Maddeleri ısıtıp eritmek bir çoğumuz için günlük bir iş olabilir. Bunu yaparken de arkasındaki fizik kurallarını pek düşünmeyiz, esasen gerek de yoktur. Erimenin altında yatan şey gerçek ise, ısı verilen moleküllerin enerjileri artarak kendi aralarındaki bağları zayıflatıp serbestçe dolaşmaya başlamalarıdır. Bu bağlar zayıfladıkça önce katı halde yumuşama, akabinde sıvı hale geçme ve en sonunda buharlaşma meydana gelir.
Altın için de bu durum “normal şartlar altında” geçerlidir. 1,064°C’ye kadar ısıtılan altın erir ve farklı formlarda şekillendirilir. Ancak, İsveç Teknoloji Üniversitesi'nden Ludvig de Knoop, nasıl yanıt vereceğini görmek için altını elektron mikroskobuna koyarak adım adım artan manyetik alana maruz bırakmış.
Aşamaları kaydeden bilim adamları ellerindeki verileri incelediklerinde, üst katmandaki altın atomları arasındaki bağların gevşeyerek erdiğini görmüşler. Altın üzerindeki manyetik alan etkisi kaldırıldığında metal eski haline geri dönüyor. Ludvig de Knoop keşfi ilk fark ettiğinde sıra dışı bir kavramla karşı karşıya kaldığından şaşkına döndüğünü, altın hakkındaki temel bilgimizin değişeceğini belirtiyor.
Bilim adamları erime olayının tam olarak nasıl gerçekleştiğinden emin değiller, ancak olayın “düşük boyutlu faz geçişi” şeklinde adlandırılan bir kavramla gerçekleşmiş olabileceğini düşünüyorlar. Söz konusu kavram, 2016 yılında fizik dalında Nobel Ödülü alan bilim adamlarının ortaya koyduğu topolojik faz değişimlerine dayanıyor. Bu aşamada bilim adamları araştırmalarını bu alana yoğunlaştırmışlar.
Araştırmacılardan Eva Olsson, metal yüzeyindeki atom katmanlarını kontrol edip özelliklerini değiştirebiliyor olmanın sensör, katalizör ve transistör teknolojisinde yeniliklere kapı açabileceğini ve temassız bileşenlerde yeni kavramlar ortaya koyabileceğini belirtiyor.
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
11478 kez okundu.
12 kişi, toplam 12 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
altın, erime ve