Çin Ulusal İstatistik Bürosu (UBS) tarafından yayınlanan rapordaki bu rakam kayda değer görünmeyebilir ancak Çin’in 2001’den 2014 yılına kadar her yıl kömür tüketimini arttırdığını ve 2014 yılında ilk kez bir önceki yıla oranla yüzde 1.28 daha az kömür tüketerek bu yükselen kömür tüketimi grafiğini tersine çevirdiğini düşündüğümüz de yüzde 4.8’in aslında ne kadar önemli bir rakam olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Aynı raporda 2015’e kıyasla ülkedeki güneş enerjisi kapasitesi yüzde 81.6, rüzgar enerjisi kapasitesinin ise yüzde 13.2 arttığı da belirtildi. Tabi bu rakamlar ülkedeki enerji devriminin ispatı niteliği taşıyor olsa da ülkedeki toplam enerji üretiminin yüzde 62’lik kısmı halen kömür santrallerinden sağlanıyor.
Dünyanın en büyük sanayi uluslarından biri olan Çin’de hükümet programına göre 2020 yılına kadar ülkedeki toplam enerji üretiminin yüzde 15’inin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması planlanıyor. Greenpeace'in kurucusu Lauri Myllyvirta da dünyanın karbon salınımı sıralamasında önde gelen ülkeleri olan Çin ve ABD’nin fosil yakıtlara karşı yaptığı/yapacağı hamlelerin çok önemli olduğunu ve bu ülkelerdeki karbon salınımın azalmasının dünya genelinde gözle görülür etkiler yaratacağını dile getirdi.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.