Akıllı ev aydınlatma sistemlerine baktığımızda en geniş yelpazelerden birinin Philips’te olduğunu göreceksiniz, Hue ampüller, şeritler, lambalar ve bunlara bağlı aksesuarlar. Takip ettiyseniz eğer kendim Amazon.tr’den, indirim takip ede ede beş tane Hue Play ve bir tane Hue Bridge alıp uzun kullanım deneyimlerimi aktarmıştım. Bu sefer Philips Türkiye ekibi iki Hue Play ve bir Bridge’den oluşan paketin yanısıra HDMI Sync Box ve yeni Hue Go taşınabilir aydınlatmayı test masama getirdi arkadaşlar.
Hue Play. 25.3CM uzunluğunda, 4.4CM genişliğinde gövdesi siyah, difüzörü beyaz bir akıllı aydınlatma. RGB LED modüllere sahip, flamalı ampüllerle karşılaştırıldığında 42W’lık bir aydınlatma sağlıyor. 530 lümen kağıt üstünde az gelebilir ancak gerçek dünya koşullarında doyurucu olduğunu düşünüyorum, şu anda kendi gözlerinizle de görüyorsunuz zaten. 25 bin saate kadar kullanım ömründen bahsedilmiş, bu günde 6 saat kullansanız 11 yıl civarı bir zaman ediyor. İsmi cismi olmayan türde Çinli bir ürün olsa kağıt üstü verilere itimat etmem ama burada Philips’ten bahsediyoruz ve Philips’ten bahsettiğimiz için fiyatları belirli bir çıtanın üzerinde oluyor.
Tekli kutuları var, tekli ve adaptörlü olanları var ki bu adaptörlerin her biri üç Hue Play’e güç verebiliyor ve çift halinde olanlar var, bunlar çoğu zaman daha ekonomik. Yalnız bunlar tek başına değil, bir köprüyle kullanılıyorlar, o da Hue Bridge adlı bu arkadaş. Kutusundaki adaptörüyle güç verip RJ-45 portundan evinizdeki modem veyahut router’a bağlıyorsunuz. Kurulumu oldukça kolay, yazılım arayüzü Türkçe zaten kendi ekosistemime eklediğim Hue’lardan gördüğüm şey şu “arıyor ama bulamıyor, uygulamada gözükmüyor” gibi bir sorunla henüz karşılaşmadım, elektrik kesintilerinden sonra da sorunsuz çalışmaya devam ettiler.
Android ve iOS destekli Hue uygulamasında oda ve bölge ayarlayabilir, istediğiniz rengi, istediğiniz temayı efekti ayarlayabilirsiniz. Eğlence alanı oluşturdum mesela, TV kurulumu için hangi aydınlatma nerede, nereden örnekleme alsın da TV ile eşlenik renk sunsun bunu ayarlamış oluyorsunuz buradan. Google Assisstant ve Apple HomeKit destekli, aç kapa, rengi ayarlama, ışık şiddetini değiştirme, bu tür şeyleri sesle yapıyorum ama telefonumda ana ekranda Widget’larım var, komutlarını kendim belirledim, bunları kullanıyorum çoğu zaman.
Hue Sync HDMI. Yaptığı iş genel olarak şu, bir medya oynatıcınız, Android kutunuz, Playstation veya Xbox’ınız mı var ve bu kaynaklardan HDMI ile gelen görüntüyü tüm Hue ürünlerinizle eşlemek mi istiyorsunuz, bu kutuyu almanız gerekiyor. Ben masaüstü bilgisayarımda, Windows ve MacOS’ta Hue uygulamasıyla 3 Hue Play’i her monitörün arkasına bir tane olacak şekilde yerleştirdim, Hue Bridge’i de aynı odaya koydum, istediğim gibi gecikmesiz bir şekilde oyunlarımı ve aydınlatmalarımı eşledim, zaten hemen hemen tüm videolarımda bu kurulumu görüyorsunuz, görmüşsünüzdür.
HDMI Sync kutusu uzaktan bakınca aslında Android bir medya oynatıcı gibi görünüyor, tabii biraz daha iri yapılısı diyebiliriz, genel olarak sade ve sırıtmayan bir tasarım. Arkasında bir tane çıkış, dört tane giriş olmak üzere HDMI 2.0b portlarını görüyorsunuz, HDR10+ ve Dolby Vision desteği var lakin 4K 60Hz ile sınırlı, yeni konsollarla beraber 4K 120Hz’den bahseder olduk, dolayısıyla ben bu kutunun güncelleneceğini tahmin ediyorum ama benim konsolla işim yok, dizi film izleyeceğim zaten TV’imde derseniz sorun yok. IR alıcısı var, Blueooth 4.2 var kurulumunu yapmak için ve bu cihaz için Hue Sync uygulamasını kullanıyorsunuz, Wi-Fi’a da sahip Wi-Fi ağınıza bağlayıp kurulumunu tamamlıyorsunuz.
