Antibiyotik kirliliği kavramı ise bakterilerin ilaçlara direnç kazanmasına etki eden bir başka faktör olarak göze çarpıyor. Antibiyotik kirliliğinin daha iyi anlaşılabilmesi kapsamında York Üniversitesi'nden bir grup çevre bilimci ve mikrobiyoloji uzmanı; 6 kıtada yer alan 72 ülkedeki toplam 711 nehrin sularında en çok kullanılan 14 antibiyotik ilacın oranlarını test etmiş. Yapılan inceleme sonrası araştırmacılar, 711 nehir havzasının üçte 2'sinde antibiyotiğe rastlamış.
Sonuçlarda ne gibi istatistikler var?
Gerçekleştirilen inceleme sonrasında elde edilen sonuçları paylaşan araştırmacılara göre;
- 111 nehirde antibiyotik yoğunluğu, güvenli sayılan sınırların üzerinde çıkmış durumda.
- İnceleme yapılan nehirlerin %65’inde antibiyotik saptanmış.
- Afrika ve Asya’da bulunan nehirler, antibiyotik açısından en kirli nehirler olarak tespit edilmiş.
Tuna Nehri Avrupa’nın en kirlisi
Elde edilen bulgular, kirliliğin tek kaynağının insanlar olmadığını da ortaya koymuş. Dünyada üretilen antibiyotiklerin üçte ikisinin hayvanlarda kullanıldığını belirten araştırmacılar, Hayvan idrar ve dışkısında bulunan antibiyotiklerin nehirlere, göllere ve yeraltı sularına karıştığını söylüyor.
Dünya nehirlerinde en sık rastlanan antibiyotik, idrar yolu enfeksiyonlarında kullanılan Trimetoprim olmuş. Araştırmada sonucu elde edilen en kirli örneklerden biri ise Bangladeş'ten gelmiş. Buradan alınan su örneğinde bulunan ve deri ile ağız enfeksiyonlarında kullanılan Metronidazol oranı, güvenli sayılan antibiyotik kirliliği seviyesinden tam 300 kat daha fazla çıkmış.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.