“Programlanabilir RNA düzenlenmesi için endojen ADAR’ın (RNA'ya özgü adenosin deaminaz 1 (ADAR1) adlı bir protein yapmak için talimatlar sağlar) güçlendirilmesi” şeklinde dilimize çevirebileceğimiz LEAPER teknolojisi, CRISPR-Cas 9 yönteminin aksine doğal olan proteinlerini kullanarak direk olarak DNA’yı değiştirmiyor. Dolayısıyla yeni teknolojide kalıtsal değişiklikler meydana gelmesi söz konusu değil. Araştırma ekibinde görevli bilim insanı Zhou Zhuo’ya göre LEAPER hem çok hassas hem de CRISPR’a kıyasla çok daha güvenli.
Hurler sendromundan muzdarip insanlardan alınan hücrelerde denenen yeni yöntemin, hücre RNA’larının uğradığı mutasyonu önemli bir oranda azalttığı görülmüş. Zhou, testlerin sıçanlar üzerinde yapılmaya devam edildiğini de ayrıca belirtmiş.
Henüz emekleme aşamasında olan LEAPER'ın CRISPR yöntemini tahtından edip edemeyeceğini bilemesek de yeni yöntemin, kalıtsal değişiklikler oluşturmadan hastalıkları tedavi edebileceğini iddia etmesinin dikkat çekici olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.