Üç boyutlu yazıcılar gelişen teknolojinin en büyük nimetlerinden biri. Çizim/tasarım yazılımlarının gelişmesi ve farklı özelliklerdeki materyallerin yazıcılardan kullanılmaya başlanmasıyla, üç boyutlu yazıcılarda üretilmiş çok sayıda ürünü görmeye başladık. Bunlar arasında araba şasisinden uçak motoruna kadar ileri düzey ürünler de yer alıyor.
Üç boyutlu yazıcı teknolojisinin ulaştığı bir diğer alan ise tıp. Özellikle eğitim amaçlı olarak basılan organlar ve dokular, öğrencilerin görseller üzerinde daha iyi ve detaylı eğitim almasına olanak tanıyor. Cleveland Klinik’ten gastroenterolojist Nizar Zein, bu fikri bir adım ileri taşımaya karar vermiş. Zein, cerrahların ameliyat öncesi MR ve BT gibi iki boyutlu görseller üzerinde dikkatlice çalıştığını, ancak bunun her zaman yeterli olmadığını belirtiyor.
Hastaya özel üç boyutlu organ basma fikrini meslektaşlarına açan Zein, hastanın MR ve BT görüntülerinden faydalanılarak oluşturulmuş ve reçinenden yapılma bir organla karşılarına çıkmış. Anatomik olarak yeterli olmasa da bir hastalarının ameliyat masasında beklenmeyen bir komplikasyon geçirmesini, önceden yapılacak bu tarz bir çalışmayla görebileceklerini anlamalarıyla tüm meslektaşlarını ikna edebilmiş.
Elindeki modeli geliştiren Zein, gerçek boyutta, hastanın BT ve MR görüntülerine dayanılarak şekillendirilmiş, doku, damar, sinir, kas gibi yapıların tamamını gösteren üç boyutlu bir organ basmış. 20 farklı vakada kullanılan baskı organlar, her bir vaka için doktorların stratejilerini değiştirirken, bir donörün elverişli olmadığını anlamalarına imkân vermiş.
Son yıllarda iyice gelişen teknoloji sayesinde ekip günümüz itibariyle kanayan üç boyutlu organlar tasarlamış. Bir böbrek ameliyatını simule etmek isteyen Rochester Üniversitesi’nden ürolojist Ahmed Ghazi, bağırsak, karın boşluğu ve böbreği tüm damar, kas, yağ, boşluk ve yapılarıyla üç boyutlu yazıcı da oluşturmuş. Bir kutu içerisine anatomiye uygun olarak yerleştirilen organlar üzerinde operasyon gerçekleştiren cerrah, gerçeğiyle bire bir uyumlu, kesildiğinde kanama yapan böbrek taşı ameliyatını başarıyla tamamlamış. Bu tarz uygulamalar eğitim için de oldukça faydalı. Ameliyatta yer alan on asistan cerrahın tamamı, tecrübenin çok eğitici olduğunu ifade etmiş.
Çalışmayı ilerleten Ghazi ve arkadaşları, doğrudan organ basmak yerine organ dokuları oluşturmuşlar. Bu dokuların içerisine istenen özellikte hidrojel enjekte ederek damar, kas, yağ gibi davranmasını sağlamışlar. Damarların içerisine kan benzeri bir sıvı yerleştirerek de kanama hissiyatını elde etmişler.
Ghazi, basılan organlarda kesme duyusunun birebir olmadığını, bu tecrübeyi elde edebilmek için de arttırılmış gerçeklik firmalarıyla çalıştıklarını belirtiyor. Teknolojinin gelişmesiyle tıp dünyasında çığır açan ameliyatların önü açılamaya devam edecektir.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.