1985 yılında ABD başkanı Ronald Reagan ve Rus Lider Mikhail Gorbaçov’un yer aldığı bir zirvede gündeme gelen ve hikâyesi o zamandan günümüze kadar uzayan Dünya’nın en büyük füzyon reaktörü projesinde önemli bir aşamaya gelindi. Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktörü (ITER) adı verilen ve Avrupa Birliği, Japonya, Hindistan, ABD, Rusya, Çin ve Güney Kore’den oluşan bir konsorsiyuma ait ve Fransa’da faaliyete geçecek projede montaj aşamasına gelindi. Hatırlanacağı üzere bundan 8 ay kadar önce ITER’e ev sahipliği yapacak olan binanın inşası tamamlanmıştı.
Tüm insanlığa yetecek kadar sınırsız ve temiz enerji vaadi sunan nükleer füzyon, Güneş ve benzeri yıldızlarda meydana geliyor ve atomları birleştirerek enerji üretmeye dayanıyor. Fisyon yani atomları parçalamak olarak ifade edilen reaksiyonların aksine füzyonda radyoaktif atık oluşmuyor ve çok daha fazla enerji ortaya çıkıyor. Ekstrem şartlar altında gerçekleşen bu reaksiyonlar Güneş’teki yüksek basınç sayesinde 14.6 milyon santigrat derece sıcaklıkta ortaya çıkarken Dünya koşullarında bu reaksiyonu oluşturmak ve muhafaza etmek için yaklaşık 150 milyon santigrat derece sıcaklığa ihtiyaç duyuluyor.
Güneş ortamını gezegenimizde oluşturmak için elimizdeki en önemli araç ise 1960’lı yıllarda Sovyet bilim insanlarınca icat edilen Tokamak reaktörleri. Şimdiye kadar yapılmış en başarılı manyetik muhafaza sistemi olarak bilinen bu reaktörlerin füzyon reaksiyonları için bir temel oluşturacağına inanılıyor. Uygun manyetik alan altında kararlı, yüksek yoğunluk ve sıcaklığa sahip plazma oluşturabilen ve füzyon çalışmalarında sıkça kullanılan araçlar olan bu reaktörler, simit benzeri şekilleriyle hidrojen atomlarından oluşan dairesel plazma akışlarına ev sahipliği yapıyor. Süperiletken mıknatıslar sayesinde sıkıştırılan bu atomların birleşerek devasa boyutlarda enerji ortaya çıkarması sağlanıyor.
Kendisi de bir Tokamak reaktörü olan ITER’in montajı tamamlandığında ortaya 23 bin ton ağırlığında bir yapı çıkacak. Milyonlarca parçanın bir araya getirileceği montaj sürecinde ağırlıkları 3 bin tona ulaşan süperiletken mıknatıslar kullanılacakken bunlar da birbirlerine 200 km uzunluğa ulaşan süperiletken kablolar aracılığıyla bağlanacak. Mıknatısların ideal şartlarda faaliyet göstermesi için -269 santigrat derecede soğutulması gerekiyor.
İlk plazmadan elde edilen veriler, en az 10 yıl incelenecek
Herşey yolunda giderse 23.6 milyar dolarlık projedeki ilk ultra-sıcak plazma 2025 yılı sonlarında üretilecek. Takip eden 10 yıllık süreçte ise araştırmacılar, ITER’den elde edecekleri verileri inceleyip reaktörün istendiği gibi çalışıp çalışmadığını anlayacak ve ileri seviye testleri gerçekleştirmeye başlayacak.
ITER ve diğer füzyon reaktörü projelerinde, bilim insanlarının en çok merak ettikleri konuların başında ise bu yapıların tüketeceği enerjinin üreteceği enerjiden fazla olup olmayacağı hususu geliyor. Önümüzdeki süreçte bakalım insanoğlunu ne gibi gelişmeler bekliyor olacak.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.