri gelmişken, Core M platformunda kullanılan çipsetin, 32nm olduğunu da ifade edeyim. Bu çipsetler, daha çok IO yani çevresel bileşen kontrol yaptığından, en ileri üretim teknolojisine sahip olmaları çok gerekmiyor.
Yeni üretim teknolojiler, daha küçük zar alanına daha fazla transistör eklenmesine olanak tanıyor. Daha fazla transistör de yepyeni özellikler ve daha yüksek performansın önüne açıyor.
Bir de isterseniz grafik tarafına göz atalım. Core M serisi işlemciler, HD 5300 grafik birimiyle geliyor. Baz frekansı 100MHz olan bu işlemci, Core M modeline göre Turbo modundaki hızını 850MHz'e kadar çıkartabiliyor. Kağıt oranında %20 daha fazla kas gücü sunan HD 5300 grafik işlemcisi, bunu büyük oranda, selefine göre 20'den 24'e çıkartılan işlem ünitelerine borçlu. Geometri hesaplamaları ve piksel doldurma performansını arttırmaya yönelik mimari güncellemeler içeren HD 5300'de, her bir işlem ünitesi %25 daha fazla örneklendirme gücüne sahip. 1.3 milyar trasistör içeren 82mm kare büyüklüğündeki transistörde en fazla alanı GPU'nun kaplaması, aslına bakılırsa grafik tarafına yapılan yatırımı gösteren bir argüman.
GPU mimarisinde önemli bir yenilik yok ama, API seviyesinde kaydadeğer güncellemeler var.
Intel HD 5300 grafik birimi, Haswell jenerasyonundaki muadiline göre DirectX desteğini 11.1'den 11.2'ye, OpenGL desteğini 4.0'dan 4.3'e, OpenCL desteğini de 1.2'den 2.0'a taşıyor. Video kalite motorunun iki kat güçlendirildiği grafik birimiyle birlikte Quick Sync video işleme motoru da belli açılardan geliştirilmiş ancak Core M platformu genel olarak video düzenleme gibi ağır iş yükleri düşünülerek geliştirilmediğinden çok ciddi bir performans beklememek gerekiyor. Bir de çipsete yani platform kontrol merkezine göz atalım isterseniz. 9 serisi çipset tasarımını baz alan Core M platform kontrol merkezi, USB 3.0, SATA, entegre ya da harici monitör desteği ve diğer çevre birimleri için PCIe hattı gibi temel özellikleri getirirken, Core M platformunun hitap ettiği ürün segmentleri için temelde iki önemli özellik getirdiğini söyleyebilirim; bunlar yüksek hızlı SSD sürücüler için darboğaz yaratan SATA arabirimi dışında PCIe tabanlı SSD sürücülere doğal destek ve yetkilendirilmiş yazılımların donanım üzerinden kurulmasını engelleyen Boot Guard teknolojisi. Bizim ölçmemiz pek mümkün olmadığından, Intel'in açıkladığı rakamlara kulak verecek olursak, Haswell-Y serisine kıyasla Core M platformunun platform kontrol merkezi bekleme durumunda %25, yük altında ise %20 daha az güç tüketiyor.
Core M platformunun, 9 serisini baz alan çipseti, PCIe SSD'lere doğal destek ile önem kazanıyor.
Buradaki kazanım büyük oranda, donanım-firmware ve yazılım seviyesinde yapılan ince ayarlamalardan geliyo. Intel'in dinamik güç ve terma yönetim sistemi ile sadece işlemci değil, aynı zamanda RAM, depolama ve kablosuz ağ kartı gibi bileşenlerin güç kullanım ve termal karakteristikleri de takip edilerek optimum değerlerin yakalanması amaçlanıyor. Bu kadar detay sonrasında şimdi isterseniz, Core M serisi altında karşımıza sık sık çıkacak ana işlemci modellerine göz atalım. Bu modeller arasında en dikkat çekici olanı, Core™ M-5Y71 modeli. Yeni MacBook için Apple'ında tercih listesinde yer verdiği bu işlemci,, standart olarak 1.2GHz hızında çalışıyor ve 2.9GH'e kadar Turbo ile çıkabiliyor. GPU tarafında ise baz frekans 300MHz olup Turbo ile 900MHz görülebiliyor. Tüm işlemci modelleri çift çekirdek olup Hyper Threading desteği ile 4 mantıksal çekirdek gibi çalışabiliyorlar. Ayarlanabilir TDP seviyesi, destekleyen işlemci modellerinde 3.5 Watt'a kadar düşebilen işlemcilerin fiyatları ise en ilgin noktalardan biri zira, farklı performans seviyesinde olmalarına karşın, satılan modellerin hepsi için fiyat 281 dolar olarak belirlenmiş.
