Emisyon skandalında bu kez hedef Renault

Yorumlar

Geçtiğimiz yıl otomotiv üreticilerinin diken üzerinde geçirdiği bir yıl oldu. Alman üreticinin araçlarında kullandığı hileli yazılımın ortaya çıkmasıyla birlikte dünya genelinde emisyon testlerinin aldatılabildiği ortaya çıkmış oldu. Bu olayın sonucunda ise bütün otomotiv üreticileri yeniden zan alında kaldı ve emisyon testleri birer birer tekrarlanmaya başladı.

Emisyon skandalının basına yansıyan etkileri bitmek üzereyken bu kez Renault skandala dahil oldu. Geçtiğimiz hafta şirketin Paris'te yer alan merkezine baskın yapıldı ancak olayın çıkış noktası biraz daha geçmişe dayanıyor. Özellikle Alman Çevre Koruma Lobisi (DUH) geçtiğimiz yılın sonlarında Renault'un bir çok modelini test ederek emisyon değerlerinin çok yüksek çıktığını dile getirmişti.

DUH, özellikle Renault Espace modelinde normalin 25 kat üzerinde Azot oksit (Hava kirliliğine sebep olan bir gaz) salınımı olduğunu, ancak şirketin bunu yazılımlarla gizlediğini iddia etmişti. Şirketin bir çok aracı benzer testlerden başarıyla çıksa da özellikle Escape modelinde kullanılan 1.6 litrelik dizel motor tabiri caizse yakalandı.

Sonrasında uzunca bir süre oldukça uzun bir süre bu konuda gelişme yaşanmadı, ancak geçtiğimiz haftalarda yapılan ani baskın konu hakkında uzun bir süredir araştırma yapıldığını gösteriyor. Baskın Fransa Çevre Bakanlığı tarafından yapılırken, şirketteki üst düzey yöneticilerin bilgisayarları da dahil olmak üzere bir çok bilgisayara el konulduğu belirtildi.

Baskının ardından Renault'un piyasa değeri %20 gibi önemli bir ölçüde eridi. Bu durum şirketin yaklaşık 5 Milyar dolar değer kaybettiği anlamına gelirken Renault ile birlikte Fiat Chrysler ve Peugeot gibi diğer Avrupalı üreticiler de %8-10 arasında değer kaybı yaşadı. Bu kayıplar ise Avrupa borsasında %2'lik genel bir düşüşe neden oldu.

Renault hisselerindeki düşüş

Renault yetkilileri ise ilk etapta konuyla ilgili kendilerinden emin açıklamalar yaptı. Kendileri dışında bir çok üreticinin benzer şekilde yeniden testlere tabi tutulacağını hatırlatan şirket yetkilileri araçlarına güvendiklerini ve emisyon hilesi yapmadıklarını söyledi. Şirket adına konuşan satış direktörü Thierry Koskas ayrıca "Emisyon değerlerini düşürecek teknik bir plan üzerinde çalışıyoruz, önümüzdeki hafta yetkililerle paylaşacağız" ve "Test koşullarında emisyon kurallarına uyuyoruz." gibi açıklamalarda da bulundu.

Fransa'da kurulan Emisyon Komisyonu (UTAC) daha önce farklı markalardan toplam 100 yeniden emisyon testine tabi tutulduğunu açıklamıştı. 100 araçtan 25 adeti ise Renault'a ait modellerden oluşurken 2015 sonuna kadar yapılan 11 modelin (4'ü Renault'a ait) testinde bir sorun gözlenmediği belirtilmişti. Sonrasında Fransa Çevre Bakanı Segolene Royal ise baskının sebebini doğrulayacak nitelikte bir açıklama yaptı. Royal "Renault dahil olmak üzere ülke içerisinde üretilen bazı otomobillerde emisyon değerleri standartların üzerinde çıktı, ancak bilgisayar yazılımlarında emisyon manipülasyonu gözlenmedi." dedi.

Açıklamadan anlaşıldığı kadarıyla Renault ile birlikte diğer bazı üreticilerin de emisyon değeri standartların üzerinde çıkmış durumda. Royal, PSA Peugeot Citroën, Volkswagen, Mercedes, Ford, Opel, Toyota ve BMW markalarına ait araçların da emisyon testinden geçeceğini hatırlatırken test edilecek toplam araç sayısını 100 civarında olacağını yineledi. Sonrasında Nissan, Volvo, Suzuki ve Fiat modellerinin de test edileceği açıklanırken tüm bu sürecin sonrasında detaylı bir rapor yayınlanacağı belirtildi.

Satış direktörü Koskas'ın açıklamasının diğer kısmında ise Renault'un 2015 yılında 2,8 milyon araç satarak dünya çapındaki satışlarını önceki yıla göre yüzde 3,3 oranında arttırdığı belirtildi. Ayrıca Renault'un CO2 emisyonlarının iyileştirilmesi programlarında önemli sıralarda (2013'te 1. ve 2014'te 2.) yer aldığı ve emisyonu %10'a kadar azalttığı da hatırlatıldı.

Şimdilik yaşanan gelişmeler Fransız bakanlığının oldukça sıkı bir denetim gerçekleştirdiğini gösteriyor. Bu sıkı tutumun sonucunda hangi üreticileri neyin beklediği ise belirsiz. Görünen o ki olay sonrasında yaşanacak detaylı rapor, başroldeki Renault'un kaderini büyük ölçüde belirleyecek.