iPhone 11 ailesi, 3D Touch’ın kaldırılması, dolayısıyla çok daha büyük batarya ünitelerine vesile olması, bir iPhone’da ilk defa geniş açı kamerasını görmemiz gibi önemli değişiklikleri getirdi. iPhone XR, 2019’un ilk yarısında 26.9 milyon adet ile en çok ilgi gören telefonlardan biri olmuştu. Ben aynı ilgiyi iPhone 11’de de bekliyordum ki gördüğüm kadarıyla daha da fazla ilgi var, teknoloji devi Apple’ın bu telefonu XR adı altında değil de abileri gibi 11 serisi adı altında tutmasının da bunda büyük etkisi oldu diye düşünüyorum.
Apple’ın kutu tasarımı sabittir, telefon görseli ve kutu içeriklerine dair bilgiler. İçinden telefonun kendisi, 5V 1A amperlik adaptörü, evet yanlış duymadınız, bir tane Lightning kablosu ve EarPods çıkıyor, Lightning girişli olanı, kutuda 3.5mm dönüştürücü yok, ekstra olarak temin etmeniz icap ediyor.
Telefonun beyaz, siyah, yeşil, sarı, mor ve kırmızı renkli seçenekleri var. Misal veriyorum yok kristal beyazı, yok kuantum mavisi, yok şafak ışığı, yani renklerin ismiyle avlama gayesi gütmediklerini düşünüyorum ben, şahsen beğendiğim bir yaklaşım. Sarı olanı öyle cırtlak bir sarı değil, hemen hemen gördüğünüz gibi. Dikkat çekici bir renk mi, evet, orasına bir şey demiyorum, alışılageldik bir renk değil sonuçta ama bir yandan da bence telefona cıvıl cıvıl, belki de daha çok gençlere hitap eden renkli bir kimlik kazandırıyor. Dolayısıyla Apple Store’daki bu şeffaf, sert kılıfı da kullanabilirsiniz veya kontrast renkli kılıflarla güzel bir görünüm oluşturulabilir.
11 Pro ve Pro Max’in çelik çerçevelerinin aksine bunda alüminyum malzeme kullanılmış. Elde verdiği soğuk metal hissiyle, yeterince tutucu bulduğum cam arka yüzeyiyle, genel olarak oluşturduğu sağlam duruşuyla, nihayetinde de toplam işçilikle içime gayet sinen bir yapısı var. Hele ki ana kameraların olduğu, buzlu cam gibi görünen kısım mesela, aynı yekpare cam üzerinde iki farklı işlemle bu hale getirilmiş, küçük detaylar, büyük tabloyu zenginleştiriyor bence.
Apple, ekranı koruyan ve arka yüzeyi kaplayan cam için “bir akıllı telefondaki en sağlam cam” ifadesini kullandı ama Apple’ın kendi forumunda kullanıcılar ekranın kolay çizildiğine konular açmış. İkinci bir iPhone 11’im olmadığı için falçatayı alıp ekrana dalacak halim yok ama JerryRigEverything kanalında gördüğüm test normal bir sağlamlığa sahip olduğunu gösteriyor. Telefon ofisimize geldiğinden beri günlük telefonum olarak kullanıyorum, yaklaşık bir ay oldu ve evet, eller üstünde tutsam da 1-2 kılcal çizik oluştu.
6.1 inçlik ekranın kasaya oranı %79. 2019 yılı trendleriyle, trend telefonlarla kıyaslayınca elbette geride kalıyor. Face ID, bir önceki nesilden daha hızlı. 3D boyutlu tarama yapan projeksiyon kurulumu itibarıyla piyasadaki en iyi yüz tarama deneyimini sağlıyor, nadiren şifreyi gireyim açayım diyorsunuz. Güneş gözlüğüyle beni tanır mı peki, tanıyor arkadaşlar, her yüz tanıma sistemi bunu yapamıyor. Ama nedir, bu güzellik ekranda ciddi yer kaplıyor. 11 Pro ve Pro Max’e göre çok daha kalın çerçeveler işin içine girince ekran kasa oranı kıyasla düşük. Başlarda sırıtmıştı ama bir süreden sonra ister istemez, en azından benim gözüm alıştı, kişiden kişiye değişir.
