İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin asli sorumlusu olarak genellikle insan kaynaklı aktiviteler sonucu salınan karbondioksit gazı gösterilmekte. Ancak başka bir tür sera gazı, küresel sıcaklık artışlarının kontrol çıkmasından CO2 kadar sorumlu. Daha çok fosil yakıt tüketimi ile tarımsal ve hayvansal faaliyetler sonucu ortaya çıkan metan gazı, gezegenimizin ısınmasını konusunda CO2’ye fazlasıyla yardımcı oluyor.
Atmosferde CO2 kadar yüksek oranda bulunmayan metan gazının, bu “eksikliği” gidermek için ciddi bir avantajı var. Doğal yollardan da yayılabileceği gibi gübre endüstrisi, doğal gaz tesisleri, tarım ve havyan çiftlikleri aracılığıyla atmosfere yükselen metan gazının ısı hapsetme etkinliği, CO2’ye kıyasla yaklaşık 28 kat daha fazla. Bu da onu, küresel ısınmayı tetikleyen önemli oyunculardan biri haline getirmiş durumda.
Metan gazını küresel sınma sorununda önemli bir noktaya taşıyan husus ise sera gazının içinde bulunduğumuz dönemde rekor seviyeye ulaşmasında yatıyor. Stanford Üniversitesi’nce hayata geçirilen ve insan kaynaklı sera gazlarının etkilerini inceleyen Küresel Karbon Projesi isimli çalışmadan elde edilen verilere göre 2000 ila 2017 yılları arasında metan gazı emisyonlarındaki artış, 2000 öncesi döneme göre %9 seviyelerinde gerçekleşmiş. (aşağıdaki görsel; kırmızı renk, artışın olduğu bölgeleri gösteriyor)
Yılda yaklaşık 50 milyon tona eş değer bir artışı ifade eden söz konusu oran, araştırmacılara göre her 350 milyon otomobili yollara çıkarmakla aynı anlama geliyor. Projede yer alan ekibin Mayıs ayında yayınladığı rapora göre küresel karbon emisyon oranları Kovid-19 salgını nedeniyle ciddi oranda bir düşüş göstermiş. Ancak bu durum ne yazık ki metan için söz konusu değil. Bu konuda bir açıklama yapan ekip lideri Rob Jackson, “Virüs nedeniyle metan emisyonlarının karbon dioksit emisyonları kadar azalmış olma ihtimali yok. Çünkü halen daha evlerimizi ısıtıyoruz ve tarım alanları da büyümeye devam ediyor.” ifadelerini kullanmış.
Doğal gaza olan talep arttı
Metan emisyonlarındaki artışın baş sorumluları Afrika, Orta Doğu, Çin, Güney Asya ve Okyanusya bölgeleri olarak sıralanıyor. Bu oranlar Avrupa’da ise son 20 yıldır düşüş trendinde. ABD’de ise metan emisyon oranları, yıllık 4.5 milyon ton ile yine yükselişte görünüyor. Ülkede doğal gaza olan ilginin yükselmesine bağlı olarak söz konusu değerlerin arttığı görülüyor.
Küresel Karbon Projesi ekibinin atmosferdeki metan gazı artışına yönelik bir takım çözüm önerileri de bulunuyor. Doğal gaz tesisleri ile nakil hatlarındaki sızıntıların takibinin daha iyi yapılması ve canlı hayvan yemlerine ineklerin daha az gaz çıkarmalarını sağlayacak katkıların eklenmesi bunlardan bazılarını oluşturuyor. Özellikle canlı hayvan çiftlikleri işleten bazı büyük firmaların bu konuda atılımlar yaptığını söylemek mümkün.
Örneğin Burger King geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, ineklerden yayılan metan gazı oranını düşürmek adına hayvan yemlerine limon otu katmaya başladığını duyurmuştu. Şirkete göre yemlere yapılan bu katkı sayesinde hayvanlardan yayılan günlük metan gazı oranında %33’lük bir azalma gerçekleşecek.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.