Intel'in Core M platformu bir ilki başarıyor ve akıllı telefon/tablet işlemcilerinin ötesinde x86 mimarsinin güçlü yanlarını fansız sistemler içerisinde bizlere sunuyor. Peki bu sistemler ne kadar vaadkar, şimdi isterseniz videomuzun ikinci bölümü çerçevesinde Asus'un UX305 ultrabook modelini incelemeye başlayalım. 13.3-inç büyüklüğünde ve 3200 x 1800 piksel çözünürlüğünde ekranı, Samsung üretimi IPS panel kullanan bilgisayar, standart olarak 800MHz'de çalışan çift çekirdekli Core M-5Y10 işlemcisinden ve HD 5300 grafik biriminden gücünü alıyor.
8GB büyüklüğünde çift kanal DDR3-1600MHz RAM ile gelen Asus UX305, SanDisk üretimi 128GB kapasiteli SSD sürücü ile karşımıza çıkıyor. Farklı bir başka versiyon çerçevesinde 256GB'lık SSD de tercih edilebiliyor. Intel'in 7265 kontrolcüsü üzernden 802.11ac Wifi ve Bluetooth 4.0 desteği sunan dizüstü bilgisayar, rakibi olan Samsung'un Core M'li modelinden farklı olarak özelleştirilmiş bir ses işlemcisi kullanmayarak, yoluna Realtek'in entegre çözümü ile devam ediyor ancak Bang and Olufsen imzalı IcePower ses sistemi ile geliyor.
720p çözünürlüğünde ön kamerayla birlikte, üç adet USB 3.0 portuna, mikro HDMI konnektörüne ve çok formatlı kart okuyucusuna sahip olan bilgisayarda, ethernet portu lmasa da kutu içeriğinden çıkan USB'den ethernete dönüştürücü adaptör ile kablolu internet bağlantısı gerçeleştirebiliyorsunuz. Asus UX305 ihtiyaç duyduğu gücü ise 45 Watt/Saat kapasiteli pilden sağlıyor.
Asus Zenbook UX305, son dönemde gördüğüm en güzel dizüstü bilgisayarlardan bir tanesi. Sadece 12.3mm kalınlığında ve 1.27 Kg ağırlığındaki kasası, ince ve hafif olmasıyla mobilite konusunda kullanıcısına avantaj sağlıyor. Başta yeni MacBook olmak üzere Asus UX305'den daha hafif olan Core M'li bilgisayarlar da mevcut ancak bu durum bilgisayarın ince ve hafif olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Alüminyum bloktan imal edilen şasesi oldukça güçlü görünen Zenbook UX305, aynı zamanda yekpare olmayan yapısıyla, gerektiğinde alt kapağın çıkartılarak donanımsal bileşenlere erişime de izin veriyor.
Son derece sade olan görünüm aynı zamanda bir o kadar akıcı olan bilgisayar, üst segmentte yer alan bir ürün olmamasına rağmen premium ürün algısı yaratmayı başarıyor. İnce olmasına rağmen temel giriş ve çıkış portlarını bünyesinde barındırarak, MacBook için yapılan tek port ile yaşam tartışmalarını kendi cephesine taşımayan bilgisayarda, her şey yerli yerinde görünüyor. Bir tasarım tercihi olarak hoparlölerin cihazın altına konumlandırıldığı bilgisayarın ön yüzünde, rahatsız eden herhangi bir unsura yer verilmemiş.
12.4cm köşegen ölçüsü ile Asus'un Zenbook ailesinde gördüğümüz en büyük touchpad ile gelen UX305, gerek çift parmak ile kaydırma gerekse de görüntü pinch to zoom gibi çoklu dokunmatik işlevleri başarıyla yerne getiriyor. Tek parça halinde dizayn edilen touchpad'de, sağ mı yoks sol kısma bastım gibi bir ikileme de düşmüyorsunuz. Hatta biraz alıştıktan sonra temel fare gereksinimiz yavaş yavaş yok olmaya başlıyor diyebilirim.
