Komitenin paylaştığı verilere göre 18 yaşının üstündeki Amerikalıların yarısının yani yaklaşık 117 milyon kişinin fotoğrafları bu veri tabanına kayıtlı. Üstelik veri tabanındaki bu fotoğrafların %80’i kişiler ceza aldıkları zaman değil de pasaport, ehliyet ya da benzeri dokümanlar alırken çekilen fotoğraflardan oluşuyor. Yani bireylerin fotoğraflar veri tabanına eklenirken onlara hiçbir şekilde bilgi verilmiyor, rızaları alınmıyor. Komite’nin dikkat çektiği bir diğer nokta ise FBI’ın kullandığı yüz tanıma sisteminin %15 gibi yüksek bir hata oranına sahip olması. Sistem ayrıca siyahi kişilerde beyazlara göre daha fazla yanılıyor.
Verileri paylaştıktan sonra konuşan Komite Başkanı Jason Chaffetz; yüz tanıma sisteminin, kolluk kuvvetlerinin: insanları, mülkleri, sınırları ve ulusu korumak için oldukça önemli olduğunu ancak sistemin aynı zamanda kötü niyetli kişiler tarafından özgürlükleri kısıtlayıcı bir şekilde kullanılmasının da oldukça kolay olduğunu söyledi. Özellikle FBI’ın kullandığı vücuda yerleştirilen kamera ile sokaklardaki insanların fotoğraflarının veri tabanına eklenmesinin kabul edilemez olduğuna değinen Chaffetz, bu yeni teknolojinin ciddi bir şekilde denetlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Kontrol Altında Değil
Georgetown Üniversitesi’nden Profesör Alvaro Bedoya da "Hiçbir federal kanun bu teknolojiyi kontrol altında tutmuyor, hiçbir mahkeme kararı onu sınırlamıyor. Bu teknoloji kontrol altında değil.’’ diyerek Komite’ye destek çıktı. Hükümet Hesap Verebilirlik Bürosu’ndan Diana Maurer yüz tanıma sistemindeki yanılmalara dikkat çekerek masum insanların hiçbir ilgisi olmadığı olaylarla ilgili evlerine polis gelebileceğini ve göz altına alınabileceklerini söyledi. Maurer de geçtiğimiz yıl GAO’nun yaptığı incelemelerde yüz tanıma sisteminin siyahi kişilerde daha fazla yanıldığını tespit ettiklerini açıkladı.
Konuyla ilgili açıklama yapan FBI yetkilisi Kimberly Del Greco, iddiaların oldukça sert olduğunu söyledi. Yüz tanıma sisteminin suçların çözülmesinde büyük bir kolaylık sağladığını söyleyen Greco, sistemin sadece ipuçlarına ulaşmak için kullanıldığının altını çizdi. Aslında NGI projesi kapsamında FBI’ın yıllardır parmak izi topladığı biliniyordu ancak bu toplama süreci suçluların yakalanmasıyla gerçekleşiyordu. İnsanların şu an şiddetle karşı olduğu şey ise herhangi bir suça karışmamalarına rağmen kendilerinden habersizce fotoğraflarının çekilmesi ve veri tabanında kullanılması.
Şimdi ise ABD Gözlem ve Yönetim Reformları Komitesi’nin bu konuyu ABD’nin yasama organlarından olan Temsilciler Meclisi’ne taşıması ve veri tabanının kullanım dışı bırakılmasını ya da sıkı denetim kuralları getirilmesini isteyeceği düşünülüyor.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Bana çok korkutucu geliyor bunlar.