Sağında ekran kilidi, ki ulaşılır bir yerde, ses ayarları solda, üstünde de sessize alma sürgüsü var. Telefon tek elle kullanılır bir telefon, ikinci eli aradığım zamanlar oldu ama diretmedi. Lakin tek el telefonu deyince, ekrana tamamen hakim olmak deyince herhalde iPhone 11 Pro’yu tercih ederdim, 5.8 inç tabiri caizse elime cuk diye oturuyor, belki de ellerim pek büyük değildir, bilemiyorum. Altında stereo hoparlör kurulumunun biri, Lightning girişi ve mikrofon var. Telefonda üç mikrofon bulunuyor, biri bu alttaki, biri ahizede, Siri için kullanılan bu, diğeri de kamera paketinin orada.
6.1 inç 1792x828 çözünürlüğünde, Apple’ın Liquid Retina adını verdiği IPS LCD bir panel. 326PPI gerçekten kağıt üstünde az görünebilir, ekran sonuçta 720P’nin sadece biraz daha üstünde ama test edeceğiz. Renkler yeterince canlı ve doğru, dizi film izlerken bana yeterince iyi ve keyifli geldi. Karanlığın, siyahların hakim olduğu sahnelerde OLED değilim diyor, arkadan ışık vuruyormuş hissi var ama bir LCD’ye göre derinler. Bu konuda 11 Pro ve Pro Max’teki bir OLED gibi değil kesinlikle, IPS LCD ekran bu telefonu onlardan uygun fiyatlı yapan birkaç kalemden biri.
Maksimum ekran ışığı 625nit, Pro’larda ise 800nit ama güneş altında görünürlük anlamında sorun teşkil edecek bir düzeyde değil ama çoğunlukla %100’de oluyor. Bakış açısına göre renk sapması ise tabiri caizse sıfır. Ben çözünürlükten korkuyordum, bu çözünürlük bu ekrana az diyordum cihaz elime ulaşana kadar. O yüzden şimdi bir test yapalım, iki ayrı telefonda aynı metinleri görüyorsunuz şimdi, sizce hangisi daha net, aklınızda tutun, şimdi de bir resim görüyorsunuz, sizce hangisi daha net? Arkadaşlar sağdaki iPhone 11, soldaki ise Samsung Galaxy S10e. S10e elmas, iPhone 11’de LCD piksel kurulumlu, piksel kurulumundan dolayı çözünürlüğüne rağmen ekran gayet net görünüyor, bu çözünürlük ve OLED bir ekran olsaydı mesela keskinliği kesinlikle yeterli gelmeyecekti.
Ekrana güç veren Apple Bionic A13 yongası. 7nm+ üretim mimarili, toplam 6 çekirdekli. İkisi 2.65GHz’e kadar çıkabilen Lightning çekirdeği, dördü 1.8GHz’e kadar çıkabilen Thunder çekirdeği. Sentetik testlerde rakibi diyebileceğim Snapdragon 855+’ın, Exnos 9825’in, Kirin 990’un hayli önünde. Android tarafında kullanılan yongalar genelde bir önceki senenin Bionic yongasıyla kafa kafaya geliyor. Yani misal veriyorum A13 önümüzdeki sene Android telefonlarındaki yeni yongalarla kafa kafaya olacak. Telefon 5G destekli değil arkadaşlar, ben olmasını de beklemiyordum, 4G LTE olarak geçiyor ama spesifik hızı belirtilmiş değil.
4GB RAM ve 256GB depolama. 64/128 ve 256GB şeklinde seçenekler var, sonuçta hafıza kartı yeri yok, o yüzden bence en az 128GB olanı alınmalı. Okuma ve yazma hızları gayet iyi, Note 10+’daki kadar hızlı bir depolama değil bu ama günlük kullanım senaryolarında hissedebileceğiniz farklar değiller bunlar.