TouchPad gibi klavye de beğenimi kazanan bir başka önemli nokta. Elimdeki cihaz bir test örneği olduğu için Türkçe klavyeye sahip değil ancak piyasada olacak ürünler, Türkçe klavyeli . 60 gramlık bir baskı gücü ile harekte geçen ciklet tipi klavye butonlarının, yüksek dizayn edilmiş olması da avantaj sağlıyor çünkü bu sayede bastığınız her bir tuş size daha iyi geri bildirim sağlıyor. Açıkçası ultra-ince bir kasada böylesine yüksek butonlar kullandığı için Asus'u tebrik etmek gerekiyor. Ancak diğer taraftan Tayvanlı şirketi sert bir biçimde eleştireceğimiz bir eksiklik göze çarpıyor ki o da, klavyenin arka aydınlatmaya sahip olmaması. Yani karanlık bir ortamda, ya da gece vakti herhangi bir yerde bu bilgisayar kullanmak son derece zor olacak. Ah be asus, arka aydınlatmayı eksik etmeseydin en iyi klavye yarışında belki de en güçlü favorim olabilirdin.
Klavye konusunda eklemek istediğim son nokta ise güç butonun yerleşimi. Klavyeye dahil eden bu butona, en azından alışana kadar yanlışlıkla basmanız olası. İstenmedik bir anda delete tuşuna basarak bilgisayarı kapatabilirsiniz. Dolayısıyla dikkatli olmakta fayda var.
Buradan ekrana geçiş yapalım isterseniz. Asus UX305'in ekranı dokunmatik değil. Cihazın ince olması ve daha uzun pil ömrü sunması adına böyle bir kararda bulunan Asus, rakiplerine fark atabilmek adına 4K olarak yorumlayabileceğimiz 3200 X 1800 piksel çözünürlük seçeneği ile çıkıyor karşımıza. Aynı bilgisayarın Full HD opsiyonu da var ve bence eğer almak istiyorsanız tercihinizi ondan yana yapmalısınız. Bu sayede hem daha yüksek grafik performansı hem de daha uzun pil ömrü elde edebilirsiniz. Kaldı ki yüksek çözünürlüğe bağlı olarak zaman zaman grafik sürücüleriyle sıkıntılı anlar yaşadığımı da siz değerli dostlar ile paylaşmak isterim. Tüm bunlara ek olarak pek çok uygulamanın bu derece yüksek çözünürlük için arayüz seviyesinde tam olarak hazır olduğunu söylemek te zor.
Samsung üretimi IPS panele sahip olan Asus UX305'in görüş açıları oldukça iyi.
Bu donanım ve bu çözünürlük: Tek kelimeyle gereksiz. Daha yüksek çözünürlük hem grafik performansını düşürüyor, hem de pil ömrüne olumsuz etki ediyor.Tercihiniz Asus UX305 olacak ise Full HD ekranlı versiyon ile devam edin.
Teknik özellik bölümünde ifade ettiğim gibi Samsung üretimi IPS panel kullanan ekran, yüksek çözünürlük ile birlikte oldukça iyi bir keskinlik sunuyor sunmasına lakin, parlaklık ve renk üretimi noktasında beklentilerimin altında kaldığını söyleyebilirim. Özellikle kontrast değerlendirmesinde sınıfındaki en iyi ekranlardan birine sahip olmadığı aşikar. Ama diğer taraftan IPS panellerin en büyük avantaj noktası olan geniş görüş açısı, Asus Zenbook UX305'e de artı puan kazandırıyor.
Ekran dedik o zaman ses ile devam edelim zira çoklu ortam dendiğinde bu ikisini ayrı düşünmek imkansız. Bang and Olufsen imzalı IcePower stereo hoparlör, ortalama bir dizüstü bilgisayar ile kıyasladığımızda beğenimizi kazanıyor kazanmasına lakin, tam olarak beklediğimiz bu muyduuuu açıkası biraz daha iyi olabilirdi. Bu arada UX305 üzerinde AudioWizard yazılımı ile film ve müzik gibi farklı ses modlar seçilebilirken, Smart Audio yazılımı ile 10 kanal ekolayzır ayarı gerçekleştirilebilir.
Asus UX305'in ön kamerası "vay canına" dedirtmiyor ama görevini yerini getiriyor.
Kamera görüntüsü, orjinal çözünürlüğünün altında ekrana gelmektedir.
