Korku türünün her zaman kendine has bir kitlesi olmuştur. Ancak H.P. Lovecraft’ın tarzının kitlesi biraz daha geniş. Burada elbette Lovecraft’ın korku tarzının biraz daha gotik tarzda olmasının da etkisi var. Lovecraft’ın edebiyata, filmlere hatta oyunlara bile inanılmaz bir katkısı var. Ancak nedendir bilinmez kitapların yaşattığı hissiyatı neredeyse hiçbir uyarlama yapım hissettiremiyor. Bugün önereceğimiz dizi de bu hissiyatı yaşatmayı başarabilen yapımlardan birisi.
Bugün sizlere önerdiğimiz dizi Lovecraft Country. Dizi, Matt Ruff'ın 2016'da yayınladığı aynı adlı romanından esinleniyor. Kitabın ve haliyle dizinin isminden de anlaşıldığı gibi hem kitap hem de dizi H.P. Lovercraft'ın Ctulhu Mitolojisi'nden esinleniyor. Burada ufak bir ayrıntı paylaşmam gerekiyor. Lovecraft edebiyatına hâkim olanların da bileceği gibi ne yazık ki H.P. Lovecraft ırkçı bir insandı. Kitaplarında da siyahi insanlara yapılan ırkçılığı rahatça görebiliyoruz. Bu dizinin esinlendiği kitap ve dizinin kendisi de aslında Lovecraft’ın edebiyatına duyulan saygıyı ve ırkçılığına karşı tepkiyi temsil ediyor.
Get Out ve Us filmlerinin senaristi ve yönetmeni olan Jordon Peele'nin ve J.J. Abrams'ın yürütücü yapımcılığını üstlendiği, yaratıcılığını Misha Green'in yaptığı HBO'nun yeni korku dizisi Lovecraft Country dizisinin oyuncu kadrosunda Jonathan Majors, Jurnee Smollett-Bell, Courtney B. Vance ve Michael Kenneth Williams gibi isimler bulunuyor. Dizi 10 bölümden oluşuyor ve her bölüm yaklaşık olarak 1 saat uzunluğunda.
Her şeyden önce dizinin gerçekten başarılı bir yapım olduğunu söylemem gerek. Özellikle oyunculuklar gerçekten kaliteli. Aynı şekilde dizinin HBO’dan gelen yüksek bir bütçesi bulunuyor ve görsellik de yeterli düzeyde. Diziye dair güzel olan ama aynı zamanda dizinin kötü yanını ortaya çıkaran bir durum mevcut. Dizi başlangıçta bir yolculuk dizisi gibi başlıyor. Lovecraft’a mitolojisine doğru geçiyor ve o sırada gerçekten inanılmaz bir keyif veriyor dizi. Tam bu sırada dizi, bize ana hikâye olarak sunduğu hikayeyi tamamlayıp başka bir hikaye anlatmaya başlıyor, aynı karakterlerle. Bir anda dizinin konusu Lovecraft’tan Perili Ev temasına, sonra da Indiana Jones tarzı hazine avcılığına geçiyor. Yanlış olmasın dizi her bölümünde hangi temayı işliyorsa çok iyi işliyor ancak sürekli temanın değişmesi insanın alışmasına engel oluyor ve kafa karışıklığı yaratıyor. Aslında tüm bu temalar tek bir şeye bağlı ancak sürekli değişmesi dediğim gibi pek hoş olmamış. Ayrı bir sezon dizi çekilebilecek temaları tek bir bölümde geçmiş dizi. Son bir artı olarak, dizi geçtiği dönemi de gerçekten çok güzel aktarmış.
Ancak yine de yukarıda anlattığım her şeye rağmen gayet keyifli ve başarılı bir dizi Lovecraft Country. Özellikle Lovecraft edebiyatı sevenlere, korku edebiyatı sevenlere ve gotik edebiyatı sevenlere rahatlıkla öneriyorum. Ayrıca o dönemdeki siyahi insanların hatta bazen günümüzdeki siyahi insanların bile neler yaşadığını biraz daha iyi anlayabilirsiniz.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz: