Geçtiğimiz hafta Siemens bir hafta içinde iki devasa anlaşmaya imza attı. Bunlardan biri Almanya’nın Arkona’da kuracağı açık deniz rüzgar çiftliğine sağlayacağı 60 rüzgar türbininin anlaşması. Diğeri ise Birleşik Krallık’ın East Anglia açık deniz rüzgar çiftliğine sağlayacağı 102 rüzgar türbininin anlaşması. Siemens’in bu anlaşmalara imza atmasının özel bir manası var zira şirket Almanya’da Energiewende (Enerji dönüşüm projesi) kapsamında hiçbir sipariş alamamış olmaktan yakınıyordu.
Birleşik Krallık’a gönderilecek olan üniteler yedi megavatlık jeneratörlere sahipken, Arkona’ya gidecek olan türbinlerde ise kapasite sekiz megavat olacak. Bir Danimarka firması olan Vestas da Siemens’e benzer şekilde sekiz megavatlık türbinler üretiyor. Firmanın açık deniz türbinlerinden birini deneme amaçlı olarak Danimarka topraklarında inşa edişini aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
Açık deniz sektörü kara sektöründen iki ana özelliği ile ayrılmakta. İlk olarak devasa ekipmanın nakliyesi, sahilde yer alan bir üretim tesisiyle denizde yer alan bir rüzgar çiftliği arasında, karada yer alan bir rüzgar çiftliğiyle gerçekleşecek olan sürece göre daha pürüzsüz işliyor. Çünkü karada yer alacak bir çiftlik için ekipmanların köy ve kasabalardaki normal yollar üzerinden aktarılması gerekiyor. İkinci olarak ise rüzgarın esme rejiminin deniz üzerinde karaya nazaran daha sabit ve güçlü olması. Böylece daha büyük jeneratörlerin kullanımının da önü açılmış oluyor.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
5725 kez okundu.
11 kişi, toplam 15 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
Enerji, rüzgar çiftliği ve