Son olarak bir de ön kameradan bahsetmek istiyorum, Asus Zenbook UX305'in 720p çözünürlüğündeki ön kamerası hem fotoğraf hem de video için detay seviyesinde eh işte dedirtiyor. Mükemmel değil ama görüntülü konuşma söz konusu olduğunda iş görür diye düşünüyorum. Asus ZenBook UX305 için bu kadar detay sonrasında şimdi isterseniz performans değerlerine göz atalım.
Diğer test sonuçlarını video içerisinde bulabilirsiniz.
Platform bağımsız test uygulaması GeekBench'te, mimari ve tasarım verimliliği için tek çekirdek performansına baktığımızda, Core M'in en yakın rakibinden yaklaşık % 13 daha hızlı olduğunu görüyoruz. Fiziksel çekirdek sayısı aynı olan Nvidia Tegra K1 ile kıyasladığımızda ise çok çekirdek performansının %37 daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ama tablonun geneline baktığımızda tek çekirdekte Core M hakimiyeti, çok çekirdekte ise Samsung Exynos 7420 (4x Cortex-A57 ve 4x Cortex-A53) üstünlüğü görünüyor. Tam bu noktada bazı detayların da altını çizmek gerekiyor. Tablodaki işlemciler arasında sadece Core M ve Exynos 7420 işlemcileri, 14nm üretim teknolojisiyle geliştirilirken diğerleri ise genelde 20nm. Ayrıca 86 mimarisi gereği, Core M platformunun ısıl tasarım gücü daha yüksek görünüyor ama tablo tam olarak bu değil. ARM ekosisteminde, bir telefonda kullanılacak üst seviye işlemciler, 2.5 Watt ile 3 Watt civarında TDP ile gelirken, örneğin tabletlerdeki A8X işlemisi ise ~ 5 Watt civarında. Dolayısıyla bu tablo bile Intel'in güç yüketiminde yakaladığı agresif başarıyı ortaya koyan önemli argümanlardan bir tanesi.
Intel Core M platformunun en zayıf işlemcisine sahip olan UX305, mobil cihazlarla kıyaslama yapabileceğimiz Geekbench 3 testinde, çok çekirdek performansı olarak örneğin Apple A8X ile çok benzer, Samsung'un Exynos 7420'sinden ise daha düşük skorlar alıyor. Tabi ki o platformlar daha fazla çekirdeğe sahip lakin, söz konusu x86 mimarisi olduğunda ve hedef benzer güç tüketim seviyesinde ARM tabanlı çözümlerden daha yüksek performans olduğunda ister istemez beklenti de artıyor. Ekranlarınıza gelen skorlar itibariyle Core M platformunu kendi sisteminiz ile de kıyaslayabilirsiniz. Kesin olan şu ki, Atom platformundan hallice daha güçlü olan Core M, genel amaçlı kullanıma yönelik tablet ve ultrabooklar için biçilmiş kaftan ama daha fazlasını arzu ettiğiniz Core M'li hangi cihaz olursa olsun nefesi tükenecektir kesinlikle.
da
Thermal Throttling sıkıntısı yok, bu güzel. CPU ya da GPU'nun termal bütçe kullanımı Turbo Modlarıyla doğrudan ilişkili
Oyun performansına ise iki açıdan bakmak gerekiyor. Test ettiğimiz Asus UX305, 3200 x 1800 piksel çözünürlüğündeki ekranı ile Nvidia ve AMD üretimi bir mobil grafik kartıyla bile çok iddialı olamayacaktı malesef. Dolayısıyla bu bilgisayarı bir oyun makinesi olarak düşünmemek gerekiyor. Windows 8 marketnde yer alan Modern COmbat 5 ve Asphlat gibi oyunlar keyifle oynanıyor lakin biraz daha ağır oyunlar, örneğin, Intel desteği ile geliştirlmiş Grid 2'ye geçtiğinizde en düşük kalite ayarları dışında hiç bir kaçış noktasınız kalmıyor malesef. Core M'li bir bilgisayar almak istiyorsanız eğer lütfen bu kriterlere dikkat edin. Performans konusunda son notum depolama üzerine SanDisk üretimi M2 SSD sürücüsü, gerçekten sağlam iş çıkartıyor.
