Bünyesinde çok büyük miktarda su barındırıp suda çözünmeyen polimerlere hidrojel denir. Bu sıra dışı özelliği nedeniyle tıp dünyasında hidrojel kullanım alanlarının geliştirilebilmesi için uzun yıllar süren araştırmalarla yapılagelmiştir. Bu alanlar arasında tedavisi zor olan yumuşak doku hastalıkları, kalp hastalıkları ya da kanamaların durdurulması yer almıştır.
Bu çalışmalarda en büyük engel hidrojellerin dokuya tutunmalarını ve orada sabit kalmalarını sağlamak olmuştur. Kendiliğinden dokuya tutunmayan hidrojeller dikilebilmesine karşın, menüsküs, kıkırdak gibi hareketli yerlerde pek verimli olmamıştır. Ayrıca vücudun akışkan kimyası da gerekli ilaç yoğunluğunu sağlamada büyük bir engel olarak bilim adamlarının karşısına çıkmıştır.
İsviçre École Polytechnique Fédérale de Lausanne’dan bilim adamları Dominique Pioletti ve Pierre-Etienne Bourban geliştirdikleri yeni hidrojelle bu soruna bir çözüm sunuyorlar. Yeni hidrojel %90 oranında sudan oluşurken yapılan testlerde yüksek gerilim ve mekanik baskılara karşı başarı göstermiş. Üstelik hidrojel kendiliğinden dokulara bağlanma özelliğine sahip. Bu nedenle dokuya dikilmesine de gerek kalmıyor.
Çapraz bağlı yapıda olan ve fiber ağ içeren yeni ürün, günümüzde kullanılan biyo-hidrojellerden on kat daha güçlü şekilde dokuya tutunuyor. İçerisine enjekte edilen ilaç ya da tedavi hücresi sayesinde kan akımının düşük olduğu dokularda tedaviyi mümkün ve hızlı kılıyor.
Araştırmacılar ürünün geliştirilmesi halinde kemik kırıklarında kullanılan titanyumun yerini alabileceğini, hatta dokuların birbirine bağlanması için dikiş ihtiyacını ortadan kaldırabileceğini belirtiyorlar.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.