- Grafikler Bitmemiş Hissettiriyor
- Fazlasıyla Gizemli Bir Hikaye
- Hikayeye Yedirilmiş Bulmaca
- Oynanış Yetersiz
- Puan
- Yorumlar
2011 yılında çıkışını yapan Skyrim’in ne kadar önemli ve büyük bir oyun olduğunu biliyoruz. Sadece oyunun kendisi değil, oyun için o kadar fazla mod var ki artık modlar bile büyük popülerliğe kavuşmuş durumda. Hatta bu modlardan biri başarısı sayesinde kendi oyununa kavuşmuş durumda. Skyrim modu olarak ödül kazanan ve indirilme rekoru kıran bu mod bir süredir The Forgotten City ismi ile geliştiriliyordu. Sonunda da geçtiğimiz günlerde çıkışını yaptı. Bugünkü inceleme yazımızın konuğu da The Forgotten City.
Yayıncılığını Dear Villagers’ın yaptığı, geliştiriciliğini ise Modern Storyteller’in yaptığı The Forgotten City, bugün çıkışını yaptı. Ben de oyunu birkaç gün önceden oynama fırsatı buldum. Her şeyden önce şunu söylemekte fayda var, Skyrim’deki modu oynamadım ancak araştırdığım kadarıyla hikâye odaklı bir mod ve bu konuda birçok oyuncudan olumlu eleştiri almış bir mod. Bu oyun da yine hikayesi ile dikkat çekiyor. Geliştiricilerin ki kendileri yalnızca 3 kişi, bu durum ile ilgili açıklamaları şöyle: “Modu beğendiysen bu oyuna bayılacaksın. Modun en iyi taraflarını aldık, senaryoyu baştan yazdık ve 80.000 kelimeyi aşan orijinal metni iki kat uzattık. Ayrıca oyuna heyecan verici birçok beklenmedik gelişme, son ve sürpriz ekledik. Yepyeni bir şehrin sokaklarında dolaş. Yeniden tasarlanan karakterleri tanı.”
Oyunun ana odağı dediğim gibi hikaye kısmı bu yüzden diğer tarafı kısa kısa geçip asıl önemli noktaya gelelim. Her şeyden önce ses ve grafikle başlasak iyi olur bu yüzden. Oyunda çevre ortam sesleri öyle çok dikkat edilesi değil ancak seslendirmeler ve müzikler gayet başarılı. Müzikler antik Roma dönemine gayet uygun. Zaten öyle çok fazla akılda kalıcı müzik olduğunu söylemek zor daha çok ambiyans için yapılmış müzikler gibi. Seslendirme kısmında ise yine yeterli bir seslendirme ile karşılaşıyoruz diyebilirim.
Grafikler Bitmemiş Hissettiriyor
Grafikler için aslında şöyle bir şey söylesem tamamen açıklamış olurum. Unreal Engine ile geliştirilen Skyrim ancak 2011 çıkışlı. Kısaca açıklayayım: Animasyonlar, kaplamalar ve diğer tüm detaylar Skyrim oynuyormuş gibi hissettiriyor ancak Unreal Engine geliştirildiği için her şey biraz daha renkli. Ayrıca oyunların arasında 10 yıl olmasının da ufak bir etkisi var. 10 yıl sonra bile benzer bir grafik görmek üzücü ancak geliştiren ekibin 3 kişiden oluştuğunu ve Bethesda olmadıklarını söylemek gerek.
Gelelim oynanış ve hikâye kısmında. Şahsen bu oyunu duyurulduğundan bu yana bekliyordum çünkü hikayesi gerçekten bir hayli övülmüştü. Bu oyundan beklentim de kesinlikle grafik veya ses değildi, tek beklenti hikâye. Belki biraz da oynanış. Hikâye için kesinlikle aradığımı buldum diyebilirim. Oyunun hikayesi için geliştiricilerin ricası sebebiyle ne yazık ki çok fazla ayrıntı veremiyorum, bu yüzden kesinlikle spoiler olmayacak diyebilirim.
Fazlasıyla Gizemli Bir Hikaye
Şahsi olarak gizemli yapımlara bayıldığımı söylemem gerek. Bu yüzden gizem unsuru içeren çoğu yapımı oynamış, izlemiş veya okumuşumdur. Hatta o kadar fazla “gizemli” içerik tükettim ki artık çoğu içeriğin başından nasıl bir sonu olacağını az çok anlayabiliyor ve tadımı kaçırabiliyorum. Bunları şu yüzden söylüyorum; The Forgotten City, uzun zaman sonra beni gerçekten meraklandıran ve gizem unsurunu yitirmeyen bir hikayeye sahipti. Özellikle oyunun başı beni inanılmaz içine çekti, ardından çok fazla diyalog ile boğulduğum için biraz hevesim kaçtı. Ama sonrasında oyunu biraz keşfettikten ve çözdükten sonra daha keyifli olmaya başladı. Özellikle biraz da oynanış mekaniği eklenince daha keyifli oldu ve sonuna kadar sürükleyici bir şekilde devam etti. Oyunda birden fazla son bulunuyor ve aynı şekilde bu durum görevler için de geçerli. Birçok görevi birkaç farklı şekilde yapabilirsiniz. Ancak burada oyunun tarzından biraz bahsetmek gerek.
Hikayeye Yedirilmiş Bulmaca
Oyunun hikayesi başlı başına bir bulmaca diyebilirim. Dümdüz bir hikayeye sahip değil, takip edip fikir yürütüp çözmeniz gereken şeyler var. Oyun size bazen yardımcı oluyor. Bunun dışında çoğu şeyi siz çözüyorsunuz. Oyun bir şeyleri yapmanın birkaç farklı yolu var. Ayrıca oyunda bir zaman döngüsü de bulunuyor, bu yüzden bazı şeyleri bu döngüyü kullanarak da çözebilirsiniz. Kısaca oyunun hikaye kısmı sonlara doğru kendini çok belli etse de birçok sürprize sahip. Deneyimlemesi her şeye rağmen çok keyifli.
Oynanış Yetersiz
Oyun ile ilgili beklentilerimden yola çıkarak tek eleştirim oynanışın yetersiz olması. Özellikle başlangıçta oyun size mekanik sunana kadar sadece diyaloglarla boğuyor. Karakterler ve diyaloglar çok ayrıntılı yaratıldığı için en azından oyuna daha kendinizi daha kaptırmamışken bu ayrıntılar sıkabiliyor. Sonrasında biraz oynanış ekleniyor ancak bence bu bile yeterli değil. Yürüme simülasyonu türünden ucu ucuna kurtuluyor diyebilirim.
Puan
Sonuç olarak The Forgotten City bana keyifli dolu 7, 8 saat yaşattı diyebilirim. Başlangıçta yer yer sıkılsam hikayeyi takip etmesi bir hayli keyifli. Keşke daha yüksek bütçe ve daha fazla zaman olsaydı diyebilirim. Oyun bugünden itibaren PlayStation 5, Xbox Series, PlayStation 4, Xbox One, Switch ve PC için erişilebilir durumda.
0 puan için her şeyiyle kötü rezalet bir oyun, 10 puan için eksiksiz muazzam bir oyun ve 5 puan için de ortalama bir oyun dersek, The Forgotten City için puanım 7 olur. Puan olmadan son bir cümle kurmam gerekirse de “Eğer İngilizceniz orta düzeyin üzerindeyse ve güzel bir hikaye keşfetmek istiyorsanız deneyebileceğiniz bir yapım.” diyebilirim.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.