Core M, Intel'in en güncel mimarisini taşıyor lakin 4.5 Watt olan termal bütçe özellikle grafik işlem birimini büyük ölçüde limitliyor. Core M ve fansız çalışan bir ultrabook, oyun konusunda beklentinizi yüksek tutmayın. Şunu da unutmamalıyız, bu işlemci ve platform yoğun performans gerektiren oyun ya da uygulamalar için tasarlanmadı.
Fansız olan dolayısıyla inanılmaz sessiz çalışan Asus Zenbook UX305 ısınıyor mu ? Farklı yük koşullarında yaptığım denemelerde, işlemci çekirdek sıcaklığını OCCT altında 70 derecenin az üzerinde ölçtüm. Sıcaklığın kasa dışına yansıması ise rahatsı edici düzeyde değildi. Bu açıdan Core M ailesi güzel iş başarıyor hakkını teslim etmeliyiz.
Son olarak pil ömrüne değinmek istiyorum. Asus Zenbook UX305, 45 Watt/saat kapasiteli pili ile ,Battery Mark testinde işlemci %100 yük altındayken 4.5 saat pil ömrü sundu. İşlemcinin o kadar meşgul olmadığı durumlarda ise bu süreyi 7 saate kadar uzatabilmek mümkün. Fena bir sonuç değil ama mucizeye de imza atmıyor. Tabi daha büyük bir pil ve daha düşük çözünürlüklü bir ekran ile bu süreyi 10 saate kadar uzatabilmek ve tabletimsi bir performans almak ta mümkün görünüyor. Pil konusunda detaylı tablo ve yorumu video içerisinde bulabilirsiniz.
Özetleyecek olursak eğer, Core M platformu özellikle grafik performansı tarafında beklentilerimin biraz altında kalsa da Intel'in gerçekten sağlam bir iş çıkardığını söyleyebiliriz. 4.5 Watt seviyesinde temeli oldukça güçlü bir işlemci tasarımı, fansız çalışan ultra ince tasarımlı ve pil konusunda neredeyse tabletlerle baş edebilecek çok yönlü ultrabook ve 2si1 arada bilgisayarların önünü açıyor. İşte tüm bunları bir araya getirdiğimizde, Core M platformu gerçekten alkışı hak ediyor. Bu platformun yapabildikleri var, beklentilerin altında kaldığı yönler var. Eğer yüksek oyun, video düzenleme ve matematik hesaplamaları başarımı bekliyorsanız şunu bilin; Core M yanlış tercih çünkü bu ihtiyaçlar için tasarlanmadı. Ama zaten ben yüksek performanslı bir bilgisayara sahibim fakat uzun seyahatler ve diğer kullanım senaryolarında günlük pek çok işin altından hakkıyla kalkabilecek, uzun pil ömrü sunan sessiz ve hafif bir bilgisayar arayışındaysanız işte o zaman Core M sizin için güçlü bir seçenek. 4.5 Watt ısıl tasarım gücü ile özellikle tek çekirdek performansında, önceki jenerasyonların 2-3 kat daha fazla ısıl tasarım değerine sahip işlemcileriyle benzer performans değerlerine imza atan Core M, çok çekirdek ve GPU performansında ise 4.5 Watt sınırlamasının etkilerini hissediyor ve aynı sıçramayı gerçekleştiremiyor. Ama Atom platformundan ciddi derecede daha güçlü, güncel x86 mimarisinin tüm özelliklerine sahip olan ve daha ince-fansız bilgisayarların önünü açan bir gelişme olduğunu da unutmamak gerekiyor Core M platformunun.
Fiyatlara gelecek olursak eğer, en azından ilk etapta Core M'li ultrabook'lar yüksek fiyatla girecek aynı birkaç yıl evvel ilk nesil ultrabook modellerinde olduğu gibi ama tabi ki bunlar yeni teknolojilerin sık sık yaşadığımız emekleme sancıları. Zamanla çok daha uygun fiyatlı alternatifler de pazara giriş yapacaktır. Asus Zenook UX305'e gelecek olursak eğer; tam aşık oluyordum derken klavyesinde aydınlatma olmaması ve yüksek çözünürlüğün pil kullanımı ile grafik performansına yaptığı olumsuz etkiler ile o son noktaya imza atamadı malesef. Ama ikinci nesil modelinde muhtemeln vay canına adamlar yapmış dedirtecek bir gelişimin sağlam temellerine sahip, bunu net bir şekilde sizlerle paylaşabilirim.