Ekran düşük çözünürlüklü olunca, yonga da piyasadaki en güçlü yongalardan biri olunca, GPU tarafı da bir o kadar güçlü olunca PUBG’de istediğiniz ayarları açın, ben grafiği de kare/saniyeyi de son ayarlara getirdim ve sonuç, hangi sahne olursa olsun hiç düşmeyen 60FPS. Açık ara şu ana kadarki en akıcı PUBG deneyimi oldu benim için, ne dürbün açtığınızda, ne de kırmızı bölgede kafanıza bomba yağarken, ekranı 60Hz belki ama ben inanılmaz keyif aldım, dolayısıyla sadece benim için değil, piyasadaki en iyi oyun telefonlarından biri olmuş. Call of Duty Mobile’da da böyle, Fortnite’da da böyle ve yüksek performanslı bir telefon, ısınıyor, ekrana da yansıyor bu ısı, rahatsız edici düzeye gelmiyor ama. Özellikle Fornite’da bir sorunla karşılaştım, telefon oyunda baya ısındı ve belirli bir ekran parlaklığının üzerine çıkmama izin vermedi, PUBG’de Call of Duty Mobile’da veya başka bir oyunda bunu yapmadı, belki de bir güncelleme gerekiyor oyuna.
Arkada 12MP F/1.8 ana ve 12MP F/2.4 geniş açı kamerası var, Pro’lardaki 2x yakınlaştırma yok, açıkçası sık kullandığım veya aradığım bir şey değil optik yakınlaştırma. Quad LED çift ton flaşı ve mikrofonu es geçmeyelim. Kamera çıkıntısı telefonu masada bir miktar yalpalatıyor ama kılıf kullanıyorsanız bir sorun değil. Ana kamerada da ön kamerada da 4K 60FPS’ye kadar video kayıt edebiliyor. 1080P 240 kare/saniyeye kadar da ağır çekim destekli arka kamera, ön kamerada da 1080P 120 kare/saniye Slowfie var, ağır çekim videolara pek meraklı değilim, hele ön kamerada test haricinde hiç kullanmadım, zevk meselesi.
12MP ana kameranın netliği gayet doyurucu, 12MP’in hakkını verir nitelikte. Fotoğraflarda ekstra bir keskinleştirme hissetmiyorsunuz, doğal keskinlikten yana. Renkler olması gerektiği kadar canlı, fotoğraf çekildikten sonra telefon ekstra kontrast veya renkleri daha canlı göstermek için ekstra bir şey yapmıyor, benim iPhone’a geçme sebeplerimden biri de buydu, doğallık. Sadece çoğunlukla sıcak tonlu, sarı tonlu fotoğraflar çekme eğiliminde.
Siz isterseniz fotoğraf üzerinde oynayabiliyorsunuz ki kendi fotoğraf düzenleyicisini doyurucu buldum. Dinamik aralık harika, bu kadar olur, Smart HDR gerçekten akıllı çalışıyor, öyle karanlıkta kalan her şey çıksın ortaya derdinde değil, kıvamında. Gece modunu iPhone’da icat edilmedi ama belki de en başarılısını yakaladı, buradaki mantık da hadi geceyi gündüz yapalım şeklinde değil, ama gece karanlığında kaybolabilecek detayları keskinleştirmek ve mümkün olduğunca noise azaltmak. Obje ayrımı konusunda daha iyisini beklerdim, ufak tefek pürüzler görüyorsunuz zaman zaman, bu konuda ilginç bir şekilde Samsung S10 ailesi daha iyi.
Deep Fusion, A13 Bionic işlemci ve nöral işlemcisin yeteneklerinin birleştiği bir teknik. Siz tek bir çekim yaptığınızı düşünsenizde arka planda 9 çekim yapılıyor, farklı pozlamalarla ve bunları daha detaylı, daha keskin bir fotoğraf almak için birleştiriyor. Öncelikle bol ışık altında çalışmıyor Deep Fusion, telefon yeterli ışık olduğunu düşünüyorsa Smart HDR’ı kullanıyor. Ortam ışığı az ise Deep Fusion devreye giriyor. Elde ettiğim deneyim şöyle, daha fazla detay elde ediyorsunuz ama bu her zaman belirgin değil. Bir not, Çerçeve Dışı Çekilen Fotoğraflar diye bir ayar var, bu açıkken siz ana kamerayla da çekseniz telefon eğer gerekliyse bir tane de geniş açı kamerasıyla çekim alıyor ve bunu 30 gün boyunca telefonda tutuluyor.
