Kasa. Asus’un bu ATX kasada önceliğinin ortamla uyum sağlamak ve oturaklı bir görünüm oluşturmak olduğunu düşünüyorum, ki başarmış da. Devamında da hava akışı, önü kapalı gibi görünebilir, evet aralıkları çok açık değil ama ızgaralı bir yapı aslında. Sadece işlemci ve ekran kartı fanıyla kasanın önünden arkasına kesintisiz bir hava akışı resmedilmiş ama fazla iyimser görünüyor, termal testlerle sonuçları göstereceğim.
Önünde bu ızgaralar arasında adreslenebilir LED’lerden oluşan Lumiwiz adlı bir aydınlatma şeridi var, Pro Creator Hub üzerinde özelleştirilebiliyorlar ama temel olarak mesela Premiere’de bir çıktı alıyorsunuz bunun durumunu veyahut CPU-GPU yük durumunu gösterebiliyorlar, daha önce karşılaşmadığım bir şey.
Güç düğmesi için fiziksel bir kilit var, yanlışlıkla basılmasın diye var ama sistemi normal bir şekilde kapadınız diyelim, yine kilidi açıp tuşa öyle basmanız gerek, bence yazılımsal olarak oluşturulabilecek bir önlem. Taşınabilirlik açısından entegre kollar bulunmakta, eliniz tamamen içine geçecek kadar kavranmıyor ama güvenle kaldırabilecek kadar büyükler ve sağlam hissettiriyorlar, beğendim.
Üstünde kart okuyucu, iki Tip A bir Tip C USB portu ve 3.5mm jack var, bir iş sisteminden beklentiler burada net bir şekilde karşılanmış zira Tip C portu Display Port ve Power Delivery destekli. Hatta kasanın yanındaki vidamsı yapıya kulaklık asıldığı bir kurgu da var ama isteğe bağlı bir aksesuar.
Teknik özelliklere gelirsek kalbinde Intel 11. Nesil i9 11900 var, 8 çekirdek 16 izlekli bir işlemci. Tam yükte tüm çekirdekler için 3.2-3.3GHz civarında çalışıyor, tek çekirdek için 5.2GHz’e kadar çıkabiliyor. RAM Micron üretimi, tek modül kullanmışlar, 16GB 3200MHz hızında, ECC yani hata tespit yapabilenlerden değil. Depolamada yine Micron üretimi 1TB NVMe bir SSD var, okuma ve yazmada 2GB/saniye civarı bir performans gösteriyor.
GPU tarafında Nvidia RTX A2000’i görüyoruz, Ampere mimarisi, oyuncular bu GPU’yu RTX3050/RTX3060’dan biliyor. A2000 ise üst segment içerik üretme odaklı, 26 RT çekirdekli, 6GB ve 12GB GDDR6 bellekli ki bu kasadaki 12GB olanı, amacı iş olan bir GPU. Benim gibi en basitinden video kurguluyorsunuzdur, önizlemede faydalanırsınız, Ray Tracing ile gerçek zamanlı simulasyonlar üzerine çalışıyor olabilirsiniz, yapay zeka üzerine çalışıyor olabilirsiniz veyahut VR, emlakçılar, üretim merkezleri, ofisler için VR içerikleri hazırlıyorsunuzdur, bu kart özellikle bu işlere yarıyor zaten.
Bir yandan da teknik özellikleri seçilen kuruluma göre değişiyor, ekran kartı RTX3070 de olabiliyor, RAM 128GB’a kadar yükselebiliyor, anakart 4 slotlu siz de yükseltebilirsiniz, SSD 3. Jenerasyon 2TB’a kadar yine siz yükseltebilirsiniz, hatta Hot Swap yuvalarla çok basit bir şekilde mekanik disk de ekleyebilirsiniz. Yani seriyi sadece bu kurulum üzerinden değerlendirmemek lazım. Lakin genel özelliklerinden biri ISV sertifikalı olması, yani profesyonel yazılımlarla sorunsuz çalıştığının kanıtı olması ki Asus Autodesk ve Adobe’u özellikle vurgulamış, bu kurumsal tarafta önemli bir güvence.
ProArt Creator Hub ise arayüzünde CPU, GPU, RAM kullanım durumunu izleyebilir, hemen hemen tüm temel istatistiklere erişebilirsiniz. Fan için Dengeli, Performans ve Tam Hız modu var, her şekilde sessiz kalması için Dengeli modu kullandım. WorkSmart var, 8 taneye kadar uygulama seçiyorsunuz, masaüstüne eklediği kısayolla tek tıkla hepsini açıyor.
Asus AI ile sesli görüşmelerde aktif gürültü engelleme, ses çıkışı için Dolby Atmos desteği, ProArt Hub’da güncellemelere ayrılmış bir sekmenin bulunması ve kolayca yapılabilmeleri gibi ekstralar var.
Canlı video kurgu performansını görmek için videoyu izleyin
Asus ProArt Station PD5. Bu tür sistemlerin, Workstation’ların da diyebiliriz, en çok kullanıldığı yerler kurumsal şirketler oluyor. Toplama bir sistem akla gelebilir, evet şahsen bana da daha sıcak geldi, Asus ProArt veya Workstation bir anakartla yola çıkıp güçlü bir sistem kurabilirim ama kurumsal tarafta sorunsuzluk ve servis gibi konular çok daha hayati önem taşıyor, performans/maliyet dengesi bile hesap edilmiyor zira sistemler yüksek marjla çalışan iletişim şirketleri, post prodüksiyon şirketleri, sosyal medyaya içerik üreten edit kurgu odaklı şirketler, profesyonel fotoğrafçılar, bu gibi yerlerde makineler kendilerini çok ama çok kısa sürede amorti ediyorlar, yani ProArt Station PD5 gibi hemen ve sorunsuz şekilde işe başlayabilecek sistemler bu yüzden önem kazanıyorlar.