Deneyimine gelecek olursak, öncelikle PS4’ümle beraber test ettim, Hue Play’leri televizyonun arkasına koyarak denedim, uygulamasından oyun modunu şeçtim, eşleme hızını, şiddetini en yükseğe aldım, bu kimisine biraz yorucu gelebilir, bir tık altı ayar seçilebilir. Misal veriyorum bir köprünün altından geçiyorsunuz, bir tünele giriyorsunuz, hemen aydınlatmalar da o karanlığa düşüyor, bu oldukça hoş bir his. Tekken oynuyorum mesela, harekete aksiyona göre değil de maçın yapıldığı arenaya göre bana ambians sağlamış oluyorlar, bu 55 inç bir TV mesela, bir nevi ekranın sınırlarını aşmışsınız hissi veriyor, tüketilen içeriğe göre değişiyor tabii.
Dizi film veyahut benim gibi anime izliyorsunuz diyelim, özellikle bol aksiyonlu olanlardan, benim ilk beklentim aydınlatmanın hızlı sahnelerde gecikmemesi, gecikmiyor arkadaşlar, Hue ürünlerde neden bir de köprü almak durumundayız sorusunun cevabı bu aslında, gecikmenin önüne geçiyorlar, kontrol işini modemin router’ın insafına bırakmıyorlar. Philips Hue Play’lerin kutudan çıkan aparatlarıyla duvara yansıtıldığı senaryoyu baz alıyor aslında, benimkisi Ambilight’siz TV’yi Ambilight’lı yapma çabası biraz ama olmuyor arkadaşlar, Hue Play ile Ambilight’lı TV’deki aydınlatma başarımı yakalanamıyor. Bunun için Hue Gradient Lightstrip adlı şeride ihtiyacınız var, nispeten yeni bir ürün kendisi, 55-65 ve 75 inç TV’lere uygun, yine HDMI Sync kutusu ve Hue Bridge gerektiriyor ama Hue Play’li kurulumdan çok daha iyi sonuç vereceğini tahmin ediyorum.
Hue Go. Bu yeni versiyonu arkadaşlar. Tasarımsal açıdan bir fark göremiyorsunuz ama aslında farklar detaylarda gizli. Bir defa 1. nesil diyebileceğimiz Hue Go uygulamasından, Wi-Fi üzerinden yani ve arkasındaki butondan kontrol ediliyordu, 2. nesil’de Bluetooth desteği de var, sağa sola alıp götürüp detaylıca kontrol etmek için çok daha iyi olmuş böylesi, Google Assisstant ile sesli kontrol de var. Hazır tonlar arasında beyaz için birkaç ton var, sarı olanları kitap okurken kullandım mesela ve RGB olduğundan isterdiğiniz rengi tonu kendiniz de belirleyebiliyorsunuz.
Birinci nesil 300 lumen, ikinci nesil ise 520 lümen, Hue Play’ler kadar kuvvetli yani aydınlatma anlamında. Güç girişi ilk nesilde arkadaydı, şimdi yanında, kutudan çıkan adaptörüyle bağlıyorsunuz. Aydınlatma efektine, rengine göre değişmekle beraber içerisindeki bataryayla 18 saate kadar kullanım süresi sununuyor, mum modunda böyle, ambians modunda 10 saat, beyaz parlak ışıkta 2.5 saat gibi gibi. önceki nesille bence aradaki en büyük fark bu. Kablo yönetiminde ufak bir fark var, birinci nesilde güç girişi altındaydı, şimdi yan tarafında.
Genel olarak beyaz renkli plastik malzemeden, bence şirin görünen bir aydınlatma. İster arkasındaki desteğiyle ayakta dursun, ister sırtüstü dursun, ışığını tavandan yansıtsın, daha hoş bir sahne oluştursun. Ürün bende kalacak olsa yapacağım şey şu olurdu, hem yatağımın yanında başucu lambası yapardım hem de elektrikler kesildiğinde kullanırdım, yer yer indirime giriyor, 500TL civarına temin edilebiliyor. Hue Play, Hue Bridge, Hue Sync ve Hue Go V2 taşınabilir aydınlatma. Elde ettiğim tüm deneyimleri sizlerle paylaştım arkadaşlar, bundan sonra tercih karar sizin.