Bu ayar açıksa Deep Fusion çalışmıyor, kapalıysa dediğim gibi gerektiğini düşünürse çalışıyor. Video tarafında gerçekten çok başarılı, ben Moment adlı bir program kullanıyorum, RAW diyebileceğim renk formatıyla, ISO’sunu, pozlamasını kendim belirleyerek videolar çektim, mikrofonunun da kalitesiyle rahatlıkla Vlog kamerasına dönüştürebileceğiniz kalitede. Video stabilizasyonu S10 ailesindeki kadar iyi değil, adımları hissettirme konusunda özellikle ama doyurucu mu, doyurucu.
Özçekim kamerası için de benzer şeyleri söyleyeceğim, olması gerektiği kadar keskin, yapaylık yok, renkler doğal ama bazen biraz sarıya kaçık. Ön kameranın obje ayrımı arka kameradan daha başarılı, çektiğim her fotoğraf bana keyif verdi. Sadece bol ışıklı ortamlarda ışık şiddetini bir tık aşağı çekme ihtiyacı hissettim. Slowfie’yi bence çok kötülediler, gereksizmiş gibi davrandılar ama bu çekimde mesela, tek başımayım ve ağır çekim bir şey çekmek istediğim arka kamera ile, odak kaçmış, ağır çekimde devamlı olarak odak almıyor çünkü.
Bunu artık ön kamera ile yapabiliyorum, arka kamera kadar kaliteli mi, tartışılır ama ne yaptığımı görebiliyorum artık. Genel video deneyimi çoğu kullanıcıya Vlog kameralarını bıraktıracak düzeyde net ve dinamik aralık anlamında bir o kadar başarılı. Karanlık ve aydınlık bölgeler için ayrı ayrı pozlama kullanıp bunları tek videoda birleştiriyor, dolasıyla yüzünüzde aydınlık, gökyüzü de patlamadan, beyaza kaçmadan videoda. Vlog çekmeyi düşünenleri kesinlikle teşvik edecek türden, genel olarak yine hayli beğendim.
İPhone 11’in artık nasıl fotoğraflar, videolar çektiğini biliyorsunuz ama sosyal medyada, sosyal medya sıkıştırmasından dolayı işler değişebiliyor. Bu yüzden kendi Instagram hesabımda sabit bir story oluşturdum ve bu telefonla çektiklerimi tek başlık altında topladım, bence girip canlı canlı kameraların sosyal medya performansını görün, en nihayetinde bu fotoğrafları, videoları sizin beğenmeniz gerekiyor. İPhone’ların Instagram’da daha başarılı olduğu bilinen bir şey, fotoğrafta Android telefonlarla arada çok fark yok ama özellikle videoda iPhone’lar çok daha az kayba uğruyor, hele 16:9 çekilmiş bir videoyu Android telefonlarda paylaştığınızda görüntü gerçekten bozuluyor ama iPhone’larda öyle bir durum yok.
İOS 13.2.3. Piyasanın en performanslı yongasına sahip bir telefonda elbette hız ve akıcılık anlamında şikayet edecek herhangi bir şey olmaması gerek, benim de bir şikayetim olmadı. İOS 13’le beraber gelen bazı hatalar yok değil, bazen bir fotoğraf paylaşmak istediğimde paylaşma menüsünün açılmaması, Bluetooth kulaklığın bağlantısını kestiğimde müziğin yarım saniye kadar telefondan devam edip kesilmesi gibi gibi şeyler, genel deneyimi zedelediklerini düşünmüyorum ama ufak tefek şeyler var, düzeltiliyorlar. Bir Andorid’den geçtikten sonra arayüzü değiştirememek, özelleştirmemek, özelleştirmeyi seven birisi için başlarda sıkıcı gelebilir.
