1990’lı yıllarda başlayan avuç içi bilgisayar veya PDA olarak tanımlanan ve o dönemin kırpılmış işletim sistemlerini barındıran küçük ekranlı ofis cihazları dönemi, Microsoft’un mobil dünyadaki yükselişini de ateşlemişti.
Toz pembe hayaller
Palm gibi rakipleri olmasına karşın 2000’li yılların başlarında artık standart telefon haline gelen HTC HD 2 gibi pek çok model sayesinde Windows Mobile işletim sistemi oldukça popülerdi. Microsoft bu dönemde kendine aşırı güveniyordu ve ilk iPhone modelinin fiyatı açıklandığında Steve Ballmer’ın efsane kahkahası bunun en büyük örneğiydi. Bugün Ballmer kahkahalarından pişmanlık duysa da o dönem toz pembe hayaller kuruluyordu.
Ne var ki Symbian işletim sistemiyle Nokia’nın parlaması, 2007 sonrasında ise iOS ve Android işletim sistemlerinin pazara hızlı girişi aslında geleceğin de habercisiydi. Microsoft bu dönemde Windows Phone 7 hamlesini yapmış olsa da önceki Windows Mobile kullanan cihazları bir anda çöpe çevirmesi tüketicilerin rakip sistemlere kaymasına neden oldu. Windows Phone 8 ve Windows 10 Mobile hamleleri de bu erimeye dur diyemedi.
Yakın dönemde Microsoft akıllı telefon pazarına en azından işletim sistemi platformu olarak veda etmişti. Android işletim sistemli Surface Duo ile yeni bir çıkış yolu arayan Microsoft’un başarı grafiği merak konusu.
Microsoft’un kurucusu ve dünyanın en zengin insanları arasında yer alan Bill Gates halen bu başarısızlığı hazmedebilmiş değil. Gates rakiplerin olgunlaştığı dönemde yapılan başarısız hamleleri pek dikkate almayarak şanssızlıklarını 1998 yılındaki dev tekel davasına bağlıyor.
1998 yılında neler oldu
Grafik tabanlı işletim sistemi konseptine geçtikten sonra hızlı bir yükseliş yaşayan Microsoft hem ofis yazılımları tarafında hem de internet tarayıcı tarafında büyük bir avantaj elde etmişti. Windows 98 ile en büyük hamlesini yapmaya hazırlanan firma aynı tarihte başlatılan tekelleşme soruşturması ile tarihi bir çöküşün eşiğine gelmişti. Hatta tabiri yerindeyse Bill Gates’in başını bile yemişti.
Özellikle Netscape tarayıcısının batışına da ön ayak olduğu düşünülen sebep Microsoft’un tekelleşmeye çalışmasına bağlanıyordu. Windows 95 ile önemli bir pazar payı elde eden Microsoft haliyle Internet Explorer, Office gibi yazılımlarını kolay bir şekilde kullanıcıya pazarlayabiliyordu. Bu durum Apple, Java, Linux, Lotus gibi rakiplerini savunmasız bırakıyordu.
Microsoft aslında 1994 yılında benzer bir soruşturma geçirmiş ve yazılımların bir ürün değil özellik olduğunu savunmuştu. Bu dönemde Adalet Bakanlığı ile bir uzlaşma sağlanmış ve farklı yazılımlarının önünü kesmeme konusunda anlaşılmıştı.
Şikayetler ve farklı eyaletlerde açılan davalar sonrasında Adalet Bakanlığı bu kez 1998 yılında 20 eyaletin katılımıyla Microsoft’a tekelleşme davası açtı. Benzer nedenler ve 1994 yılındaki uzlaşmanın çiğnenmesi de dosyaya eklendi.
Bill Gates’in başını yedi
Yaklaşık 3 yıl süren mahkeme sürecinde bir ara Microsoft’un işletim sistemi ve yazılım olarak iki iştirake ayrılması kararı bile verilmişti. Microsoft bu kararın yeniliğe ve üretkenliğe büyük darbe vuracağını belirterek temyize gitmişti.
Nihayet 2001 sonlarında Adalet Bakanlığı ve Microsoft tekrar uzlaşıya vardı. Microsoft yazılım geliştirme araçlarını üçüncü taraf firmalara da açmaya ve 5 yıl boyunca bu süreci izlemek için tüm belgelere erişim hakkı olacak 3 kişilik bir komisyona razı oldu. Bununla birlikte Microsoft’un gelecekte hazırlayacağı yazılımlarını yine işletim sistemine entegre etme konusunda ise bir baskı olmadı.
Sıkıntılı geçen bu süreç Windows 98 işletim sisteminin piyasaya çıkışını geciktirdi. En önemlisi imajının sarsıldığı gerekçesiyle Bill Gates’in bu süreçte görevini bırakması oldu. Microsoft’un yönetimini Steve Ballmer devraldı.
2002 yılında en üst mahkemenin eyaletlerin itirazına rağmen uzlaşmayı onaylaması Microsoft için rahat bir nefes anlamına geliyordu. Firma süreç sonunda stratejilerini yeniden belirledi ve yoluna devam etti.
Geçtiğimiz günlerde bir oturumda konuşan Bill Gates, tekelleşme davasının firmaya büyük bir darbe vurduğunu ifade ediyor. Windows Mobile platformunun bugün bile hâkim bir konumda olacağını söyleyen Gates, davanın kaynaklarının ve dikkatlerinin büyük bir bölümünü götürdüğünü belirtiyor. Hatta böyle bir alternatif durumda kendisinin uzun bir süre daha CEO olarak kalabileceğini belirtiyor.
Bill Gates alternatif bir evrenden bahsediyor olsa da tekelleşme davası olmasaydı bugün yansımaları nasıl olurdu kesin bir şey bahsetmek zor. Microsoft daha o zamanlarda Nokia markasını satın mı alırdı yoksa Google’dan önce Andy Rubin’i mi transfer ederdi akla pek çok ihtimal gelebilir.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
NE korkutuculugu YHA hadi ordan o ZMN internetde kullanmayn ???
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.