Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası” planına göre 2035 yılına kadar ve 2050 yılına kadar iki kademede yeşil hidrojen üretimi yaygınlaştırılacak. Çevreci, temiz ve yenilenebilir enerji kaynağı olan yeşil hidrojene önem verilecek.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Hidrojene geleceğin enerji taşıyıcısı gözüyle bakıyoruz.” ifadelerini kullanarak hidrojene verilen önemi anlatmıştı. Yeşil hidrojen, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak suyun elektrolizi yöntemiyle elde edilen enerjiyi ifade ediyor. Çevreci olmasıyla dikkat çekiyor. Sıfır emisyon avantajının yanı sıra enerji yoğunluğu istenen sektörlerde kullanılabilmesi, taşıma kolaylığı ve depolama maliyetlerinin düşük olması da yeşil hidrojeni öne çıkarıyor.
Kg başına üretim maliyeti 2035'e kadar 2,4 dolara düşecek
Türkiye, 2053’te net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Bu doğrultuda 2030 yılından başlayarak 2053 sonuna kadar hidrojenin doğal gaza karışım oranının yüzde 12'ye ulaşması sağlanacak. 2035’e kadar yeşil hidrojenin kilogram başına üretim maliyetinin 2,4 dolara düşürülmesi, 2050 yılına gelindiğinde ise 1,2 dolar seviyesine düşürülmesi hedefleniyor. Elektrolizör kurulunun gücünün ise 2030’da 2 gigavata, 2035’te 5 gigavata ve 2053 yılında 70 gigavata çıkarılması amaçlanıyor.
Rzayeva, Türkiye’nin orta vadede elektroliz teknolojisini ithal edeceğine ancak önümüzdeki on yıl içerisinde yerli elektroliz üretmek için inovasyona yatırım yapılacağını sözlerine ekledi. Rzayeva şu ifadeleri kullandı:
“Şu an itibarıyla eğer Türkiye yeşil hidrojene yönelmeye karar verirse elektrolizör ithal etmesi gerekiyor. Türkiye, önümüzdeki yıllarda güneş enerjisi teknolojisinde gördüğümüz başarı öyküsünü tekrarlamaya çalışacak. On yıl önce güneş enerjisi panellerinin yüzde 100’ünü ithal ediyordu. Şimdi ise güneş panellerinin yüzde 90’ına kadar yerli olarak üretim yapıyor.” dedi.
Türkiye’nin hidrojen hedeflerinin önündeki en büyük engelin politika belirsizliği olduğunu söyledi. Sözlerinin devamında, “Birkaç yıl içinde pazarın ne olacağı çok belirsiz. Piyasaya yönelik herhangi bir düzenleme ya da tasarısı yok. Hidrojen üretim ve ihracat tesislerine yatırım yapmanın pek çok riski var. Türkiye’nin net bir tabloya sahip olması biraz zaman alacak.“ dedi. Türkiye'de Enerjisa Üretim'in Bandırma Enerji Üssü'nde yeşil hidrojen üretimine başlandı.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.