Stereo hoparlör kurulumu. Maksimum sesi gayet iyi, distorsiyon yok. Detayları, detay ayrımı yeterince iyi, ne tizler ne baslar birbirlerini perdeliyorlar, genel olarak sıcak bir ses profili var, tok tonlara değiniyor. Dizi film izlerken keyifli, masanın üstüne koyup bir şeyler dinlediğimde de tatmin etti beni. Dolby Atmos destekli içeriklerde etkili, tön tayini kuvvetli ama destekli içeriklerde, en çok oyunlarda, PUBG’de hissettim ben, nereden sıkıldığını söylüyor baya baya. Lakin ses anlamında ben en iyisi olduğunu düşünmüyorum, şimdi beraber dinleyelim, görüşlerinizi yorumlar kısmında bekliyorum.
6.1 inç ekran, 8.3mm kalınlık ve 3110mAh batarya. Android camiasıyla karşılaştırınca kıyas kaldırmıyor tabii ama iPhone ailesi içinde, 2942mAh bataryalı XR’a göre bir artış var. Otomatik ekran ışığı ve hücresel veri ile sosyal medya ve mail takibi, alışveriş uygulamarında ve Instagram’ın keşfet kısmında gereksiz bir sürü vakit harcarım, Whatsapp, günde 1-1.30 saat kadar Spotify ve YouTube, testler için bol bol fotoğraf ve videoy, yarım saat kadar telefon görüşmesiyle, ayrıca yarım saat kadar da PUBG ki normalde telefonda oyun oynayan biri değilim, bu kullanımla ortalama 6.5 saat ekran süresi elde edebildim. Günü çıkarma konusunda hiç sorun yaşatmıyor, bunu bir iPhone için söyleyebiliyor olmak en azından benim için gerçekten çok şaşırtıcı. Yalnız adaptörü 5W’lık bir adaptör, Pro’lar gibi hızlı şarj destekli değil, hızlı şarj adaptörüyle de denedim, bir şey değişmiyor, yaklaşık 3 saatte şarj oluyor telefon, akşamdan şarja bırakmak icap ediyor.
802.11ax yani Wi-Fi 6 destekli, 2.4GHz veya 5GHz, iki bantta da stabil ve menzil anlamında sorunsuz. Ben NAS’ıma fotoğraf yedekliyorum, 4K video akışı alıyorum telefona, sorun yaşamadım. Bluetooth 5.0 destekli, özellikle Sony WF-1000X ve Sennheiser HD4.50 ile kullandım, kopma, atlama yapmadılar. Akıllı saatim de Samsung Galaxy Watch, sorun yaşayacağımı düşünmüştüm, birkaç pürüz var ama genel olarak memnunum ikiliden. GPS performansı sorunsuz, uyduları bulması çok vakit almıyor, bulduktan sonra haritada abuk subuk hareketler yapmıyor.
iPhone 11. Dediğim gibi ekranı cihazı elime almadan şüpheye düşürmüştü ama olumsuz bir tabloyla karşılaşmadım kesinlikle. Oyun oynayan biri değilim ama oyun performansı 60Hz ekranlı telefonlar arasında en iyisi, oyunlar sizin için bir öncelikle çok iyi bir seçim. Benim önceliğim kamera, mobil fotoğrafçılığı seviyorum ve istediğim, üzerinde oynanmamış doğal renkleri aldım, hatta dediğim gibi aldığım görüntüler, mikrofon başarımı beni Vlog’a teşvik etti.
Batarya için hep iPhone’larda “Plus’ını alın, Max’ını alın” derdim ama bu noktadan sonra, Pro Max çok daha iyi bataryada ama özellikle Plus olsun, Max olsuna gerek kalmamış. Uzun lafın kısası, iPhone 11, bir iPhone benim için ilk defa bu kadar doyurucu ve heyecanlı oldu. Platform değiştirmeyi düşünenler için çok güzel bir adım. En büyük önceliğiniz benim gibi kameraysa eğer 7-8 bin TL bandında bence başka bir telefona bakmayın, bu kadar net.